helal – Cennetin Bahçesi https://www.cennetinbahcesi.com Dini Paylaşım Sitesi Thu, 17 Oct 2019 13:22:52 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.9 110917297 Helal gıda aramak https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/17/helal-gida-aramak/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/17/helal-gida-aramak/#respond Thu, 17 Oct 2019 13:22:52 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=6112

Sual: Bugün dünyada helal gıda markasını tercih ediyorlar. Helal damgalı olmayanları yiyecek haram mıdır?
CEVAP
Eğer hakikaten her yönüyle temiz ve helal olması durumunda damgası yoksa, gene helal olur, fakat helal damgası var ise, helal ve temiz olması garantilenmiş olur, gönül rahatlığıyla yenir. Helal et damgalı ürünler, bir tek kesiminin helal olması bakımından değil, sıhhat açısından da önemlidir.

İhlas Marmara Evleri 1. Kısım’da yeni oluşturulan Şifa Et Market’e alışveriş için gidince, markette helal kesim ve helal ürün sertifikaları gördüm. İlgililer, bu sertifikalar hakkında şu detayları verdiler:

“İnsanlar, gıda maddelerinin temiz, sağlığa uygun olması yanında, inançlarına da uygun üretilen gıdaları arıyorlar. Ikimiz de, bu istekleri gerçekleştirmek için, mevzu üstünde hassasiyetle duran, dünya genelinde akredite bir sivil cemiyet kuruluşu olan Gimdes, kısaca gıda ve gereksinim maddeleri denetleme ve sertifikalandırma kuruluşuna müracaat ettik.

Bizim yaptığımız kesimleri ve ürettiğimiz ürünleri Hanefî, Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine bakılırsa denetlediler. Niçin dört mezhebe bakılırsa diye bir soru akla gelebilir. Gimdes, dünya helal konseyinin (WHC) üyesidir. Konsey, temsil ettikleri ülke ve toplulukların gereksinimlerini, onların tercih ve isteklerine bakılırsa karşılıyor. Dünyada Müslümanlar genel anlamda bu dört mezhebe mensuptur. Gıda cinsine bakılırsa standartları, dört mezhebe bakılırsa tespit edip, denetlemeleri buna bakılırsa yaparak, uygulama ve üretimde de standart tesis ediyorlar.

Ikimiz de bu hassasiyeti uyguladığımız için, lüzumlu belgeleri alabildik. Şimdi bu şekilde hazırlanan helal ve temiz gıdaları dünya Müslümanlarına ulaştırmaya çalışıyoruz, Gimdes helal damgalı gıdalar, dünyada helal gıda marketlerinde güvenle tercih ediliyor. Şifa Et Market’in de Gimdes helal sertifikalı ürünleri, kimyasal katkısız olan ve kanserojen olarak anlatılan, katkı maddeleri bulunmayan, dünyada ilk ürünlerdir. Bu sebeple ürünlerimiz, WHC üyelerince incelendi. Bilhassa Çin, ABD ve Arnavutluk temsilcilerinden Şifa Et Market’in formülüyle ortak üretim teklifleri aldık. Gimdes’in Şifa Et Market’e başarı göstermiş ve etkili çalışmalarından dolayı verdiği takdir belgesi de marketimizin duvarında asılıdır. Bu belgeleri bir kere almak yetmiyor, bazen kontroller yapılıyor, helal gıda vasıfları devam ediyorsa, her yıl bu sertifikaları yenileniyor. Bu şartlara uymayanların sertifikaları yenilenmiyor.”

Sağlığımız ve inancımız açısından, tutarları birazcık pahalı olsa bile, helal olduğu mevzusunda, dünya genelinde akreditesi olan sivil cemiyet müesseselerinin denetimine açık ürünleri tercih etmeliyiz.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/17/helal-gida-aramak/feed/ 0 6112
Helal gıdanın önemi https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/15/helal-gidanin-onemi/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/15/helal-gidanin-onemi/#respond Tue, 15 Oct 2019 16:18:49 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=6103

Sual: Şimdiki çocuklar istenildiği şeklinde niçin eğitilemiyor?
CEVAP
Evladı helal besin ile beslemelidir! Haram gıdanın tesiri çocuğun özüne işler, çocukta uygunsuz işlerin meydana gelmesine sebep olur. Hadis-i şerifte (Yiyip içtikleriniz helal, temiz olsun! Çocuklarınız, bunlardan hasıl olur) buyuruldu.

Evlatları, ahlaksız bayanlara da emzirtmemelidir! Peygamber efendimiz, ahmak bayanları da süt anne olarak tutmamayı, sütün fena tesirinin olacağını bildirmektedir. Buradan kâfir hanımı süt anne olarak tutulmaz manası çıkarılmamalıdır! Zira fıkıh âlimi İbni Âbidin hazretleri, (Kâfir kadının müslüman çocuğa ve müslüman kadının kâfir çocuğa süt anne tutulması caizdir) buyurmaktadır. (Redd-ül Muhtar)

İbrahim Ethem hazretlerine, gece gündüz yakarma eden, vecde gelip kendinden geçen bir gençten bahsettiler. Gencin yanına gidip üç gün konuk kaldı. Fazlaca şaşırtıcı ve hayret verici haller görmüş oldu. Gencin bu halinin şeytandan olup olmadığını öğrenmek istedi. Yediğine baktı. Helalden değildi. Bu hallerin şeytandan bulunduğunu anlamış oldu. Genci evine çağrı etti. Gence helal yiyecek verdi. Gençteki eski aşk ve çaba kalmadı. Genç, bana ne yaptın dedi. İbrahim Ethem hazretleri, gence, (Sendeki haller şeytandandı. Helal yiyince şeytan giremedi. Esas halin meydana çıktı) buyurdu. (Tezkiretül-evliya)

Haram yiyecek kalbi karartır, hasta eder. Zünnun-i Mısri hazretleri buyurdu ki:
Kalbin kararmasının dört alameti vardır:
1- İbadetin tadını duymaz.
2- Tanrı korkusu hatırına gelmez.
3- Gördüklerinden öğrenek almaz.
4- Okuduklarını, öğrendiklerini anlayıp kavrayamaz.

