elbette – Cennetin Bahçesi https://www.cennetinbahcesi.com Dini Paylaşım Sitesi Mon, 06 May 2019 03:28:54 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.9 110917297 Kıyamet elbette gelecektir https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/06/kiyamet-elbette-gelecektir/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/06/kiyamet-elbette-gelecektir/#respond Mon, 06 May 2019 03:28:54 +0000 Ahiret gününe iman>Kıyamet günü]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5357

Sual: Bazıları Kıyamete inanmıyor, hepsi bu dünyadadır diyor. Kıyamet hakkında data verir misiniz?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Kıyamet vardır. O gün, elbette gelecektir. O gün; göklerin parçalanacağı, yıldızların dağılacağı, yeryüzü ve dağların parçalanacağı ve yok olacağı Kur’an-ı kerimde bildirilmektedir. (Müzzemmil 14, İnfitar 1-5)

Kıyamette, tüm mahlûklar, yok olup, yeniden yaratılacak, hepimiz mezardan kalkacaktır. Allahü teâlâ, çürümüş, toz olmuş kemikleri gene diriltecektir. O gün, terazi kurulacak, her insanın hesap defterleri uçarak, iyilere sağ taraflarından, fenalara sol taraflarından gelecektir.

Cehennem üstündeki sırat köprüsünden geçilecek, iyiler geçip Cennete gidecek, Cehennemlikler, Cehenneme düşecektir.

Bu bildirdiklerimiz, olmayacak şeyler değildir. Muhbir-i sadık [doğru haber veren] Muhammed aleyhisselam haber verdiği için, kabul etmek, inanmak gerekir. Hayale kapılarak şüpheye düşmemeli. Allahü teâlâ, (Resulümün getirdiklerini alınız) doğrusu, her sözüne inanınız buyuruyor. (Haşr 7)

Kâfirler, hesaptan sonrasında, Cehenneme girecek, Cehennemde ve azapta sonsuz kalacaklardır.

Müminler, Cennette ve Aden nimetlerinde sonsuz olarak kalacaklardır.

Günahı, sevabından oldukca olan müminlerin, Cehenneme girip, günahlarına karşılık, bir süre azap görmeleri caiz ise de, bunlar, Cehennemde sonsuz kalmayacaklardır. Kalbinde zerre kadar inanç olan bir kimse, Cehennemde sonsuz kalmayacak, rahmet-i ilahiyeye kavuşarak Cennete girecektir. (3/17)

Ne süre kopacak?
Sual:
Kıyametin kati olarak ne süre kopacağı belli değil midir?
CEVAP
Kıyametin ne süre kopacağı bildirilmedi, (Onu sadece Tanrı bilir) buyuruldu. (Araf 187, Ahzab 63)

Onu sadece Tanrı bilir
Sual: Bazı gençler, âyetlerdeki sayıları toplayıp çıkarıyor ve bölüyorlar, kıyamet şu süre kopacak diyorlar. Kıyametin ne süre kopacağı belli midir?
CEVAP
Senelerdir bu şekilde söyleyen zındıklar çıkmıştır. Asla birinin aslı çıkmamıştır. Çıkması da mümkün olması imkansız; şu sebeple Allahü teâlâ asla hiç kimseye bunu bildirmediğini söylüyor. Ben hesapla bilirim diyen Allahü teâlâyı yalanlamış olur. Kıyametin ne süre kopacağını sadece Allahü teâlâ biliyor. Tek Müslüman var olduğu müddetçe kıyamet kopmayacaktır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Yeryüzünde Tanrı diyen [Müslüman] var oldukça kıyamet kopmaz.) [Müslim, Tirmizi, İ.Ahmed]

Her şey yok olacak mı?
Sual:
Kıyamette tüm mahlûklar yok olacak mı?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Âlimlerden birkaçı, (Yedi şey, doğrusu Arş, Kürsi, Levh, Kalem, Aden, Cehennem ve Ruh denilen mahlûklar yok olmayacak, sonsuz var olacaktır) dediler. Bu sözleri, (Bunlar yok olması imkansız demek) değildir. Allahü teâlâ, var etmiş olduğu şeylerden, dilediklerini yeniden yok edecek, dilediklerini de, yalnız kendi bileceği yarar ve sebeplerden dolayı, asla yok etmeyecek, bunlar sonsuz var olacaklardır. (3/57)

