mudahene – Cennetin Bahçesi https://www.cennetinbahcesi.com Dini Paylaşım Sitesi Fri, 13 Sep 2019 21:36:02 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.9 110917297 Müdara ve Müdahene https://www.cennetinbahcesi.com/2019/09/14/mudara-ve-mudahene/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/09/14/mudara-ve-mudahene/#respond Fri, 13 Sep 2019 21:36:02 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5951

Sual: Müdahene ve müdara ne anlamına gelir?
CEVAP
Müdahene
, gücü yettiği halde, haram işleyene engel olmamak, dalkavukluk yaparak, birinin gönlünü alırken, İslamiyet’in dışına çıkmak, günaha girmektir.

Kendisine yada başkalarına zarar gelme korkusundan dolayı iyiliği emretmek ve haramı men etmek mümkün eğer olmazsa, bu şekilde durumlarda fitneye engel olmak için susmaya, müdara denir.

Müdara
, dini zarardan kurtarmak için dünya menfaatinden vermek, insanlarla iyi geçinmektir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, farzları emrettiği şeklinde, müdara etmemi de emretti.) [Hakim]

(Müdara etmek sadakadır.) [Deylemi]

(Müdara edenler, şehit olarak ölür.) [Deylemi]

(Şerefinizi mallarınızla [para ile], dininizi de dilinizle [müdara ederek] koruyun!) [İ. Asakir]

(İyi idame aklın başıdır.) [Beyheki]

Müdara ederken tatlı dilli ve güler yüzlü olmak gerekir. Talebeye ders verirken müdara gerekir. Hanımına müdara etmeyenin rahatı, huzuru kalmaz. İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki, insanoğlu üç kısımdır:
1- Besin şeklinde olanlar, daima gerekir.
2- İlaç şeklinde olanlar, kimi zaman gerekir.
3– Hastalık şeklinde olanlar. Bunlar gerekmez ise de, gelip musallat olur. Bunlardan kurtulmak için, müdara etmek gerekir.

Harpte, hile yapmak, yalan söylemek caizdir. Bir örnek:
Düşmanın biri, oturmakta olan Hazret-i Ali’nin karşısına ansızın kılıçla çıkıp, “Şimdi seni benim elimden kim kurtarabilir?” der. Hazret-i Ali de, parmağı ile insanın arkasını gösterip “Peki dövüşelim, fakat iki kişiyle mi?” der. Düşman, arkadaki kim diye bakınca, Hazret-i Ali, kılıcını çekip, düşmanını zararsız hâle getirir. Düşmanı, “Bana hile yaptın?” der. Hazret-i Ali de, (Cenk hiledir) hadis-i şerifini bildirip, “Fakat sen de beni gafil avlayacaktın” der. Şu demek oluyor ki seninki hile değil miydi demek ister.

Hindiye
’de, (Günah işleyene tatlı sözle nasihat verilir. Dinlemezse, fitne çıkacak ise susulur. Fena söylenmez) deniyor. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır! Onlarla en güzel şekilde tartış!) [Nahl 125]

Kadı zade Ahmed efendi buyuruyor ki:
El ile, güç kullanarak nehy-i münker yapmak, doğrusu günah işleyene engel olmak; hükümetin vazifesidir. Söz ile, yazı ile cihad etmek, âlimlerin vazifesidir. Kalb ile yakarış etmek ise, her müminin vazifesidir. Etkili olacaksa, bu vazifeleri yapmak vacip olur. Fitneye sebep olacağı umulursa, terk etmek vacip olur. Fitne bulunan yere zaruretsiz gitmek caiz değildir. Eğer dinini korumak için hicret ederse, güzel olur, Cennete girmeye layık olur.