Muhammed bin Fadl Belhi hazretleri de buyurdu ki:
Kalbin kararmasına 4 şey sebep olur:
1- Öğrendiği ile amel etmemek.
2- Bilmeyerek yapmak.
3- Bilmediklerini öğrenmemek.
4- Başkasının öğrenmesine engel olmak.
Nefs, fena isteklerden [dinin yasakladığı şeylerden] kurtarılınca, kalb temizlenir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/15/helal-gidanin-onemi/feed/ 0 6103
Kişiye göre haram helal değişir mi? https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/12/kisiye-gore-haram-helal-degisir-mi/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/12/kisiye-gore-haram-helal-degisir-mi/#respond Sat, 12 Oct 2019 13:12:01 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=6088

Sual: Bazı gıdaların, zarar verenlere, alerji yapanlara haram, zarar vermeyenlere mubah bulunduğunu bildiriyorsunuz. Asla kişiye göre haram helal değişir mi? Birine haram olan şey, birine helal olur mu?
CEVAP
İstisnalar çoktur. Birine helal olan şey ötekine haram olabilir. İşte vesikaları:
1- Zengine zekat farz iken, fakire farz değildir. Hac da, her insana farz değildir. Kurban kesmede de fukara varlıklı ayrımı vardır. Sadaka-i fıtır da böyledir. (Dürer)
Demek ki birine farz olan yakarma, bir başkasına farz olmuyor.

2- Ayakta namaz kılmak [kıyam] farzdır. Fakat hastalara farz değildir. (Cevhere)
Demek ki birine farz olan bir husus, bir başkasına farz olmayabiliyor.

3- Zaman girmeyince namaz farz olmaz. Kutuplara yakın yerlerde yatsı ve sabah namazı farz olmuyor. Kılınması iyi olur. (Tahtavi)
Demek ki her komut hepimiz için değildir.

4- Abdestin farzı dörttür. Ayakları olmayan için üçtür. (Halebi)
Demek ki abdestin farzı bile sağlama sakata göre değişiyor.

5- Dört rekatlı farzları, dört rekat olarak kılmak farzdır. Fakat seferi olanlara farz değildir. Hatta iki rekat kılması vacibdir. (İbni Abidin)

6- Hür hanım için, el yüz hariç, vücudunun tamamını kapatması farz, açması haram iken, cariye için öyleki değildir. Cariye, başını kollarını hatta dizden aşağısını da açabilir. (Hindiyye)

7- Kendi kardeşiyle evlenmek haram iken, başkaları ile evlenmek haram değildir. (Bahrür-raık)

8- Zenginlerin dilenmesi, hatta zekat alması haramdır. Fakat bunun istisnaları da vardır. Sözgelişi hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(İlim öğrenmekte olanın 40 senelik nafakası olsa da, bu şekilde varlıklı talebeye zekat vermek caizdir.) [Redd-ül muhtar] Demek ki varlıklı birine haram olan şey, başka bir zengine helal olabiliyor.

9- Leş ve şarap haramdır. Açlıktan ve susuzluktan ölecek olanlara haram değildir. (Bezzaziyye)

10- Bazı ilaçlar, sözgelişi penicilin, bazısına alerji yapar, ölümüne sebep olabilir. Kendisine alerji icra eden ilaçları kullanmak haram olur. Fakat bu ilaçlar başkalarına haram olmaz. (Berika)

İlaçlarda olduğu şeklinde, gıdalarda, sebzelerde ve otlarda da alerji yapanlar vardır. Organlarında zafiyet olanlara zarar verenler, sağlam olanlara zarar vermezler. Bazı kimselere balık eti, süt, yumurta, biber, patlıcan, çilek şeklinde gıdalar zarar verir. Bunlar, yalnız zarar verenlere haram yada mekruh olur. Zarar vermeyenlere ise mubahtır. Afyon ve öteki zehirli otların alınan fazlaca miktarları haramdır, fakat azca miktarlarını ilaç olarak kullanmak caizdir. (Hadika, Zevacir)

(Çaydaki tein ile, kahvedeki kafein aynı maddedir. Çayda %2,5, kahvede ise %1,3 oranında kafein bulunur. Kafein, zihni açar, kan dolaşımını artırır, vücuda ısı verir, yorgunluğu giderir, sindirimi kolaylaştırır. Fazlası sinir sistemi üstünde tesir yapar. Kalb hastalıklarında, sinirleri zayıf insanlarda ve çocuklarda azca miktar kahve bile kötü tesir yapabilir.) [Gıda Kimyası s. 658]

Tıp kitapları aynen İslam âlimleri şeklinde bildirmektedir. Kısaca bir şey sözgelişi kafein, tein, nikotin şeklinde şeyler bazılarına zarar veriyor, bazılarına vermiyor. Zarar verenlere normal olarak haramdır. Fakat zarar vermeyenlere haram demek dini değişiklik yapmak olur.

