İslam dini içerisinde yer alan ve dini açıdan zengin, durumu müsait olan kişilerin Allah rızası için durumu iyi olmayan, yardıma muhtaç kimselere belirli miktarlarda verilen yardıma zekât denilir. Aynı zamanda İslam’ın beş şartı arasında yer alan zekât vermek önemli ibadetlerimiz arasında yer almaktadır. Müslümanlar arasında yapılan dayanışma ve yardımlaşma hususunda birlik ve beraberliğin daha da güçlü hale gelmesi noktasında bu ibadetlerin yerine getirilmesi çok önemlidir. Zekâtın bir Müslüman üzerine farz olmasını gerektiren hususlar bulunmaktadır. Bunlar: sahip olduğu malların üreyici niteliğinde olması, mallara sahip olduğu andan itibaren üzerinden bir yıl geçmesi, kendi ihtiyaçlarından ve borç miktarından fazla olmasıdır. Müslüman kişinin sahip olduğu mallar için yılda bir kere olmak üzere malının kırkta birini ihtiyaç sahiplerine ve dinin belirlemiş olduğu ölçütlerde yer alan kimselere vermesi zekât kavramını açıklamaktadır. Zekâtı verecek olan kişilerin Müslüman, erginlik çağına gelmiş, hür bir iradeye sahip olan, akıllı, sahip olmuş olduğu malın üzerinden bir yıl geçmiş olması gerekmektedir. Bu şartlar altında yer alan kimseye zekât vermek şarttır.

İslam dini içerisinde yer alan bir diğer kavram da fitre vermektir. İnsan fıtratında bulunan Müslümanlar arasında yardımlaşma ve dayanışmanın bir gereği neticesinde ramazan ayının sonuna ulaşan kişilerin kendi asli ihtiyaçları dışında başka mala sahip olan her Müslümanın vermesi farz olan bir ibadettir. Fitre vermenin zamanı İslam dininde Ramazan Bayramı’nın birinci günü tan yerinin ağarması ile Müslümanlar üzerine farz olup aynı zamanda ramazan ayı içerisinde de verilebilir. Durumu iyi olmayan kişilere bayramdan önce verildiği takdirde bayram ihtiyaçlarını karşılaması adına düşünülmesi gereken çok önemli kavramdır. Yardımlaşma ve dayanışmanın sağlanarak Müslümanlar arasında her daim bir bağın olması adına fitre ve zekâtın verilmesi çok önemli bir ibadettir.