kainat – Cennetin Bahçesi https://www.cennetinbahcesi.com Dini Paylaşım Sitesi Thu, 06 Jun 2019 12:05:20 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.9 110917297 Kâinatın genişlemesi https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/06/kainatin-genislemesi/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/06/kainatin-genislemesi/#respond Thu, 06 Jun 2019 12:05:20 +0000 Dinimiz>Dinimiz ve fen]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5507

Sual: Ansiklopedilerde özetle deniyor ki:
(Milyarlarca yıl ilkin, tüm kâinat bir tek parçadan ibaretti. Bu tek parçanın ortasında büyük bir patlama oldu ve bu tek parça birçok parçalara ayrıldı. Parçaların her biri başka bir yöne doğru gidiyordu. Nihayet, bu parçaların bazıları birbirleriyle birleşerek çeşitli gezegenler ve ayrı ayrı galaksiler meydana getirdiler. Bu galaksiler uzayda kendi yörüngelerinde dönmeye ve yüzmeye devam ettiler. Dünya, içinde güneşin de bulunmuş olduğu bir galaksidedir. Kâinatta sayılamayacak kadar oldukca galaksi vardır. Kâinat, gittikçe genişleyen bir sistemdir. Galaksiler yavaş yavaş dünyadan uzaklaşmaktadır; bundan dolayı kâinat genişlemektedir.)
Ateistler bu genişlemenin kendiliğinden bulunduğunu, her şeyi olduğu şeklinde bunu da Tanrı’ın yapmadığını söylüyorlar. Bunlara iyi mi bir yanıt vermelidir?
CEVAP
Ateist, âyete, hadise inanmaz. Ona ne söylesek faydasızdır. Ateist, bir galaksiyi yada gezegeni yada bir güneşi yaratamadığı halde, kâinatı yoktan var edene inanmaz. Bir böcek, bir nebat bile yaratamaz. Mevcud her aletin bir yapanı elbet vardır. Hiçbir şey kendiliğinden olması imkansız.

Ansiklopedide bildirilen hususları icra eden Allahü teâlâdır. Orada, (Tüm kâinat bir tek parçadan ibaretti) deniyor. O parça nereden geldi? Kendiliğinden mi oldu? Eğer kâinat genişliyorsa genişleten de Odur, daralıyorsa daraltan da Odur. Onun emri olmadan sinek kanadını kımıldatamaz. Her şeyi yaratan Allahü teâlâdır. Yerde ve göklerde bulunan tüm varlıkları, maddeleri, cisimleri, özellikleri, vakaları, kuvvetleri, kanunları, bağlantıları yaratan, yalnız Odur. Ondan başka yaratıcı yoktur. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Sizi de, yaptığınız işleri de yaratan Tanrı’tır.) [Saffat 96]

Enbiya suresi, 30. âyetinde de mealen, (İnkâr edenler, gökler ve arz küresi birbirlerine yapışıkken, onları ayırdığımızı bilmezler mi?) buyurulmuştur. Demek oluyor ki, Allahü teâlâ, fen adamlarının sadece 50–60 yıl ilkin meydana çıkarabildikleri dünyanın yaratılışını, bundan 1400 yıl ilkin insanlara bildirmiştir. Hiçbir şey bildirmese de, gene her şeyi yaratan Odur.

Dünya’nın Güneş’ten kopması
Sual:
Fen kitaplarında okuduğumuz teorilere nazaran, (Dünya, Güneş’ten kopan alevden bir parçadır. Zaman içinde soğuyarak bugünkü hâlini almıştır. Vakit da, big bang denilen büyük patlamayla adım atmıştır) deniyor. Bu kuram doğru mudur?
CEVAP
Bu mevzuda değişik teoriler vardır. Teorilerin değişik ve oldukca olması o denli mühim değildir. En önemlisi, Güneş’in, kâinata nereden geldiğine dair, ciddi bir kuram niye yoktur?

Güneş’e tüm dünyayı aydınlatabilen çok büyük ışık ve ısı iyi mi gelmiş, niye bu ışık asla sönmüyor, ısısı da asla eksilip bitmiyor?

Niye Dünya’nın Güneş’e olan mesafesi, dünyada canlıların yaşayacağı, şu demek oluyor ki yaşam olacak şekilde ayarlıdır?

Güneş’ten kopan Dünya’nın içinde altın, gümüş, bakır, demir şeklinde sayısız madenler, doğalgaz, petrol iyi mi oluştu? Güneş’ten koptuğu varsayılan Dünya’nın içine sıcak soğuk sular nereden geldi?