Tütün de zarar vermeyen kimselere mubahtır. (El-ukudüddürriyye)

Şeker de zararı olan mı?
Sual:
Sigaranın zararlarını bildiren bilim adamları, şimdi de şekerin zararlarını saymakla bitiremiyorlar. British Medical Journal’da piyasaya çıkan bilimsel bir makalede, şekerin yüze yakın ziyanı sayılarak, (Şeker, sigara kadar tehlikeli olup, uyuşturucu sınıfına sokulması gerekir) deniyor. Bu kadar fazlaca ziyanı olan şekeri yiyecek de haram olmaz mı?
CEVAP
Şeker de, öteki zararı olan gıdalar şeklinde, her insana aynı seviyede etki etmez. Şeker hastasına ziyanı ile öteki insanlara olan ziyanı aynı olmaz. Her şeyin bir çok zararı olan olduğu şeklinde, şekerin de bir çok zararı olan olabilir. Zarar vermeyen oranda şeker yiyecek haram olmaz. Sigara da böyledir. Zarar verirse haram olur.

Sual: Hasta olan bir kimsenin, alkol şeklinde haram olan bir maddeyi, ilaç olarak kullanmasında dinen bir sakınca var mıdır?
Yanıt: Mevzu ile ilgili olarak İbni Âbidînde deniyor ki:
“Kullanılması haram olan bir şeyi, temiz olsun, kirli olsun, ilaç olarak kullanmak haramdır. Fakat, hastalığa iyi geleceği bilinirse ve ondan başka da ilaç yoksa, kullanılmasına izin verilmiştir.”

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/12/kisiye-gore-haram-helal-degisir-mi/feed/ 0 6088
Helal rızık ve helal kazanç https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/03/helal-rizik-ve-helal-kazanc/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/03/helal-rizik-ve-helal-kazanc/#respond Thu, 03 Oct 2019 02:54:35 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=6043

Sual: Rızık hakkında informasyon verir misiniz?
CEVAP
Allahü teâlâ, her insanoğlunun ve her hayvanın rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu şeklinde, her insanoğlunun rızkı da bellidir. Rızık asla değişmez. Azalmaz ve çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Kimse kendi rızkını yiyip bitirmeden ölmez. Bu konudaki âyet-i kerimelerden birkaçının meali şöyleki:
(Birçok canlı, rızkını kendi elde edemez. Sizin de, onların da rızkını Tanrı verir.) [Ankebut 60]

(Rabbin, rızkı dilediğine bolca verir, dilediğine daraltır.) [İsra 30]

Tanrı’ın bazısına fazlaca, bazısına azca rızık verdiğini fazlaca kimse bilmez. (Sebe’ 36)

Tanrı’tan korkana ummadığı yerden rızık gelir. (Talak 2,3)

Bir kimse, Allahü teâlâ emrettiği için çalışır, rızkını helal yoldan ararsa, ezelde belli olan rızkına kavuşur. Bu rızık, ona verimli olur. Bu emek harcamaları için de sevap kazanır. Eğer, rızkını Allahü teâlânın yasak etmiş olduğu yerlerde ararsa, gene ezelde ayrılmış olan o belli rızka kavuşur. Fakat, bu rızık ona hayırsız, bereketsiz olur. Rızkına kavuşmak için kazanılmış olduğu günahlar da, onu felaketlere götürür.

İnsan, rızkını aramış olduğu şeklinde, rızık da, sahibini arar. Oldukca fakirler vardır ki, zenginlerden daha iyi, daha mutlu yaşar. Allahü teâlâ kendisinden korkanlara, dinine sarılanlara, ummadıkları yerden rızık gönderir. Allahü teâlâ, insanları yaratırken, ömürleri şeklinde, rızıklarını da takdir etmiştir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyleki:
(Allahü teâlâ, müminin rızkını ummadığı yerden verir.) [İ. Hibban]

(Tanrı’tan korkun, istediğiniz şeylere kavuşmak için, iyi sebeplere yapışın. Fena sebeplere yanaşmayın! Asla kimse, takdir edilen rızkına kavuşmadıkça ölmez.) [Hakim]

(Eceliniz sizi iyi mi takip ederse, rızkınız da öylece takip eder. Rızık için sorun çekerseniz, Allahü teâlânın emrine uygun hareket edin.) [Taberani]

(Tanrı korkusunu ana para edinen, rızkına ticaretsiz ve sermayesiz kavuşur.) [Taberani]

(Allahü teâlâya tam tevekkül etseydiniz, sabah aç gidip, akşam tok dönen kuşlar şeklinde rızka kavuşurdunuz.) [Tirmizi]

(Rızka kavuşan fazlaca hamd etsin!) [Hatib]

Helal rızka kavuşmak isteyen sebeplerine yapışmalıdır! Para kazanmak, malı arttırır. Fakat, rızkı arttırmaz. Rızık, mukadderdir. Şu demek oluyor ki ezelde ayrılmıştır. Rızık, maaşa, mala, çalışmaya bağlı değildir. Fakat Tanrı emrettiği için çalışmak lazımdır. Bundan dolayı, Allahü teâlânın işleri, sebepler altında tecelli eder. Âdet-i İlâhiye böyledir. Fakat, kimi zaman, sebebe yapışıldığı halde, iş hasıl olmayabilir. Veya, sebepsiz de, hasıl olabilir.

