iftira – Cennetin Bahçesi https://www.cennetinbahcesi.com Dini Paylaşım Sitesi Wed, 10 Jul 2019 18:44:43 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.9 110917297 Namuslu kadına iftira https://www.cennetinbahcesi.com/2019/07/10/namuslu-kadina-iftira/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/07/10/namuslu-kadina-iftira/#respond Wed, 10 Jul 2019 18:44:43 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5671

Ateist diyor ki:
Sual:
Aşağıdaki âyetler çelişkilidir. Aynı sûrede hem kural dışı var, hem de yok. Esas çelişki ise, zinanın kanıtlama edilmesi için 4 şahidin ne şekilde bulunacağıdır. Evet 4 tanık iyi mi bulunacaktır?

Namuslu bayanlara zina isnat edip de, sonrasında [bu durumu ispat için] dört tanık getiremeyenlere seksen sopa vurun; ebediyen onların şahitliğini kabul etmeyin. Onlar fâsıkların ta kendileridir. Fakat bundan sonrasında, tevbe edip düzelenler bundan istisnadır. Tanrı oldukça bağışlayıcı ve merhametlidir. (Nur 4,5)
Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin bayanlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lanetliktir. Onlar için oldukça büyük bir azap vardır. Kendi dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarına şahitlik ettikleri gün, onlar büyük azaba maruz kalacaklardır. O gün, Tanrı onlara hak ettikleri cezaları verecek ve onlar Tanrı’ın apaçık gerçek bulunduğunu anlayacaklardır. (Nur 23,24,25)
CEVAP
Birinci âyette, (İftira edenlere lüzumlu cezayı verin, şahitliklerini de kabul etmeyin. Fakat tevbe edip düzelenler bundan istisnadır) deniyor. Kısaca tevbe ederlerse şahitliklerini kabul edin deniyor. Aşağıdaki âyetlerde ise, (iftira edenler lanetliktir, onlar ahirette cezalarını bulacaklardır) deniyor. Bu iki âyetin neresi çelişkilidir?

En azılı kâfir bile tevbe ederse affa uğrar. Fakat tevbe etmeyen kâfirler sonsuz Cehennemliktir. Bu günahı işleyen bir müslüman ise o da ahirette cezasını çekecektir. Burada en küçük bir çelişki yoktur.
Güya aslolan çelişki söylediği de, dört şahidin iyi mi bulunacağı imiş.

Kur’an-ı kerimde, zekat verin emri var, fakat iyi mi verileceği kaçta kaç verileceği bildirilmemiştir. Resulullah bunu açıklamıştı.

Kur’anda namaz kılın emri vardır. Sadece namazların kaç rekat olacağı, iyi mi kılınacağı, namazı bozan şeyler Kur’anda açıkça bildirilmemiştir. Bu tarz şeyleri Resulullah efendimiz açıklamıştır.

Bugün dünyadaki anayasalarda da her yargı detaylı şekilde açıklanmaz. İsmi anayasadır. Yasalarla, tüzüklerle açıklanır. Kur’an da İslamiyet’in anayasası gibidir, hadis-i şeriflerle açıklanmıştır. Hadis-i şerifleri de, yetkili âlimler açıklamıştır. Anayasalarda trafik cezaları şudur diye yazmaz. Yasalara havale eder. Anayasa detay kitabı olmadığı şeklinde, Kur’an-ı kerim de detay kitabı değildir. Detayına inmemiştir diye çelişki var demek, balçık atmaktan başka şey değildir. Dört şahidin iyi mi bulunacağının açıklanmamasına çelişki denmez. Noksan denebilirdi. Kim bilir ateist, İslamiyet’te şahitlerin vasıfları, kimlerin tanık olacağı detaylı şekilde açıklandığını bilmiş olduğu için, noksan diyemeyip çelişki demiştir. Fakat bu iddiası da gene kendisine benzemiş, doğrusu gülünç ve iğrenç olmuştur.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/07/10/namuslu-kadina-iftira/feed/ 0 5671
Hazret-i İbrahim’e iftira ediyorlar https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/08/hazret-i-ibrahime-iftira-ediyorlar/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/08/hazret-i-ibrahime-iftira-ediyorlar/#respond Sat, 08 Jun 2019 04:14:51 +0000 Dinimiz>Tek hak din]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5515