Yonca, çimen şeklinde sayısız otlar; gül, lale, menekşe şeklinde çiçekler; kabak, patlıcan, domates şeklinde sayısız sebzeler; çınar, meşe, çam şeklinde birçok ağaçlar; elma, armut, muz şeklinde sayısız meyveler; at, maymun, aslan şeklinde sayısız kara hayvanları iyi mi kendi kendine oluştu?

Yılan, kertenkele, akrep, karınca, arı, salyangoz, tırtıl şeklinde sayısız böcekler ve sürüngenler; kartal, leylek, serçe şeklinde sayısız kuşlar; fok, balina şeklinde deniz hayvanları ve balıklar, Güneş’in ateş parçasından iyi mi meydana geldi?

Bu parçanın üstünde solunum ettiğimiz yanıcı ve yakıcı iki gaz olan hava iyi mi oluştu?

Tüm bunların hepsi, insanların faydalanmaları için yaratılmıştır.

Peki, Güneş’ten kopan ateş içinde, sayısız varlıkların yanında muhteşem bir mahluk olan bu insan, iyi mi var oldu? Niçin bu mevzular hakkında ciddi bir kuram yoktur?

Cevabı bellidir. Maksatları kâinatı Allahü teâlânın yarattığını inkâr etmektir. Bu koca kâinatın ve canlıların tesadüfen, birbirine çarpmakla, birbirinden parçalar kopmakla meydana geldiğini korumak için çaba sarfetmek, teoriler çıkarmak ne büyük yanlıştır. Koca evrenin tesadüfen meydana gelmesi imkânsızken, kendileri, bir karınca, bir domates, bir buğday yapmaktan âcizken, yaratılış gerçeğini inkâr etmek oldukca çirkindir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/06/kainatin-genislemesi/feed/ 0 5507
Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/17/sen-olmasaydin-kainati-yaratmazdim/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/17/sen-olmasaydin-kainati-yaratmazdim/#respond Fri, 17 May 2019 15:28:46 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5412

Sual: Kur’an-ı kerimde, (Seni sadece âlemlere rahmet olarak gönderdim), (Rabbinin sana verdiği nimetlerle mecnun değilsin. Senin için bitmeyen, sonsuz mükâfat vardır. Elbet sen en büyük terbiye üzeresin), (Rabbin sana oldukça nimet verecek, sen de razı olacaksın) mealindeki âyetlerle ve daha birçok âyetle övülen Peygamber efendimiz hakkında bildirilen, (Eğer sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım) kudsî hadisi için, İbni Sebeciler, Selefîler ve bazı mezhepsizler, (Bu söz, uydurmadır. Hiçbir din kitabında yoktur) diyerek Resulullah’ı aşağılıyorlar. Bu hadis-i kudsî, hangi kitaplarda geçiyor?
CEVAP
Resulullah’ın “sallallahü aleyhi ve sellem” üstünlüğünü anlayamayan yada ona düşman olan ya da hadis-i şeriflere uydurma diyen bid’at ehli kimseler, Resulullah’ın övülmesine tahammülleri olmadığı için, saygın kitaplardaki hadislere derhal uydurma diyorlar. Bu hadis-i kudsî ve benzerleri, birçok saygın kitapta bildirilmektedir:
Âdem aleyhisselam, Arş’ta görmüş olduğu nurun mahiyetini sual etti. Hak teâlâ buyurdu ki:
(Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Allahü teâlâ, gene hadis-i kudsîlerde buyuruyor ki:
(Yâ Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismiyle her ne isteseydin, kabul ederdim. O olmasaydı, seni yaratmazdım.) [Hâkim]

(Ey Resulüm, İbrahim’i halil [dost], seni de habib [sevgili] edindim. Senden daha sevgili hiçbir şey yaratmadım. Senin, benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için, dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Âdem aleyhisselam Cennetten çıkarılınca, “Yâ Rabbî, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet” diye yakarış etti. Allahü teâlâ ise, [ne cevap vereceğini bildiği hâlde, cevabını diğer insanların duyması için] “ Yâ Âdem, onu hemen hemen yaratmadım. Nereden bildin?” buyurdu. Âdem aleyhisselam da, “Arşta, La ilahe illallah, Muhammedün Resulullah yazılı bulunduğunu gördüm. Anladım ki, şerefli isminin yanına, sadece en oldukça sevdiğinin, en şerefli olanın adını layık görürsün” dedi. Allahü teâlâ buyurdu ki: “ Yâ Âdem, doğru söyledin. O, bana insanların en sevgilisidir. Onun hürmetine yakarış ettiğin için seni affettim. Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdım.”) [Taberanî]

(Allahü teâlâ, İbrahim’i halil edinmiş olduğu benzer biçimde beni de halil edindi.) [M. Ledünniyye] (Demek ki Resulullah, hem Habib, hem Halil olan bir peygamberdir.)