Hamd etmek, Allahü teâlâya şükretmek anlama gelir. Her nimetin Allahü teâlâdan geldiğine inanmak lazımdır. Allahü teâlâ, Hazret-i Musa’ya buyurdu ki:
(Kendine verdiğim nimeti, benden bilip kendinden bilmeyen, nimetlerin şükrünü eda etmiş olur. Rızkını kendi emek vermesi ile bilip, benden bilmeyen ise, nimetin şükrünü eda etmemiş olur.) [İ.Gazali]

Çalışmak ibadettir
Hiç kimseye muhtaç olmamak için çalışmak fazlaca kıymetlidir. Peygamber efendimiz, Hazret-i Muaz ile müsafeha edince buyurdu ki:
– Ya Muaz, ellerin nasırlaşmış.
– Evet ya Resulallah, kazma elimde toprakla meşgul oluyor ve bu sayede çoluk çocuğumun nafakasını kazanıyorum.
Fahr-i kâinat efendimiz, Hazret-i Muaz’ı öpüp buyurdu ki:
– Bu eli Cehennem yakmaz. (Tibyan)

Gene bigün bir genç, sabah erkenden işine gidiyordu. Eshab-ı kiramdan bazıları, bunu uygun görmediler. Orada bulunan Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Öyleki söylemeyiniz! Eğer hiç kimseye muhtaç olmamak, ana babasını ve aile efradını muhtaç etmemek için işine gidiyorsa, her adımı ibadettir. Eğer kazanacağı para ile öğünmek, keyf sürmek niyetinde ise, şeytanla beraberdir.) [Taberani]

Görüldüğü şeklinde bir Müslümanın iyi niyetle emek vermesi ibadettir. Fakat kâfirin ve her haramı işleyen kimsenin emek vermesi yakarma olmaz. (Namaza ne lüzum var, çalışmak da ibadettir) demek fazlaca yanlıştır. Bu şekilde söyleyen kâfir olur. Namaz kılan, haramlardan kaçan kimsenin iyi niyetle emek vermesi ibadettir. (K. Mutluluk)

Zarardan dönmek gerekir
Zararın neresinden dönülürse kârdır. Rızk endişesiyle, harama el uzatmamalı ve şu hadis-i şeriflerin muhatabı olmamalıdır:
(Bir vakit gelir ki, insanoğlu, yalnız malın, paranın gelmesini düşünür, helalini ve haramını düşünmezler.) [Buhari]

(Bir vakit gelir, insanoğlunun tüm kaygısı midesi olur, şerefi mal, kıblesi hanım, dini para olur. Bu şekilde kimseler, halkın kötüleridir.) [Sülemi]

Allahü teâlâ, her insanın rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. Rızk değişmez, azalıp çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Allahü teâlânın 99 isminden biri Rezzak‘tır, her varlığın rızkını vericidir. Allahü teâlâ, (Her insanın rızkı bana aittir) buyuruyor. Rızk için Allahü teâlânın verdiği söze güvenmelidir! Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Yeryüzündeki her canlının rızkı, Tanrı’a aittir.) [Hud 6]

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Rızkı genişleten, daraltan, gönderen yalnız Allahü teâlâdır.) [Redd-ül-muhtar]

(Tanrı’tan kork, rızkını güzel yoldan ara, helali al, haramı terk et!) [İbni Mace]

(Rızkını gecikmiş sayma! Asla kimse, rızkına kavuşmadıkça ölmez.) [Hakim]

(Asla kimse, nasibinden fazla rızka kavuşamaz. Rızkına kavuşup yemedikçe de ölmez. İstemese de rızkı kendisine verilir.) [Hakim]

(Hak teâlâ, Hazret-i Adem’e bin çeşit sanat öğretip buyurdu ki: Neslin, bu sanatlardan biri ile rızkını arasın! Sakın dini geçim vasıtası yapmasın!) [Hakim]

(Tanrı’ın verdiği rızka kanaat eden mümin kurtulmuştur.) [Müslim]

(En güzel rızk, helale, harama dikkat edilerek kazanılandır.) [Nesai]

Peygamber efendimiz, (Eğer Tanrı korkusunu kendinize ana para edinirseniz, rızkınız, ticaretsiz ve sermayesiz gelir) buyurup şu mealdeki âyeti okudu:
(Kim Tanrı’tan korkarsa, Tanrı ona bir çıkış yolu kayra eder ve rızkını ummadığı yerden gönderir.) [Taberani-Talak 2,3]

Allahü teâlâ emrettiği için çalışan, rızkını helal yoldan arayan, ezeldeki rızkına kavuşur. Rızkı da verimli olur. Bu emek harcamaları için de sevap kazanır. Eğer, rızkını haram yoldan ararsa, gene ezelde ayrılmış olan rızka kavuşur. Fakat, bu rızk ona hayırsız, bereketsiz olur, kazanılmış olduğu günahlar da, onu felaketlere götürür.

Hazret-i Hızır’ın onarım etmiş olduğu binanın altındaki altın levhada şunlar yazılı idi:
(Ölüm hak iken gülüp eğlenen, kadere inanılmış olduğu halde üzülen, rızka Allahü teâlâ kefil iken zahmetlere giren, Kıyamette sorgu-sual varken gaflete dalan, fâniliğini bilmiş olduğu dünyaya bel bağlayan hiç kimseye iyi mi şaşkınlık edilmez?)

Rızık endişesi
Dünya sıkıntıları, ahiret rahatlığına sebep olur. Rızık için kaygı etmek doğru değildir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Çoluk evladı fazlaca ve rızkı azca olup, namazlarını, şartlarına uygun olarak kılan ve Müslümanları gıybet etmeyen, Kıyamette benimle beraber haşr olur.) [M. Masumiyye]

(Hac yolunda ölenlere ve Tanrı yolunda gaza edenlere müjdeler olsun! Çoluk evladı fazlaca ve kazancı azca olup, halinden yakınma etmeyerek, evine sevinç ile girip, gülerek çıkan kimse de, hacılardan ve gazilerdendir.) [Deylemi]

(Bir Müslüman, helal kazanıp hiç kimseye muhtaç olmaz, komşu ve akrabalarına yardım ederse, kıyamette ayın ondördü şeklinde parlak olur.) [Beyheki]

(Çalışıp kazanmak her Müslümana farzdır.) [Taberani]

(İbadet on kısımdır, dokuzu çalışıp helal kazanmaktır.) [Deylemi]

