reform – Cennetin Bahçesi https://www.cennetinbahcesi.com Dini Paylaşım Sitesi Wed, 07 Aug 2019 23:30:59 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.9 110917297 Dinde reform ne demek? https://www.cennetinbahcesi.com/2019/08/08/dinde-reform-ne-demek/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/08/08/dinde-reform-ne-demek/#respond Wed, 07 Aug 2019 23:30:59 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5806

Sual: “Avrupa dinde reform yaparak ilerledi. Bizim de aynı şeyi yapmamız gerekir” deniyor. Dinde reform ne anlama gelir?
CEVAP
Reform, ıslah etmek, bozulmuş bir şeyi düzelterek, eski doğru haline getirmek anlama gelir. Hristiyanlık bozulmuş olduğu için reform yapılmış oldu. Müslümanlık bozulmadığı için bu şekilde bir hareket bozmak olur. Bunun için reform yapmak isteyenlerin, dinimizi içten yıkmak istedikleri anlaşılmaktadır.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Bid’at ehli, yapacağı değişimlerle, dini düzelteceklerini, olgunlaştıracaklarını zannederek bid’at çıkarıyor, bid’atlerin zulmetleri ile sünnetin nurunu örtmeye çalışıyorlar. Bunlar, dinin noksanlıklarını tamamladıklarını iddia ediyorlar. Bilmiyorlar ki din noksan değil, kâmildir. Dini noksan sanıp, tamamlamaya [çağa uydurmaya, çeşitli bid’atler çıkarmaya] çalışmak, Maide suresinin, (Bugün sizin için dininizi ikmâl eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum) mealindeki 3. âyetine inanmamak olur. (m.260)

Bugünkü anlayışa nazaran dinde reform üçe ayrılır:
Ehl-i sünnet âlimleri, cahiller ve din düşmanları tarafınca dine sokulmak istenen hurafeleri düzelttiler. Çeşitli kıymetli kitaplar hazırladılar. Kendilerinden bir şey ilave etmediler. Eshab-ı kiramın bildirdiklerini naklettiler. Ondan sonra gelen âlimler de bunların kitaplarından naklederek kitap yazdılar. Bunlara reformcu değil, Müceddid denir. Nitekim hadis-i şerifte (Benden sonrasında, her yüz senede bir âlim çıkar, dinimi kuvvetlendirir) buyuruldu. İmam-ı a’zam, imam-ı Şafii, imam-ı Gazali, imam-ı Rabbani ve ahir zamanda gelecek Hazret-i Mehdi bu müceddidlerdendir. (Rahmetullahi aleyhim)

Dinde reformun ikinci kısmı, İslam âlimlerinin bildirdiklerine inanmayıp, Kur’an-ı kerime ve hadis-i şeriflere, kendi anlayışlarına nazaran mana veren sapıkların tuttuğu yoldur. Bunların İslam âlimlerinin bildirdiklerinden ayrı söyledikleri şeylere bid’at ve kendilerine de bid’at ehli yada mezhepsiz denir. Peygamber efendimiz (Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak. Bunlardan 72si Cehenneme gidecek, biri inanışı sebebiyle Cehenneme girmeyecek) buyurdu. Cehenneme girmeyen fırkanın ise (Ehl-i sünnet vel-cemaat) olduğu icma ile bildirilmiştir.

İbadette bid’at, Peygamber efendimizin ve dört halifesinin zamanlarından bulunmayıp, onlardan sonrasında dinde meydana çıkarılan, yakarma olarak yapılmaya çalışılan şeylerdir. İbadetlerde ilave ve çıkarma olmaz. Sözgelişi TVdeki imama uyup namaz kılmak bid’attir.

Dinde değil, âdetlerde değişim ise bid’at ve günah değildir. Sözgelişi çatal kaşıkla yiyecek yiyecek, kahve, çay içmek benzer biçimde şeyler âdet olduğundan bid’at değildir.

Dinde reformun üçüncü kısmı, dini ıslah ediyoruz, düzeltiyoruz diyerek İslamiyet’i içten yıkmaya emek harcama hareketidir. Yakın tarihimizde camilere müzik aleti sokma ve sıra koyma benzer biçimde gayretleri olmuştur. Aynı kurnaz amaç devam etmektedir. Dikkatli olmak gerekir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/08/08/dinde-reform-ne-demek/feed/ 0 5806
Dogma, format ve reform https://www.cennetinbahcesi.com/2019/07/21/dogma-format-ve-reform/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/07/21/dogma-format-ve-reform/#respond Sun, 21 Jul 2019 15:26:59 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5723

Ateistler, dini hükümlere, âyet ve hadislere, doğrusu nasslara dogmadiyerek karşı çıkarlar. Dogma, kelime olarak, emsalsiz kabul edilen informasyon, inanç anlama gelir. Örnek olarak hepimiz Hazret-i Âdem’den gelmiştir. Hazret-i Âdem de topraktan yaratılmıştır. Bu nassla durağan(durgun) kati bir inançtır. Ateistler “Bu bir dogmadır, bilimsel olmayan dogmalara inanmayız” derler. Şimdi mezhepsizler türedi. Ateistlerin dogma, dinimizin nass söylediği yada edille-i şeriyye denilen hükümlere, mezhepsizler, format diyorlar.