Abdülgani Nablusi hazretleri de buyuruyor ki:
(Emr-i maruf ve nehy-i münkeri el ile yapmak, hükümete, dil ile yapmak, din adamlarına, kalb ile yapmak da her müslümana farzdır. Kendinin ve Müslümanların dinine yada yaşamına zarar gelecek işleri bırakmak vacip olur. Öldürüleceğini bilenin cihad yapması caiz olmaz. Sultanın, kendi aklı ile, arzusu ile verdiği emirlerine itaat etmek gerekmez. Fakat sultan zalim ise, eziyet ve işkence ediyorsa, onun emirlerine uymak gerekir. Hele, itaat etmeyenleri öldürüyorsa, kendini tehlikeye atmak, hiç kimseye caiz olmaz. Emr-i maruf, fitneye yol açarsa yapılmaz.) [Hadika]

Çifte standart ve müdara
Sual:
Çifte standart ve müdara aynı manaya mı gelir?
CEVAP
Çifte standart, riya, nifak, takıyye, müdara şeklinde kelimelerin ifade etmiş olduğu manalar, birbirine benziyorsa da, değişik işlem icra eden her insana aynı kelime kullanılmaz.

Hazret-i Âişe validemiz bildirir:
Bigün içeri girmek için biri geldi. Resul-i ekrem, (Müsaade edin, içeri girsin! O kabilesinin en kötüsüdür) buyurdu. O kimse, odaya girince, gülerek karşılayıp iltifat etti. O kimse gidince merak edip sormuş oldum:
– Ya Resulallah, fena biri dediğiniz hiç kimseye iltifat etmenizin sebebi nedir?
Buyurdu ki:
– İnsanların kötüsü, zararından korunmak için kendisine ikram edilendir.) [Buhari]

Resulullah efendimizin bu değişik hareketine çifte standart değil, müdara denir. Müdara sünnettir.
Müdarayı iyi bilmek gerekir. Müdara icra eden her insana münafık demek doğru olmaz.

Müdara nedir? Müdara, dini zarardan kurtarmak için dünya menfaatinden vermek, güler yüz göstermek, İslamiyet’in dışına çıkmadan, gönül almaktır. Müdahene, gönül alırken, İslamiyet’in dışına çıkmak, günaha girmektir.

Dine, kendine yada başkasına zarar gelme korkusundan dolayı iyiliği emredip haramı men etmek mümkün eğer olmazsa, bu şekilde durumlarda fitneye engel olmak için susmaya müdara etmek denir.
Her insana karşı hep tatlı dilli ve güler yüzlü olmalıdır! Fakat, kötülere ve sapıklara müdahene etmemeli, onun sapık yolundan razı bulunduğunu zan ettirmemelidir! [Hindiyye]
Cihadda çifte standart uygulamak, hile yapmak, yalan söylemek caiz ve gerekir.
Bu meseleleri iyi öğrenip müslümanlara suizan etmekten, onlara kâfir, münafık şeklinde çirkin kelime söylemekten sakınmalıdır! Şundan dolayı hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümine kâfir diyenin, kendisi kâfir olur.) [Buhari]

Müslümanım diyen, kelime-i şehadet söyleyen hiç kimseye kâfir denmez. Bir muharebede, kelime-i şehadet getiren birini öldüren hiç kimseye, Resulullah efendimiz, (Kelime-i şehadet söyleyen kimseyi niçin öldürdün?) buyurdu. O kimse de, (Dili ile söylüyordu fakat, kalbi ile inkâr ediyordu) dedi. (Kalbini yarıp da baktın mı?) diyerek onu azarladı. Onun için mümine kâfir demekten, ona nalet etmekten sakınmalıdır!

Nalet, sahibine döner. Hadis-i şerifte, (Nalet edilince, nalet edilen buna müstahak değilse, kendine döner) buyuruldu. (Beyheki)

Müdara etmek
Sual:
İnsanları yönetmek için günah işlemek caiz midir?
CEVAP
Buna müdahane denir, caiz olmaz. Dinini ve dünyasını korumak için dünyalık vermeye ise, müdara denir. Her insana karşı tatlı dilli, güler yüzlü olmalıdır. Fakat müdahane etmemelidir. Şu demek oluyor ki hatır için, günah işlememelidir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/09/14/mudara-ve-mudahene/feed/ 0 5951
Müdahene ve müdara ne demektir? https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/16/mudahene-ve-mudara-ne-demektir/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/16/mudahene-ve-mudara-ne-demektir/#respond Sun, 16 Jun 2019 12:49:21 +0000 Dinimiz>Emr-i maruf ve nehy-i münker]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5555

Sual: Müdahene ve müdara ne anlama gelir?
CEVAP
Müdahene
, gücü yettiği halde, haram işleyene engel olmamak, dalkavukluk yaparak, birinin gönlünü alırken, İslamiyet’in dışına çıkmak, günaha girmektir.