Mirac’da Allahü teâlâ, Resulullah’a, (Senden başka her şeyi, senin için yarattım) buyurunca, Resulullah da, (Ben de, senden başka her şeyi, senin için terk ettim) diye arz etti. (Mir’at-i kâinat)

(Levlâke levlak lema halaktül eflak = Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım) kudsî hadisi, Marifetname’nin ön sözünde, Yusuf-i Nebhanî hazretlerinin Envar-ı Muhammediyye kitabının 13. sayfasında ve İmam-ı Rabbanî hazretlerinin Mektubat’ının 122. mektubunda vardır. Mektubat’ın Farsça haşiyesinde, bu hadisin Deylemî’nin Firdevs’inde bulunmuş olduğu bildirilmektedir. Deylemî de, öteki muhaddisler benzer biçimde, meşhur ve saygın bir hadis âlimidir. Alusi bile (Galiyye) kitabında bildiriyor. Mektubat-ı Rabbanî’nin 3. cildinde, (Sen olmasaydın Cenneti yaratmazdım) ve (O olmasaydı kâinatı yaratmaz, rububiyetimi izhar etmezdim) kudsî hadisleri de bildirilmektedir. İkinci binin müceddidi İmam-ı Rabbânî, İmam-ı Taberanî, İmam-ı Egemen, İmam-ı Deylemî, Marifetname kitabının sahibi İbrahim Hakkı Erzurumî, Mevahib-i ledünniyye sahibi imam-ı Kastalanî, Yusuf-i Nebhânî hazretleri benzer biçimde büyük zatların, yalan söyleyebileceklerini yada sahih hadisle uydurma hadisi ayırt edemeyeceklerini zannetmek, ne kadar çirkindir.

Bu kadar Ehl-i sünnet âliminin bildirdiği sahih bir hadis-i kudsîyi inkâr edenin, o âlimlere inanmayanın, Resulullah’ın övülmesine tahammül edemeyen bir mezhepsiz olduğu pek açıktır.

Resulullahı, Allahü teâlâ övmüştür
Sual: Bazı kimseler, Kasîde-i bürde de Peygamberimizin aşırı övüldüğünü söyleyerek bunu eleştiri etmektedirler. Peygamberimizi övmek, dinimiz açısından uygun değil midir ki bu şekilde eleştiri ediyorlar?

Yanıt: Resulullah efendimizi bizzat Allahü teâlâ övmüştür. Kendisi de, kendisini överek, Allahü teâlânın kendisine kayra etmiş olduğu nimetleri saymıştır. Buhârîdeki bir hadis-i şerifte, Peygamber efendimiz;
(Her asırda, her zamanda yaşayan insanların en iyilerinden, seçilmişlerinden dünyaya getirildim) buyurmuştur. Gene Tirmizînin bildirdiği hadis-i şerifte;
(Allahü teâlâ, insanları yarattı. Beni insanların en iyi kısmından vücuda getirdi. Sonrasında, bu kısımlarından en iyisini Arabistan’da yetiştirdi. Beni bunlardan vücuda getirdi. Sonrasında evlerden, ailelerden en iyilerini seçip, beni bunlardan meydana getirdi. O halde, benim ruhum ve cesedim, mahlukların en iyisidir. Benim silsilem, ecdadım en iyi insanlardır) buyurulmuştur.

Peygamber efendimizin bu övmeleri, o denli çoktur ki, İmam-ı Busayri hazretlerinin Kasîde-i bürdesindeki övmesi, onların yanında asla kalmaktadır. Şundan dolayı Resulullah efendimizi övmek ibadettir. Eshab-ı kiramın hepsi övmüşlerdir. Bunlardan Hassân bin Sâbit ve Kâ’b bin Züheyr hazretlerinin uzun övmeleri meşhurdur. Kâ’b bin Züheyr hazretleri, Peygamber efendimizi, Bânet sü’âd kasidesinde, İmam-ı Busayri hazretlerinden daha oldukça övmüştür. Resulullah efendimiz, bunu beğenip, hazret-i Kâ’bın önceki kusurunu affetmiş ve kutsal hırkasını ona armağan etmişlerdir. Bu hırka-i mutluluk, şimdi İstanbul’da Topkapı Sarayı’ndadır.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/17/sen-olmasaydin-kainati-yaratmazdim/feed/ 0 5412
Kâinatın idaresi https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/13/kainatin-idaresi/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/13/kainatin-idaresi/#respond Sat, 13 Apr 2019 18:35:56 +0000 Allah’a iman>Yaratmak Allah’a mahsustur]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5250

Sual: Allahü teâlâ, kâinatın idaresini kutup denilen kimselere iyi mi bırakır?
CEVAP
(Iyi mi bırakır) sözü oldukca yanlıştır, sanki kendisi asla karışmıyor benzer biçimde anlaşılır. Her şeyin yaratıcısı Allahü teâlâdır. Tüm işleri yönetim eden Odur. Her işi sebeplerle yaratmak âdetidir. Dilerse, mucize ve kerametlerde olduğu benzer biçimde sebepsiz de yaratır.