Sual: Son günlerde İbrahimi dinler diye bir şey söyleniyor. Din kitaplarında bu şekilde bir tabir var mı?
CEVAP
Bu şekilde bir tabir yoktur. Yalnız semavi dinler tabiri geçer. Bunlar Hristiyanlığı ve Yahudiliği hak din benzer biçimde göstermeye çalışan misyonerlerin kurnaz bir oyunudur. İbrahimi dinler diye milleti toptan gayrimüslim halletmeye çalışıyorlar. Allahü teâlânın, İslamiyet’i göndererek yürürlükten kaldırdığı bozuk dinleri [Hristiyanlıkla Yahudiliği] yürürlüğe koymaya ve ehl-i kitap denilen gayrimüslimleri Müslüman göstermeye çaba ediyorlar.

Allahü teâlâ, o dinler bozulmuş olduğu için, son olarak İslam dinini göndermiştir. O dinler bozulmamış bile olsa, sonraki gelen din önceki dini nesh eder, yürürlükten kaldırır. Onun için Hristiyanlığı, Yahudiliği hak din benzer biçimde göstermeye çalışmakta, bir art niyet yoksa misyonerlerin tuzağına düşmekten başka şey değildir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:

(İbrahim, ne Yahudi, ne de Hristiyan idi; o, Tanrı’ı bir tanıyan doğru bir Müslüman idi; müşriklerden de değildi.) [Al-i İmran 67]

Tanrı bu şekilde buyuruyor, misyonerlerin uşakları, Hristiyanlık ve Yahudilik için, İbrahimi din diyor. İbrahim aleyhisselam Hristiyan yada Yahudi mi idi? Değilse ne diye ona bu şekilde iftira ediliyor?

İbrahimi dinler perdesi altında gayrimüslimlere kucak açanlar, şu âyete de aykırı hareket etmiş olur:

(Sen, onların dinine uymadıkça, Hristiyanlar ve Yahudiler senden hoşnut olmazlar. De ki “Doğru yol, sadece Tanrı’ın [bildirdiği İslamiyet] yoludur.”) [Bekara 120]

Şimdiki Yahudi ve Hristiyanlar, Muhammed aleyhisselama inanmadıkça, kısaca Müslüman olmadıkça sonsuz Cehennemliktir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

(Beni duyup da Peygamber olduğumu kabul etmeyen Yahudi ve Hristiyan, ne olursa olsun Cehenneme girecektir.) [Hâkim]

Bozulan dinler
Sual:
İslamiyet ulaşmadan önce Hicaz’daki insanların, sözgelişi Peygamber efendimizin kutsal ana babalarının, İbrahim aleyhisselamın dini üstüne oldukları kitaplarda yazılıdır. Niye İsa aleyhisselamın yada Musa aleyhisselamın diniyle değil de, bunlardan ilkin gelen İbrahim aleyhisselamın diniyle amel ediliyordu?
CEVAP
Bunun iki sebebi var:
1- Hazret-i Âdem’den beri gelen dinlerde, dinin adı, gönderilen peygamberin adıyla söylenirdi. Örneğin, Hazret-i Musa’nın dinine Musevilik, Hazret-i İsa’nın dinine İsevilik denirdi. Her peygamber, bir bölgeye, bir kavme gelirdi. O bölgenin, o kavmin peygamberi olurdu. Örneğin Hindistan’a gönderilen bir peygamber, ABD’daki yada Afrika’daki insanlara peygamber olarak gönderilmiyordu. Her ülkenin peygamberi ayrıydı. İslamiyet ise, cihanşümul [evrensel] olarak geldi. Bir bölgeye, bir ırka değil, tüm insanlığa, tüm dünyaya geldi.