Müdara
ise, dini yada dünyayı zarardan kurtarmak için, dünya menfaatinden vermek, insanlarla iyi idame, İslamiyet’in dışına çıkmadan, güler yüz göstermek gönlünü almaktır.

Müdahene
, dünyalık ele geçirmek için, dinden ödün vermektir. Haram işleyenlere olan saygısı ya da dine olan bağlılığının gevşekliği, müdaheneye sebep olur. Fitne olmadığı, kısaca dinine yada yaşamına yada başkalarına zarar olmadığı vakit, haram ve mekruh işleyene engel olmak gerekir. Engel olmamak, susmak haram olur. Hadis-i şerifte, (Tanrı’a isyan edenlerle gezip tozan, günah işleyene gücü yettiği halde, ses çıkarmayan, müdahene eden, kabrinden maymun ve hınzır şeklinde kalkar) buyuruldu.

Müdahene etmek, haram işlemeye razı olmayı gösterir. Susmak oldukça yerde iyi ise de, hakkı, hayrı söyleyecek yerde susulmaz. (Ya Resulallah, geçmiş ümmetlerden bir kısmına azap yapılmış oldu. Hepsi öldü. Bunların içinde salihler de vardı) denildiğinde, (Evet, salihler de helak oldular. Bu sebeple, Tanrı’a isyan olunurken susmuşlardı) buyurdu.

Bazı hiziplerin takıyye söylediği şeye İslam âlimleri Müdara diyor. Kalbinde olanın aksini söylemek, itikadını, dini ve siyasal görüşünü, saklamak anlama gelir. Sırrını açıklayan kimse, oldukça kere söylediğine pişman olur, üzülür. İnsan, söylemediği sözüne hakimdir, söylediğinin ise, mahkumudur. Keşke söylemeseydim, der. Malı ve eşyayı güvenilir olarak saklayan oldukça kimse, sır saklayamaz. Asla ummadığınız kimse, gizli saklı sırlarınızı açıklayabilir. Bunlar deneyim ile bildirilmiş gerçeklerdir. Onun için eskiden, (Zehebini, zihâbını ve mezhebini gizli saklı tut!) derlerdi. Doğrusu paranı, dini ve siyasal görüşünü, hizbini gizli saklı tut anlama gelir. Bu birkaç çeşittir:

1-
Kâfirler içinde kalıp, malından, canından korkanın, onlara kalben değil de, dilden sevgi göstermesi caizdir. Kalbindekini gizlememek daha iyidir. Peygamberim diyen yalancı Müseyleme, doğru söyleyen bir sahabiyi şehit etmişti. Sahabinin inancını gizlemesi de caiz idi. Nitekim, müşrikler, Hazret-i Ammar’a, babası Hazret-i Yasir ve anası Sümeyye hatuna işkence edip, “Lat ve Uzza putu, Muhammedin dininden iyi de” derler, demeyince de işkenceyi artırırlardı. Nihayet ana babası şiddetli işkence ile şehit edildiler. Hazret-i Ammar, kâfirlerin zorlamaları üstüne dediklerini diliyle söylemiş oldu. Ammar kâfir oldu dedikleri vakit, Resul-i Ekrem efendimiz, (Ammar kâfir olmadı, o baştan ayağa inanç ile doludur. O, iki durumla karşılaştığında en doğru olanını tercih eder) buyurdu. Demek ki sövgü olan bir sözü, bu şekilde durumlarda yalnız dil ile söylemek caizdir. Resulullah efendimiz, Hazret-i Ammar’a (Müşrikler eziyet ederse, gene bu şekilde söyle) buyurdu. (İ. Asakir, İbni Mace)

2-
Kâfirlerin galip olduğu yerde gerçeği söylememek caizdir. Şafii’de, zalim Müslümanlar içinde da caiz olur. Müslümanlar acayip ve zayıf olduğu müddetçe kıyamete kadar her yerde caizdir. Bu sebeple, müminin kendinden ziyanı, mümkün olmasıyla birlikte uzaklaştırması gerekir.