Dinde yenilik yaptığını söyleyen bir mezhepsiz, fakirin lehine diyerek zenginlikteki nisap miktarını 96 gramdan 80’e indirmiş. (Önceleri İslam âlimlerine uyarak altının nisabının 96 gr bulunduğunu açıklamıştım. Fakat fakirin lehine olduğundan şimdi 80 gramı esas alıyorum) diyor.

Fakirin lehi dinde ölçü olur mu? Madem ölçü oluyorsa, ne diye 70 gr değil de, 80 gr alınıyor? 10 gr alınsa fakirin daha lehine değil mi? Hatta bu ölçüyü temelli kaldırsa, fakirlerin lehine olmaz mı? Âlimlerin bildirdiği ölçüye uymadan fakirin lehine diyerek altının nisabını değişiklik yapmak dinde reform olur.

Başka bir mezhepsiz de, aşağıda bildirilen 5 maddedeki hükümler için, “Bu çözüm değildir, formatlara takılıp kalmadan, hükümleri tekrardan değişik bakış açılarına bakılırsa yorumlamak gerekir. Format şudur: Ribaı nesie’de fazlalık şartı yoktur. Kadr ve tür illetlerinden biri var ise, faiz olur. Doğrusu 5 gün sonrasında geri almak kaydıyla 5 altın verir gene, 5 altın olarak geri alırsanız faiz olur. Eğer formatlara uyarsanız, gelişmeyi durdurursunuz; korumak istediğiniz değerlerle yaşam arasındaki bağları zaafa uğratır, hep Molla Kasım’larla karşı karşıya gelirsiniz” diyor. Molla Kasım da gelse, biz Format reformcusuna değil, edille-i şeriyyeye uyarız, yeni formatla dinimizi sulandırmayız.

Ödünçte faiz olabilir

Bey ve Şirâ Risalesi şerhinde, (Ödünç verirken, vakit atama etmek, malı, misli ile veresiyle satmak olur. Bu ise faizdir, büyük günahtır) buyuruluyor. Genel anlamda ödünç verilen paralar için gün tayini lazım oluyor. Faize bulaşmadan gün atama etmenin birkaç yolu şöyledir:
1- Ödünç vereceği kimseden kefil ister. Kefilden de senet alır. Borçlu da, senetteki tarihte öder.

2-
Borçlu, borcunu kendine borcu olan birine havâle eder. O da, borcunu günü erişince öder.

3-
Bin lira ödünç isteyene, ucuz bir şeyi, örneğin bir kalemi, belli tarihte ödemek suretiyle bin liraya satar. Sonrasında bu kalemi bin liraya o kişiden peşin alır. Senedin günü erişince parasını ister.

4-
“Falana olan borcuma kefil ol” dese, o da kabul edip ödese, kefil borçluya, “Şu tarihte bana öde” diyebilir.

5-
Maliki mezhebi yansılamak edilirse senede tarih konur. [En kolayı budur.] [Samimi tanıdıklar arasında, daha kolay bir yol vardır: Mesela, bin lira ödünç isteyene, “5 Ocakta bana bin lira hediye edersen, şu bin lirayı sana hediye ederim” denir, Bin lira hediye edilir.]
Nass dogma değildir
Sual:
Batıdan gelme kelimeleri kullanmayı bir artam sananlar, Nass yerine dogma diyorlar. Dogma Nass yerine kullanılabilir mi? Bir de dogmacılık var. Bunun da Nass ile bir ilgisi var mı?
CEVAP
Türk Dil Kurumunun sözlüğünde, dogma’nın tarifi şöyledir:
(Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin yada bir ideolojinin temeli meydana getirilen sav, nas)

TDK
’ye bakılırsa, Dogmacılık kelimesinin anlamı da şöyledir:
(Öne sürülen öğreti ve ilkeleri eleştirmeden doğru olarak benimseyen ve benimsediği var sayımlardan katı bir yöntemle önermeler türeten anlayış, dogmatizm.)

Dinimizde Nass, manaları açık olan âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere denir. Doğrusu Tanrı ve Resulünün sözlerine denir. Dogma ile dogmacılıkla ilgisi yoktur. Ateistler, Müslümanlara, siz körü körüne inanıyorsunuz anlamında, “Siz dogmalara inanıyorsunuz” diyorlar. Müslümanlar dogma kelimesini Nass anlamında kullanmamalıdır.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/07/21/dogma-format-ve-reform/feed/ 0 5723