Ol demekle her şey olduğu hâlde, (Niye bu şekilde sebeplerle yaratıyor?) demeye kimsenin hakkı yoktur. Birkaç örnek verelim:

Naziat suresinin, (İşleri önlem eden, yöneten melekler…) mealindeki beşinci âyeti açıklanırken şu hadis-i şerif bildiriliyor:
(Dünya işlerini dört melek yönetim eder: Cebrail, Mikail, İsrafil ve ölüm meleği Azrail.) [Kurtubi]

Dört büyük meleğin vazifeleri şöyledir:
1- Cebrail aleyhisselamın vazifesi, Peygamberlere vahiy getirmek, komut ve yasakları bildirmektir. Dileseydi, Cebrail aleyhisselama bildirdiği benzer biçimde peygamberlerine de direkt bildirirdi. Cebrail aleyhisselamı bu işle vazifelendirmiştir. Niye bu şekilde yaptığını bilemeyiz.

2- İsrafil aleyhisselam Sur’a iki kere üfürecektir. Birincisinde, Allahü teâlâdan başka her diri ölecektir. İkincisinde, hepsi yine dirilecektir. Bu işi de Cebrail aleyhisselama verebilirdi ya da asla hiç kimseye vermez, Ol demekle olurdu.

3- Mikail aleyhisselama, yağmur, kar, rüzgâr benzer biçimde hava vakaları, ekonomik nizamı, kısaca ucuzluk, pahalılık, kıtlık, bolluk yapmak, ferahlık ve refah getirmek ve her maddeyi hareket ettirmek vazifesini vermiştir. Bunu da Cebrail aleyhisselama verir ya da asla hiç kimseye vermez, Ol demekle bu işler rahatça olurdu.

4- Azrail aleyhisselamı insanların ruhunu almakla vazifelendirmiştir. Eceli gelenleri öldüren Tanrı’tır, fakat bu işi Azrail aleyhisselam yapıyor. Evlatları yaratan da O. Fakat ana babayı sebep kılıyor. Ana babasız da yaratırdı elbet.

Kâinatı da yönetim eden Allahü teâlâdır. Yukarıda açıklanmış olduğu benzer biçimde bir kısmını melekler vasıtasıyla yapıyor. Kutup denilen evliya zatlara da vazife vererek sebeplerle yönetim ediyor.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Kutb-i irşad, kayyum-i âlemdir. Her insana rüşd ve inanç, bunun vasıtasıyla gelir. (3/3)

Kutb-i ebdal kısaca kutb-i medar âlemde, dünyada her şeyin var olması ve varlıkta durabilmesi için feyz gelmesine araç olur. Kutb-i irşad ise, âlemin irşadı ve hidayeti için feyzlerin gelmesine araç olur. Her şeyin yaratılması, rızıkların gönderilmesi, dertlerin, belaların giderilmesi, hastaların iyi olması, bedenlerin afiyette olması, kutb-i ebdalin feyzleriyle olur. İman sahibi olmak, hidayete kavuşmak, yakarma yapabilmek, günahlara tevbe etmek ise, kutb-i irşadın feyzleriyle olur. Her zamanda, her asırda kutb-i ebdalin bulunması lazımdır. Hiçbir süre, bunsuz olması imkansız, bundan dolayı âlem bununla düzen bulur. (Mearif-i ledünniyye)

Süper sapık bir mezhepsiz, âyet-i kerimeleri anlayamadığı için bunu kabul edemiyor. (Tanrı idareyi hiç kimseye vermez) diyor. Süper mezhepsiz, aşağıdaki iki âyet-i kerimeyi ileri sürerek Azrail aleyhisselamın canları almadığını söylüyor:
(Dirilten ve öldüren yalnız Odur.) [Yunus 56]

(Ölüm zamanında insanı, Tanrı öldürüyor.) [Zümer 42]

Peki, şu iki âyet-i kerimeyi inkâr mı ediyor:
(Öldürmek için vekil yapılmış olan melek sizi öldürüyor.) [Secde 11]

(Âdem aleyhisselamın oğlu, kardeşini öldürdü.) [Maide 30]

Demek ki, öldüren ve dirilten Allahü teâlâ olduğu hâlde, bu işleri sebeplerle, vekillerle yapıyor.

Kutb-i irşada da hidayete vesile olma yetkisini vermesi böyledir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/13/kainatin-idaresi/feed/ 0 5250