(Hiç kimseye muhtaç olmamak ve ana-baba, çoluk-çocuğunu da muhtaç etmemek için işe gidenin her adımı ibadettir.) [Taberani]

(Allahü teâlâ sanat sahibi mümini sever.) [Taberani]

(Çalışmayıp kendini sadaka isteyecek hâle düşüren 70 şeye muhtaç olur.) [Tirmizi]

(Geçimini helalinden kazanmak, Tanrı yolundaki cihad gibidir.) [Deylemi]

(Cihad, bir tek kılıç sallamak değildir. Ana-babaya, evlada bakmak, hiç kimseye muhtaç olmamak için çalışmak da cihaddır. Çalışıp hiç kimseye yük olmayan mücahiddir.) [İ. Asakir]

(Helal kazanmak için sorun çekene Aden vacip olur.) [İ. Gazali]

(Allahü teâlâ sevdiğine, rızkını kafi gelecek kadar verir.) [Ebuşşeyh]

(Zikrin hayırlısı hafi [gizli] olanı, rızkın hayırlısı ise kâfi olanıdır.) [Beyheki]

İbrahim Edhem hazretleri sırtı ile odun taşıyarak rızkını kazanıyordu. (Kardeşlerin seni hiçbir şeye muhtaç bırakmazken niçin odun çekiyorsun) diye sordukları vakit, “Hadis-i şerifte, (Helal kazanmak için sorun çekenlere, zillete katlananlara Aden vacip olur) buyurulduğu için bu işi yapıyorum” dedi. (K. Mutluluk)

Helâl rızık aramak
Sual:
Rızkımızın artması için, neler yapmalıdır?
CEVAP
Her işin sebeplerine yapışmalı. Helâl rızık için yakarış ve istigfar etmelidir. Yakarış kabul olursa, asla beklenmedik bir yerden rızka kavuşulabilir. Dört hadis-i şerif şöyledir:
(Cebrail aleyhisselam her ulaştığında, “Tanrı’ım, bana helâl rızık ve iyi bir iş nasip et” diye yakarış etmemi söylerdi.) [Hâkim]

(İstigfara devam eden, ummadığı yerden rızıklanır.) [İbni Mace]

(Allahü teâlâ, müminin rızkını ummadığı yerden verir.) [Deylemî]

(Oldukca sadaka verenin rızkı bollaşır ve duası kabul olur.) [İbni Mace]

Rızkın gelmesine sebep olan işleri yapmalıdır: Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Sadaka vermek rızkı artırır!) [Deylemî]

(Sıla-i rahim edenin rızkı bollaşır.) [Buhârî]

(Namaz kılmak, rızkın bereketine sebep olur.) [Miftah-ül-Cennet]

(Sadaka vermeye devam edenin rızkı artar!) [İbni Mace]

(Cömerdin evine rızık, devenin göğsüne yaralanan bıçaktan daha sav gelir.) [İbni Mace]

(Birbirinize yiyecek ikram edin ki, rızıklarınızda genişlik olsun.) [İ.Adiy]

(Namaz kılmak, rızkın bereketine sebep olur.) [Miftah-ül-Cennet]

(Hanımıyla [iyi geçinip] şakalaşanın, rızkı artar.) [İ. Lâl]

(Ana babasına iyilik edenin ömrü uzun, rızkı verimli olur.) [İ. Ahmed]

Bazı şeyler fakirliğe neden olur, rızkın güçlükle gelmesine sebep olur. Sözgelişi tırnağı uzun olanın rızkı meşakkatle, sıkıntıyla hâsıl olur. Üç hadis-i şerif:
(Günah işlemek, rızıktan yoksun kalmaya sebep olur.) [İbni Mace]

(Yalan söylemek rızkı azaltır.) [İsfehanî]

(Zina, fakirliğe neden olur.) [Beyhekî]

Rızkın artması, verimli olması için her mubah işi Besmele ile yapmalıdır.

Atalarımız, (Erken kalkanın nasibi gür olur) der. Durağan(durgun) ücretli de olsa, bir kimse erken kalksa, nasibi gür olur. Ücretin kendisi değil, bereketi artar. Bolluk, azca bir şeyden fazlaca yararlanmaktır. Azca bir yiyecek fazlaca kişiye yetmişse, verimli olmuş anlama gelir. Oldukca kazanılmış olduğu hâlde, maaşını yetiremeyen, parasının bereketsizliği sebebiyle borçlanır. Sabah erken kalkmak, hayra, berekete sebep olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Sabah uykusu rızka manidir.) [Beyheki]

(Hak teâlâ rızıkları, fecir ile güneşin doğacağı vakitler içinde verir.) [Beyheki]

(Ya Rabbi, işine erken gidenin çalışmasını verimli kıl!) [Tirmizi]

(Sabah namazını kıldıktan sonrasında uyumayın, rızkınızı aramaya çalışın!) [Taberani]

(Rızık için çalışmaya erken gidenin işi verimli olur ve başarı kazanır.) [Bezzar]

Maddî rızıkların dağılması sabah namazından sonrasında olur. Manevî rızıkların dağılması ise ikindi namazından sonradır. Bu iki vakitte uyumamaya dikkat etmelidir. (El-Envâr)

Rızkı başka maksatla değil, Tanrı rızası için aramalı. İki hadis-i şerif meali:
(Çocuklar, rızık temin için çalışmaya çıkarsa, Tanrı yolundadır. Yaşlı ana babasının bakımı için çıkarsa, Tanrı yolundadır. Kendini haramdan korumak için çıkarsa, Tanrı yolundadır. Eğer gösteriş ve başkalarına karşı övünmek için çalışmaya çıkarsa, şeytan yolundadır.) [Taberani]

(Öyleki bir vakit gelecek ki, Kur’an okuyan nice kimseler, yakarma etmeye çalışırlar, bid’atle de iştigal ederler. Bilmedikleri için müşrik olurlar. Okumalarına ve ilimlerine karşılık rızık alırlar ve dünyayı din karşılığında bölgeler. İşte bunlar, kör Deccal’ın avenesidir.) [Deylemi]

Rızkınızı güzel yoldan arayın
Sual: Rızkımızı kazanıyoruz diye helale harama dikkat edilmiyor. Rızkı helal yoldan aramak lazım değil mi?
CEVAP
Cenab-ı Hak, her canlının rızkını göndereceğini “Allahü teâlânın rızk vermediği, yeryüzünde bir mahlûk yoktur” buyurarak bildiriyor.