3-
Malını korumak için de, gerçeği söylememek, örneğin gaspçılar yakalayınca, parası olması durumunda yok demek caizdir. (Malını korurken öldürülen, şehit olur) ve (Müminin malı, canı benzer biçimde kıymetlidir) hadis-i şerifleri buna delildir. Bu sebeple, insanoğlunun mala ihtiyacı pek çoktur. Örnek olarak, su pahalı satılmış olduğu vakit, abdest almak, farz olmaz. Teyemmüm etmek caiz olur.

Kendisine yada başkalarına zarar gelme korkusundan dolayı iyiliği emretmek ve haramı men etmek mümkün eğer olmazsa, bu şekilde durumlarda fitneye engel olmak için susmaya, müdara denir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, farzları emrettiği benzer biçimde, müdara etmemi de emretti.) [Hakim]

(Müdara etmek sadakadır.) [Deylemi]

(Müdara edenler, şehit olarak ölür.)
[Deylemi]

(Şerefinizi mallarınızla
[para ile], dininizi de dilinizle [müdara ederek] koruyun!) [İ. Asakir]

(İyi idame aklın başıdır.) [Beyheki]

Müdara ederken tatlı dilli ve güler yüzlü olmak gerekir. Talebeye ders verirken müdara gerekir. Hanımına müdara etmeyenin rahatı, huzuru kalmaz. İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki, insanoğlu üç kısımdır:
1- Besin benzer biçimde olanlar, daima gerekir.
2- İlaç benzer biçimde olanlar, kimi zaman gerekir.
3- Hastalık benzer biçimde olanlar. Bunlar gerekmez ise de, gelip musallat olur. Bunlardan kurtulmak için, müdara etmek gerekir.

Harpte, hile yapmak, yalan söylemek caizdir. Bir örnek:
Düşmanın biri, oturmakta olan Hazret-i Ali’nin karşısına ansızın kılıçla çıkıp, “Şimdi seni benim elimden kim kurtarabilir?” der. Hazret-i Ali de, parmağı ile insanın arkasını gösterip “Peki dövüşelim, fakat iki kişiyle mi?” der. Düşman, arkadaki kim diye bakınca, Hazret-i Ali, kılıcını çekip, düşmanını zararsız hale getirir. Düşmanı, “Bana hile yaptın?” der. Hazret-i Ali de, (Harp hiledir) hadis-i şerifini bildirip, “Fakat sen de beni gafil avlayacaktın” der. Doğrusu seninki hile değil miydi demek ister.

Müdahene
Sual: S. Ebediyye’de, (“Kur’an-ı kerimi hepimiz anlamalıdır” demek, dine müdahene etmek olur) deniyor. Acaba müdahale mi olacak, yoksa müdahene burada ne anlama gelir?
CEVAP
Müdahene;
münafıklık, dalkavukluk, dünyalık ele geçirmek için dinden tâviz vermek, gücü yettiği hâlde, haram işleyene mâni olmamak benzer biçimde mânâlara gelirse de, buradaki mânâsı, dinde gevşeklik göstermek, dine ehemmiyet vermemek, dinin emirlerini ciddiye almamak, dini bozmak anlama gelir.

Hepimiz, kendi görüşüyle Kur’an-ı kerime mânâ vermeye çalışırsa, oldukça tehlikeli olur. Bu sebeple Mektubat-ı Rabbânî’deki hadis-i şerifte, (Kur’an-ı kerimi kendi görüşüne bakılırsa tefsir eden kâfir olur) buyuruldu. (Deylemî)

İnsanları Kur’an-ı kerimin mânâsını anlamaya zorlayarak, kaldıramayacakları yükü yükleyip onları kâfir hayata geçirmeye çalışmak, oldukça yanlış olur. Her bilimsel ehlinden öğrenmelidir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/16/mudahene-ve-mudara-ne-demektir/feed/ 0 5555