Her şey yok olacaktır
Sual:
Kıyamet günü Allahtan başka her şeyin yok olacağına inanmayanlar var. Kıyamet günü Allahtan başka her şeyin yok olacağına inanmak da, imanın gereği değil midir?
Yanıt: Mevzu ile ilgili olarak İmam-ı Rabbânî hazretleri Mektubât kitabının 3. cilt 57. mektubunda buyuruyor ki:
“Allahü teâlâdan başka her şey yoktu ve hepsi gene yok olacaklardır. Kıyamet kopacağı süre, yıldızlar yerlerinden ayrılıp dağılacak, gökler parçalanacak, yeryüzü ve dağlar da parça parça olacak, hepsi yok olacaklardır. Bu şekilde olacaklarını Kur’an-ı kerim açıkça bildirmektedir. Müslümanların tüm fırkaları, bunu söz birliği ile haber vermiştir. El-hâkka sûresinde, bir âyet-i kerimede mealen; (Sûra bir kere üfürülünce, yeryüzü ve dağlar, yerlerinden kaldırılıp silkilecektir. O gün kıyamet kopacak, gök yarılacak ve dağılacaktır) ve Tekvîr sûresinde, bir âyet-i kerimede mealen; (Güneşin karardığı, yıldızların yerlerinden ayrılıp döküldükleri ve dağların dağılıp saçıldıkları zamana… ) ve İnfitâr sûresinde, bir âyet-i kerimede mealen; (Göğün yarıldığı ve yıldızların dağılıp yok oldukları süre… ) ve Kasas sûresinin son âyetinde mealen; (Her şey yok olacaktır. Yalnız O kalacaktır!) buyurulmuştur.

Kur’an-ı kerimde, bunlar benzer biçimde, daha nice âyetler vardır. Bunların yok olacaklarına inanmamak, cahillik olur. Veya, Kur’an-ı kerime inanmayan felsefecilerin, yaldızlı yalanlarına aldanmaktır. Görülüyor ki, mahlukların yok olacaklarına inanmak, yoktan var edildiklerine inanmak benzer biçimde, imanın şartıdır. İnanmak elbet lazımdır.”

Kıyametin kopması, mahşer haktır
Sual: Peygamber Efendimizin, kıyametten, mahşerden, mezar azabından verdiği haberlerin hepsi doğru mudur?
Yanıt:
Muhammed aleyhisselamın kıyametten haber verdiği şeylerin hepsi doğrudur. Mezar azabı, kabrin ölüyü sıkması, kabirde Münker ve Nekir denilen iki meleğin sual sorması, kıyamette her şeyin yok olacağı, göklerin yarılacağı, yıldızların yollarından çıkıp dağılacakları, yeryüzünün, dağların parçalanması ve her insanın mezardan çıkması, mahşer yerine toplanması, doğrusu ruhların cesetlere gelmesi, kıyamet gününün zelzelesi, o günün dehşeti, korkusu ve kıyamette sual ve hesap ve dünyada yapılmış olan şeylere orada, ellerin, ayakların ve her azanın, organın şehadet etmesi ve iyilik ve fenalık defterlerinin uçarak sağ yada sol taraftan verilmesi ve iyiliklerin ve günahların, oraya mahsus bir terazide tartılması haktır, doğrudur. Orada sevabı ağır gelen, Cehennemden kurtulacak, azca gelen, ziyan, zarar edecektir. Oradaki terazi, bilinmeyen bir terazi olup, ağır ve hafifçe gelmesi dünya terazisinin aksinedir. Yukarı çıkan kefe ağırdır, aşağı inen hafiftir. Orada yer çekimi kuvveti yoktur.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/06/kiyamet-elbette-gelecektir/feed/ 0 5357
Elbette müminim https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/02/elbette-muminim/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/02/elbette-muminim/#respond Tue, 02 Apr 2019 02:01:17 +0000 İman ve İslam]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5194

Sual: Tam İlmihal’de, son nefesteki imanı söylerken de (Elbette müminim) demeli deniyor. Bunun doğru olduğunda kuşku etmiyoruz; sadece buradaki inceliği anlayamadık, gaybdan haber vermek benzer biçimde anlaşılıyor. Son nefesi kast ederek normal olarak müminim demenin açıklaması nasıldır?
CEVAP
Tam İlmihal’de, İmam-ı Rabbani hazretlerinden şöyleki naklediliyor:
Mümin misin diye sorulunca, İmam-ı a’zam Ebu Hanife, (Ben hak olarak, doğrusu normal olarak müminim demelidir) diyor. İmam-ı Şafii ise, (İnşallah müminim demeli) diyor. Bu ikisi arasındaki fark, yalnız sözdedir. Bu sebeple şimdiki inanç söylenirken, normal olarak müminim, demeli, son nefesindeki inanç söylenirken, inşallah, o süre da müminim demelidir. Fakat inşallah diyerek şarta bağlamaktansa, devamlı, normal olarak demek, daha ihtiyatlı ve daha uygundur. (1/266, 2/67, 3/17)

Şafiiler son nefesi kast ederek, (İnşallah mümin olarak öleceğim) demek istiyorlar. Elbette insan son nefesini bilmesi imkansız. Bu sebeple imanlı yaşar kâfir olarak ölebilir, kâfir olarak yaşar sonunda inanç eder, mümin olarak ölebilir.

Biz Hanefiler de, (Bu imanımı muhafaza edebilirsem, normal olarak mümin olarak ölürüm) diyoruz. (Elbette imanlı öleceğim) demiyoruz, (Bu imanım devam ederse normal olarak imanlı ölürüm) diyoruz. Burada, son nefese kadar imanımızdan kuşku etmiyoruz diyoruz, normal olarak imanlı öleceğiz demiyoruz.