Allahü teâlâ, her insanoğlunun ve her hayvanın rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu şeklinde, her insanoğlunun bedeninin ve ruhunun rızkları da bellidir.

Rızk asla değişmez, azalmaz ve çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Kimse kendi rızkını yiyip bitirmeden ölmez.

Bir kimse, Allahü teâlâ emrettiği için çalışır, rızkını helal yoldan ararsa, ezelde belli olan rızkına kavuşur. Bu rızk, ona verimli olur. Bu emek harcamaları için de sevap kazanır.

Eğer, rızkını Allahü teâlânın yasak etmiş olduğu yerlerde ararsa, gene ezelde ayrılmış olan o belli rızka kavuşur. Fakat, bu rızk ona hayırsız, bereketsiz olur. Rızkına kavuşmak için kazanılmış olduğu günahlar da, onu felaketlere götürür.

Her canlının rızkını Allahü teâlâ verir. Çocuk, ana karnında çalışmaktan aciz olduğundan, göbeğinden ona rızk gönderir. Çocuk dünyaya ulaşınca, rızk olarak, anasının göğsünden süt gönderir. Bir şey yiyebileceği yaşa ulaşınca de, dişlerini yaratır.

Çocuğun ana-babası ölüp, yetim kalırsa, evvelde yalnız şefkatle anası bakarken, sonradan, her insanın kalbini, ona karşı merhametle doldurur. Daha büyüyünce de, çalışmak için kuvvet ve para kazanma arzusu kayra eder. O kimse, bu arzudan vazgeçip, takva yolunu meblağ, kendini yetim haline korsa, ona karşı kalbleri, gene şefkatle doldurur. Hepimiz, (Bu kimse Tanrı yolundadır. Her şeyin iyisi buna layık) der. Para kazanırken, kendine, yalnız kendi acırdı. Şimdi hepimiz acır. Fakat, takva yolundan ayrılır, nefsine uyar ve çalışmazsa, kalblerde ona karşı şefkat hasıl etmez. Bu şekilde kimselerin, tevekkül ediyorum diye emek harcamaması, tembel oturması, asla caiz değildir. Kendini düşünen kimsenin, çalışıp, gereksinimlerini elde etmeyi de düşünmesi gerekir. Demek ki, Tanrı yolunda olup, yetim şeklinde olana karşı, her insanın kalbinde şefkat, acıma yaratır.

Cüneyd-i Bağdadi hazretleri, “Allahü teâlâ emrettiği için çalışmalı, rızk için üzülmemeli” buyurdu. Rızk için Allahü teâlânın verdiği söze güvenmelidir. Müslüman, Allahü teâlâ, emek harcamayı emrettiği için çalışıp kazanır. Nefsinin fena arzularına, zevklerine kavuşmak için çalışıp para kazanmak ve çalışırken, helali haramdan ayırmamak, başkalarının haklarına istila etmek, onlara olan borçlarını ödememek, kabahat işlemek, dünyaya düşkün olmayı gösterir. Dünyaya düşkün olmak, büyük günahtır. Allahü teâlâ emrettiği için fazlaca çalışıp, fazlaca kazanmak ve Onun emrettiği şeklinde çalışıp, kazandığını, Onun emrettiği bölgelere sarf etmek, yakarma yapmak olur. Oldukca sevap olur.

Bir kimsenin, (Haram işlere elim yatkın, mubah işleri beceremiyorum) demesi fazlaca yanlıştır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Her insana dünyalıktan nasibi her neyse, o şeyler ona kolaylaştırılır) buyuruldu. (Hakim)

Bir kimse kazancını kumardan elde etmeye çalışsa, zaman içinde kumar işinde mahareti artar. Marangoz, terzi şeklinde helal bir meslek edinmek isteyene de işleri kolaylaştırılır. Onun için daima helal kazanç yollarını aramalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ey insanoğlu, Tanrı’tan korkun ve rızkınızı aramada güzel yol tutun! Bundan dolayı hiçbir kimse, rızkını ele geçirmeden ölmez. O halde Tanrı’tan korkun ve rızkınızı güzel yollarla elde edin, helali alın, haramı terk edin!) [İbni Mace]

(Rızkınızı gecikmiş saymayın! Asla kimse, takdir edilen rızkına kavuşmadıkça ölmez. O halde rızkınızı güzel yoldan arayın, helali alın, haramdan kaçın!) [Hakim]

Helalden kazanmak her Müslümana farzdır
Sual: Hanım, adam her Müslümanın, kendinin, çoluk çocuğunun nafakası için para, mal kazanırken ne olursa olsun helal olan yolları mı seçmesi gerekir?
Yanıt:
İmâm-ı Gazâlî hazretleri mevzu ile ilgili olarak Kimyâ-i se’âdet kitabında buyuruyor ki:
“Helal kazanabilmek için, ilkin helali öğrenmek lazımdır. Helal ve haram meydandadır. İkisi içinde şüpheli olanları tanımak güçtür. Şüphelilerden sakınmayan, harama düşer. Bunu tanıtmak geniş bir ilimdir. Mü’minûn sûresinin 52. âyetinde mealen;
(Ey Peygamberlerim, helal ve temiz yiyiniz ve bana layık ibadetler yapınız!) buyuruldu. Resûlullah efendimiz bunun için;
(Helal kazanmak her Müslümana farzdır) buyurdu.