Hicaz halkı bu yüzden Musa aleyhisselamın yada İsa aleyhisselamın dinine tâbi olmadılar, İbrahim aleyhisselamın dini üstüne devam ettiler.

2- İkinci bir sebep de, azca da olsa, Musevilik Yahudilik olarak, İsevilik de, Hristiyanlık olarak Hicaz’a ulaştığında, bu tarz şeyleri incelediler, bozuk bulunduğunu gördüler. Dini bilen insanoğlu, (Hak din bu şekilde olmaz) dediler. Bu yüzden Hicaz halkı benzer biçimde, Peygamber efendimizin anası ve babası da, İbrahim aleyhisselamın dinindeydi. Ondan sonra diriltilerek, Muhammed aleyhisselamın ümmetinden de oldular. Bu konudaki hadis-i şerif, Kurtubi’den naklen İbni Hacer-i Mekki hazretlerinin Nimet-ül-kübra kitabında da yazılıdır.

Sual: Peygamberlerden İbrahim aleyhisselamın getirmiş olduğu dinin adı neydi?
Yanıt: İbrahim aleyhisselama 90 yaşlarında peygamber olduğu bildirildi. Onun dini, Allahü teâlânın tek bulunduğunu bildiriyordu. Kur’an-ı kerimde Âl-i İmrân suresinin 67. âyetinde mealen; (İbrahim, Yahudi ve Hristiyan değildi. O Allahü teâlâya teveccüh etmiş [Hanîf] ve Ona teslim olmuş bir Müslüman idi) buyurulmuştur.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/08/hazret-i-ibrahime-iftira-ediyorlar/feed/ 0 5515
Âlimlere iftira https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/31/alimlere-iftira/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/31/alimlere-iftira/#respond Fri, 31 May 2019 15:38:55 +0000 Dinimiz>Dinimizde ilmin ve âlimin yeri]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5479

Sual: Ateist bir öğretmen, (Bilimin ilerlemesine en büyük darbeyi Gazâlî vurmuştur. “Bilimle uğraşmak gereksizdir, bir tek ibadetle meşgul olunmalı” diyerek ilim kitaplarını yaktırmıştır. Osmanlıyı da yıkan, bu Gazâlî felsefesi olmuştur) diyor. Bu, iftira değil midir?
CEVAP
Evet, bu iftirayı yapanın, Müslümanlıktan asla haberi yokmuş. Bilim söylediği fen ilimleri, İslamî ilimlerin bir koludur. Büyük bir İslam âlimi olan İmam-ı Gazâlî’nin, bilimsel öven yazıları çoktur. Değil bir âlim, bayağı bir Müslüman bile, İslamî ilimlerin kolları olan fen ilimlerine şu demek oluyor ki Müslümanlığa karşı çıkmaz.

İmam-ı Gazâlî hazretleri buyuruyor ki:
Astronomi ve anatomi bilmeyen, Allahü teâlânın varlığını ve kudretini anlayamaz. Müslümanların bilmesi, öğrenmesi lazım olan bilgilere İslâmî ilimler denir. Bu bilgilerin bazısını öğrenmek farz, bir kısmı sünnet, bir kısmı da mubahtır. İslam detayları, iki büyük kısma ayrılır:
1- Naklî ilimler: Bunlara din detayları de denir. Tefsir, hadis, fıkıh ve tasavvuf benzer biçimde…

2- Aklî ilimler: Matematik, mantık, edebiyat, tıp, fizik ve kimya benzer biçimde tecrübî bilgilerdir. Bunlar, his organlarıyla duyularak, akılla incelenerek, deneyim ve hesapla elde edilir. Bu bilgiler, din bilgilerinin anlaşılmasına ve onların uygulanmasına yardımcıdır.