Sual: Şafiiler, normal olarak müminim demiyorlar da, niçin inşallah müminim diyorlar? İnşallah ne anlamına gelir?
CEVAP
İnşallah
, Tanrı izin verirse, Tanrı nasip ederse manasına, tüm işlerini Allahü teâlânın dilemesine havale etmek için söylenen sözdür.

İmam-ı Gazali hazretleri, Şafiilerin niye inşallah dediklerini açıklarken buyuruyor ki:

Şu dört husustan dolayı Şafiiler inşallah diyorlar:

1-
Ben normal olarak müminim, ben normal olarak âlimim demek kendini övmek sayılmasından korkarak inşallah demişlerdir. Bu sebeple hikmet ehli bir zata sormuşlar, doğru olmasına rağmen, çirkin olan şey nedir diye, o da, (Doğru olarak da, kişinin kendisini övmesi çirkindir) buyurmuştur.

Bir hiç kimseye hekim musun, âlim misin diye sorulunca, doktorluğu kati olmasına rağmen, sırf övünmemek için, inşallah doktorum demesi yanlış olmaz.

Bir âyet-i kerime meali:
(Kendinizi tezkiye etmeyin, temize çıkarmayın, övünmeyin.) [Necm 32]

Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Âlimim diyen cahildir.) [Taberani] (Âlim övünmez, övünen, gerçek âlim olması imkansız.)

2-
Daima Tanrı’ın adını anmak için inşallah denir. Bir âyet-i kerime meali:
(Bir işi inşallah demeden yarın yapacağım deme.) [Kehf 23, 24]

Yalnız şüpheli şeylerde değil, kati olan şeylerde de inşallah denir. Bir âyet-i kerime meali:
(İnşallah Mescid-i harama gireceksiniz.) [Fetih 27]

Bunu bizzat Allahü teâlâ bildiriyor. Siz Mekke’yi fethedeceksiniz buyuruyor. İnşallah demeyi öğretmek için bu şekilde bildiriyor. Peygamber efendimiz de, ölmek kati olmasına rağmen, inşallah öleceğiz diyor. Mezarlığa uğrayınca buyuruyor ki:
(Esselamü aleyküm, ey müminler diyarı, inşallah ikimiz de sizlere ulaşacağız.) [Müslim]
3-
Hakiki imana kavuşmuş, kâmil inanç sahibine de, imanı zayıf olana da mümin denir. Kâmil mümin anlamında inşallah müminim diyorlar. Burada inşallah demeleri ben mümin değilim demek değildir. Kâmil mümin, gerçek mümin olurum inşallah anlamındadır. Bir âyet-i kerime meali:
(İşte bunlar, gerçek müminlerdir.) [Enfal 4]

Bir kimse kendisinin kâmil mümin olup olmadığında kuşku etmesi yanlış değildir. Bu anlamda (İnşallah müminim) demek caiz olur. Burada mümin olmaktan kuşku edilmiyor, kâmil mümin olmaktan kuşku ediliyor. İman, ibadetle kâmil hâle gelir. Sadece ibadetlerimizin kâmil bulunduğunu bilemeyiz. İnşallah kâmil inanç sahibiyim anlamında, (inşallah müminim) demek caiz olur.

4-
Son nefeste imansız ölmekten korkulur. Asla kimse güvence imanlı öleceğini bilmesi imkansız. Eğer imansız ölürse tüm iyi amelleri yok olur. Amellerin kabul olması son nefeste imanlı ölmeye bağlıdır. Oruçlu hiç kimseye kuşluk vakti oruçlu musun diye sorulsa, (Elbette oruçluyum) der. Sadece akşamdan ilkin orucu bozulursa, oruçluyum demesinin hükmü kalmaz ve yalancı sayılır. Orucun sahih olması için akşam ezanına kadar orucun bozulmaması şarttır. İmanın sahih olması için de son nefeste de imanlı olmak şarttır. Bir kimse, imanlı yaşar kâfir olarak ölebilir, kâfir olarak yaşar sonunda inanç eder, mümin olarak ölebilir. Artık kâfir olarak yaşamasının asla kıymeti kalmadığı benzer biçimde, imansız ölenin de mümin olarak yaşamasının asla kıymeti olmaz. Ebüdderda hazretleri, (İmansız ölmekten korkmayan imansız ölür) buyuruyor. Bir âyet-i kerime meali:
(İşlerin akıbeti, sonucu Tanrı’a aittir.) [Hac 41]

İman, sahibini Cennete koyar. Oruç, Tanrı’ın hakkını öder. Akşama kadar devam etmeyip bozulan oruç, oruç sayılmayacağı, borcu ödeyemeyeceği benzer biçimde, son nefese kadar, devam etmeyen inanç da, sahibini Cennete koyamaz. Bu, artık inanç sayılmaz. İşte bu sebeplerden dolayı inşallah müminim demişlerdir. Son nefeste de imanla ölürüm inşallah anlamındadır. (İhya)

[Yukarıda, İmam-ı Gazali hazretlerinin bildirdikleri Şafii mezhebine göredir. Biz Hanefiler, (Elbette müminim) demeliyiz.]
]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/02/elbette-muminim/feed/ 0 5194