Dünyalık kazanmak için çalışmak günah değildir. Dünyalık sevgisi, dünyaya gönül bağlamak günahtır. Resûlullah efendimiz, çeşitli hadîs-i şeriflerinde buyurdular ki:
(Bir kimse, asla haram karıştırmadan, kırk gün helal yerse, Allahü teâlâ, onun kalbini nur ile doldurur. Kalbine, nehirler şeklinde hikmet akıtır. Dünya muhabbetini, kalbinden giderir.)

(Haram ile beslenen vücudun ateşte yanması daha iyidir.)

(Malın helalden mi, haramdan mı geldiğini düşünmeyenler, Cehenneme, neresinden atılırsa atılsınlar, Allahü teâlâ, onlara acımayacaktır.)

(İbadet on kısımdır, dokuz kısmı, helal kazanmaktır.)

(Helal kazanmak için yorulup, evine dönen kimse, günahsız olarak yatar. Allahü teâlânın sevilmiş olduğu kimse olarak kalkar.)

(Allahü teâlâ buyuruyor ki: Haramdan kaçınanlara hesap sormaya utanırım.)

(Bir dirhem faiz almak ve vermek, otuz zinadan daha günahtır.)

(Haram maldan verilen sadaka kabul edilmez. Saklanırsa, Cehenneme gidinceye kadar, ona yolluk olur.)

Hazret-i Ebu Bekir, hizmetçisinin getirmiş olduğu sütü içti. Sonrasında helalden olmadığını anlayınca, parmağını boğazına sokarak kay etti, çıkardı. O denli zahmetle çıkardı ki, yanındakiler ölüyor sandılar. Sonrasında da;
“Ya Rabbi! Elimden geleni yaptım. Midemde ve damarlarımda kalan zerrelerden sana sığınırım!” diye yalvardı. Hazret-i Ömer de, Beyt-ülmâla ilişik zekât develerinin sütünden, yanlışlıkla verilip içtiği vakit, bu şekilde yapmıştı. Abdullah bin Ömer hazretleri buyurdu ki:
“Kambur oluncaya kadar namaz kılsanız ve kıl şeklinde oluncaya kadar oruç tutsanız, haramdan kaçınmadıkça, kabul edilmez, faydası olmaz.”

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/03/helal-rizik-ve-helal-kazanc/feed/ 0 6043
Haramla helal çakışırsa https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/27/haramla-helal-cakisirsa/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/27/haramla-helal-cakisirsa/#respond Thu, 27 Jun 2019 09:43:04 +0000 Dinimiz>İbadetlerimiz]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5607

Sual: Farzla haram, sünnetle mekruh yada vacible mekruh çakışırsa ne yapmak gerekir?
CEVAP
Maddeler hâlinde bildirelim:
1- Farzla haram çakışınca, haram işlememek için, farz tehir edilir yada yerine nazaran terk edilir. Şundan dolayı haramdan kaçmak, farzı yapmaktan ilkin gelir. Hadis-i şerifte, (Ufacık bir günahtan kaçınmak, tüm cin ve insanların [nafile] ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruldu. Her günah, Allahü teâlâya isyan olduğundan, büyüktür; fakat bazısı, bazısına nazaran minik görünür. Bir minik günahı yapmamak tüm cihanın nafile ibadetlerinden daha sevabdır, bundan dolayı nafile yakarma yapmak farz değildir. Günahlardan kaçınmaksa farzdır. (Rıyad-un-nasıhin)

Haramdan kaçmanın sevabı, farzları yapmanın sevabından daha fazladır. Haram işleyerek farz yapılmaz. Farzla haram bir araya ulaşınca, doğrusu farzı işlerken haram işlemek mecburiyeti olunca, haram işlememek için farz tehir edilir. Birkaç örnek verelim:
a) Üstünde fazlaca necaset bulunan kimsenin, avret yerini açmadan yada başka bir sebeple necaseti temizlemesi mümkün değilse, başka elbisesi de yoksa o hâliyle kılar, çıplak kılmaz. Sonrasında temiz elbise bulsa, o namazı iade eder.

Bu şekilde güç durumlarda, necaseti temizlemenin farz olmadığı Malikî mezhebi öykünmek edilirse, sorun kalmaz.

Necaseti temizleme imkânı olsa, fakat yanında yabancılar var ise, temizlemeden namazını kılar. Şundan dolayı başkalarının yanında avret yerini açmak yasak, necaseti temizlemekse emirdir. Emirle yasak bir araya ulaşınca yasaktan kaçılır, doğrusu avret yeri açılmaz.

b) Varlıklı olan bir kadının, hacca gitmesi farzdır. Hacca yalnız gitmesiyse haramdır. Mahremi bulunmadığı müddetçe, haram işleyerek, yalnız başına hacca gidemez. Farzı tehir eder. Sonrasında da gidemezse, (Ben ölene kadar hacca gidemezsem, yerime vekil gönderilsin) diye vasiyet eder.

2- Vacible tahrimen mekruh çakışınca, vacib tehir yada terk edilir. İki örnek:
a) Secde-i tilavet vacibdir; fakat kerahat vaktinde yapılması caiz olmaz.

b) Secde-i sehv yapmak vacibdir. İkindi namazını kerahat vaktine bırakan kimse, ikindiyi kılarken secde-i sehvi gerektiren bir şey yapsa, mekruh zaman girmiş olduğu için secde-i sehv yapmaz. Tahrimen mekruh işlememek için vacib terk edilir.