Canlıları öğretene Ulum-i tıbbiyye = Tıp, cansızları öğretene Ulum-i hikemiyye = Hikmet, gökleri, yıldızları öğretene Ulum-i felekiyye = Astronomi, Arz bilgilerine Ulum-i tabiiyye = Doğa detayları denir. Bunların hepsi İslamî ilimlerin birer koludur. (İhya)

Müslümanlar, birçok fen vasıtası yapmış olup kullanmışlardır. Pusula 1288’de ortaya çıkarıldı. İğneli tüfek 1866’da, top ise 1361’de ortaya çıkarıldı. Fatih Sultan Mehmed Han da kullandı. Dinimiz, İslamiyet’i bilmeyenlerin, ilim şekline soktukları, ders adını verdikleri ahlaksızlıkların, uydurma tarihlerin, İslamiyet’e meydana getirilen iftiraların okutulmasına karşı çıkar, zararı dokunan, fena propagandalardan kaçınılmasını, yararlı, iyi bilgilerin öğrenilmesini emreder. Müslümanlar, fenni sever, fen adamının tecrübelerine inanır, fakat fen adamı sanılan fen yobazlarının iftiralarına, yalanlarına aldanmaz.

İmam-ı Gazâlî hazretleri, bilimin önemini bildirmek için, Kimya-i Mutluluk kitabında, tecrübeyi emreden hurma aşılamakla ilgili hadis-i şerifi bildiriyor:
Bigün Eshab-ı kiram, (Yâ Resulallah, Yemen’de hurma ağaçları başka türlü aşılanıyor ve daha iyi hurma alıyorlar. Biz Medine’deki ağaçlarımızı babalarımızdan gördüğümüz benzer biçimde mi aşılayalım, yoksa Yemen’de gördüğümüz benzer biçimde aşılayıp da, daha iyi ve daha bolca ürün mü elde edelim?) diye sorunca, Resulullah efendimiz, “sallallahü aleyhi ve sellem” bunlara, (Birazcık bekleyin! Cebrail aleyhisselam ulaşınca, ona sorar, anlamış olur, size bildiririm) yada (Birazcık düşüneyim. Allahü teâlâ, kalbime doğrusunu bildirir. Ben de, size söylerim) demedi. (Deneyim edin! Bir kısım ağaçları, babalarınızın usulüyle, başka ağaçları da, Yemen’de öğrendiğiniz usulle aşılayın! Hangisi daha iyi hurma verirse, devamlı o usulle yapın!) buyurdu. Kısaca fennin [bilimin] esası olan tecrübeye güvenmeyi emretti. Kendisine melek bildirir yada kutsal kalbine normal olarak doğardı. Fakat dünyanın her tarafında, Kıyamete kadar gelecek Müslümanların, fenne sarılmaları için tecrübeyi emretti. İki hadis-i şerif:
(İlim Çin’de de, [çok uzakta ve kâfirde de] olsa, gidip alın!) [Deylemî, Taberanî, Beyhekî]

(Fen ve sanat müminin kaybetmiş olduğu malıdır. Nerede bulursa almalıdır.) [İbni Asakir]

İslamiyet, tüm fen kollarında, ilim ve terbiye üstünde, her çeşit emek vermeyi önemle emretmektedir. Bunlara çalışmak, farz-ı kifayedir. Hattâ bir İslam şehrinde, fennin yeni bulmuş olduğu bir alet, bir araç yapılmayıp, bu yüzden bir Müslüman zarar görürse, o şehrin idarecilerini, İslamiyet görevli tutmaktadır.

Cenk için ihtiyaç duyulan her çeşit data ve aleti edinmeyi de emreden hadis-i şerifler çoktur.

Tüm Ehl-i sünnet âlimleri benzer biçimde, İmam-ı Gazâlî hazretleri de, bu detayları oldukça iyi bilen ve özetleyen büyük bir zattır. Bu şekilde büyük bir zata, bilime karşıydı diyerek iftira etmek oldukça çirkindir.