3- Mekruhtan kaçmak, sünneti yapmaktan ilkin gelir. Mekruh işleyerek sünnet yapılmaz. Birkaç örnek verelim:
a) Cemaatle namaz kılmak sünnettir. Takkesiz namaz kılmak mekruhtur. Takkesi olmayan, cemaate uymaz. Takkeyi bulup yalnız kılması, takkesiz olarak cemaatle kılmaktan evladır.

b) Cemaatle namaz kılınırken, sünnete adım atmak mekruhtur. Sabah namazının sünnetini kılmamış olan, sünneti kılınca cemaate yetişemeyeceğini anlarsa, sünneti kılmaz. Derhal imama uyar. Cemaate son oturuşta olsun yetişeceğini anlarsa, sünneti caminin haricinde, giriş kısmındaki bölümde yada direk arkasında acele kılar. Bu şekilde yer yoksa sünneti kılmaz, bundan dolayı cemaatle kılınırken, nafile kılmak mekruhtur. Mekruh işlememek için sünnet terk edilir.

c) Aşûre günü oruç tutmak sünnettir. Sadece Yahudilere benzememek için, yalnız Aşure günü oruç tutmak mekruh olur. Muharrem ayının 9. ile 10. yada 10. ile 11. günleri beraber tutulursa mekruh olmaz.

ç) Bir işe sünnet ve mekruh denmişse o işi yapmamak gerekir. Örneğin, teşehhütte parmak kaldırmak hususunda, değişik rivayetlerde sünnet, mekruh, hatta haram bile denmiştir. O hâlde, sünnet yada mekruh denildiği için teşehhütte parmak kaldırılmamalıdır.

d) Sarık sarmak ve entari giymek, sünnet-i zevaiddir. Bu tarz şeyleri giyip sokakta dolaşmak fitneye sebep olacaksa sokakta giyilmez, bundan dolayı fitneye sebep olmak haramdır. Mekruhla sünnet çakışınca bile, sünnet terk edilirken, haramla sünnet çakışınca, haram işlememek için sünnet normal olarak terk edilir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/27/haramla-helal-cakisirsa/feed/ 0 5607
Helal ve Haram Ne Demek? https://www.cennetinbahcesi.com/2017/03/10/helal-ve-haram-ne-demek/ https://www.cennetinbahcesi.com/2017/03/10/helal-ve-haram-ne-demek/#respond Fri, 10 Mar 2017 19:44:30 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2216 Helal ve haram ne demektir kelimesinden önce tam olarak anlaşılabilmesi açısından dinin gayesine değinerek başlayalım. Dinde insanın korunması ve zarar görmemesi amaçlanır. Buradan anlayacağımız şey ise dinin her emri ve yasağının insanın yararına olduğunu bilmek gerekir. Din her emir ve yasaklarında insanın her iki cihanda da saadete kavuşmasını ister. İnsan dinde emredilip de yaptığı hiçbir şeyden zarar görmeyeceği gibi zarar görebileceği bir emir de verilmemiştir. İnsanın kötüye gitmemesi için Yüce ALLAH bir takım yasaklar koymuştur. İşte bu noktadan sonra din haram ve helal şeklinde bir çizgi çekmiştir. Bu çizgi o kadar incedir ki istediğiniz anda geçmek sizin elinizdedir.  İşte bu açıklamadan sonra dilerseniz helal ve haram nedir? Bu konu üzerine biraz değinelim.

HELÂL NEDİR?

Helal, Allah’ın kullarına müsaade ettiği ve izin verdiği zararsız olan şeylerdir. Helalin en güzel taraflarından biri faydalı ve de temiz olmasıdır. İnsan dünya nimetleri içerisinden kendisine en zararsız ve yasak olmayanını almakla mükelleftir. Bunları yapmadığı takdir de helal yemiş, helal kazanmış ve helal yaşamış olmayacaktır.

HARAM NEDİR?

Haram ise yüce mevlanın kullarına kesin olarak yasakladığı ve uzak durmasını emrettiği şeylerin tamamıdır. Haram helalin tam tersidir. Çirkindir ve de hiçbir faydası olmayandır. İşleyen insana da sürekli olarak zarar verir.

 

Kur’an’da bu konuyla ilgili şöyle buyrulmuştur.

“Kendileri için nelerin helâl kılındığını sana soruyorlar, de ki: Bütün iyi ve temiz şeyler size helâl kılınmıştır.” (Mâida Sûresi : 4)

 

Hz. Peygamber de şöyle buyurur:

“Helâl Allah’ın Kur’an’da helâl kıldığı şey, haram ise, Allah’ın Kur’an’da haram kıldığı şeydir. Allah birçok haramlar koymuştur, sakın onları çiğnemeyin, koyduğu sınırı aşmayın.”

 

Ancak bu ikisinin arasında bir de şüpheli olan durumlar vardır.  Bunları anlayabilmek ise ilim gerektirir. Örneğin haram ve helal açıktır. Ancak insan yaptığı şeylerden şüphe duyuyorsa harama düşmüş demektir. Bunu çokları bilmez.  Bu yüzden Müslüman’ın daima tetikte olması gerekir. Kısaca bir örnekle belirtirsek. Yasak bir çobanın sürüsünü ekili bir tarlanın yanında otlatması gibidir. Yasağa düşmesi her an yakındır. Bu nedenle de mutlaka ve mutlaka uyanık olmak gerekir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2017/03/10/helal-ve-haram-ne-demek/feed/ 0 2216