Sual: Selefî biri, (Hadis imamlarının birçoğu, tasavvuf ehlini bid’atçi olarak görmüş, örnek olarak İmam-ı Buharî, İmam-ı a’zama kâfir demiştir. Tasavvuf ehli de, fıkıh ve hadis âlimlerini deccal olarak göstermiştir. Onun için hiçbir tasavvufçunun mezhebi yoktu) diyor. Bunlar iftira değil midir?
CEVAP
Normal olarak katmerli bir iftiradır. Onlara gore tasavvuf ehli şu demek oluyor ki evliya, kâfir anlama gelir. Ellerindeki şirk damgasıyla tüm evliya zatları damgalamışlardır. Maksatları, Ehl-i sünnet âlimleri tekfir edilerek, o âlimlere bağlı Müslümanları kâfir olarak göstermektir.

İmam-ı a’zam hazretleri, büyük bir fıkıh âlimidir. Tasavvuf ehli olan Cafer-i Sâdık hazretlerine öğrenci olmuştur.

İlk meşhur tasavvuf ehli Hasan-ı Basrî hazretleri, büyük bir imam, şu demek oluyor ki büyük bir âlimdi.

Tasavvuf büyüklerinin hepsi bir mezhebe bağlı idi. Mezhepsiz evliya olmaz. Şundan dolayı dört mezhepten ayrılmak, İslamiyet’ten ayrılmak olur. Tasavvuf büyüklerinin hepsinin bir mezhebi vardı. Her biri bir fıkıh âlimine bağlıydı. Örnek olarak Cüneyd-i Bağdâdî, İmam-ı Süfyân-ı Sevrî’nin mezhebinde idi. Abdülkâdir-i Geylânî, Hanbelî; Ebu Bekr-i Şiblî, Mâlikî idi. İmam-ı Rabbânî ve Cerîrî, Hanefî; Hâris-i Muhâsibî, Şâfiî idi “kaddesallahü teâlâ esrârehüm.”

Silsile-i aliyye denilen tasavvuf büyüklerinin hepsi mürşid-i kâmil idi. Mürşid-i kâmillerin hepsi de, bununla birlikte müctehid idi. Abdülkâdir-i Geylânî ve İmam-ı Rabbânî hazretleri de, İmam-ı a’zam ve İmam-ı Şâfiî hazretleri benzer biçimde birer müctehiddir. Dört mezhebin imamı ve öteki müctehid olan zatların hepsi de mürşid-i kâmildir. Aralarında iş kısmı yaptıkları için kimi fıkıhta, kimi tasavvufta meşhur olmuştur. Müctehid olmayan, mürşid-i kâmil olamadığı benzer biçimde, mürşid-i kâmil olmayan da, müctehid olması imkansız.

Bayezid-i Bistamî, Cüneyd-i Bağdâdî, Celaleddin-i Rumî ve Muhyiddin-i Arabî benzer biçimde evliya zatlar, her evliya olan zat benzer biçimde, bir mezhebe tâbi olmuşlardır.

Hadis âlimlerine ve fıkıh âlimlerine deccal demek oldukça çirkin iftiradır. Fıkıh ilmine şu demek oluyor ki Allahü teâlânın komut ve yasaklarının iyi mi yapılacağını bildiren ilme düşman olan kimseler, iyi mi evliya olur? İmam-ı Buharî hazretlerinin, İmam-ı a’zam hazretlerini tekfir etmesi de tamamen yalan ve iftiradır. Âlimler, birbirini oldukça severdi. Cahiller, değişik ictihadı düşmanlık zannediyorlar.

İbni Teymiyyecilerin bu iftirası, tasavvuf ehli olan Ehl-i sünnet âlimlerinin İbni Teymiyye’yi tekfir etmelerinden kaynaklanıyor. İbni Teymiyye de, bazı evliya zatlara kâfir diye saldırmıştır. Selefîlerin, buradan bir genellemeye giderek tüm evliya zatlara kâfir dedikleri anlaşılıyor.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/31/alimlere-iftira/feed/ 0 5479