denmez – Cennetin Bahçesi https://www.cennetinbahcesi.com Dini Paylaşım Sitesi Sun, 21 Jul 2019 05:26:37 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.9 110917297 Dini kurallara şekilcilik denmez https://www.cennetinbahcesi.com/2019/07/21/dini-kurallara-sekilcilik-denmez/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/07/21/dini-kurallara-sekilcilik-denmez/#respond Sun, 21 Jul 2019 05:26:37 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5721

Sual: Bir ateist, “Müslümanlık şekilcilik dinidir. Namazın, orucun, haccın belli şekilleri vardır. Kâbe çevresinde dönmek, şeytan taşlamak, kurban kesmek tam bir şekilciliktir” diyor. Çağa ayak uydurularak Müslümanlıktaki bu şekilcilik atılamaz mı? Dinde yeni gelişmelere uyulsa, fikir sınırlandırılmasa, her insanın görüşüne uygun bir çözüm getirilemez mi?
CEVAP
Ateistin, şekilcilikten maksadı, dini kurallardır. Dini kurallara şekilcilik denmez. Kuralsız bir din olamayacağı şeklinde, kuralsız bir dernek bile olmaz. Hatta kuralsız oyun bile olmaz. Bir futbol oyununda birçok kaide vardır. Sözgelişi kale olmasa iyi mi oynanır? Kuralsız, düzensiz yaşam olmaz. Dünyanın dönüşü, Ay’ın ve yıldızların hareketleri belli bir kurallar içindedir. Kurallara tam uyana saat şeklinde çalışıyor deriz.

İnsan ve hayvanların vücudu iyi mi bir kurallar zinciri içinde ise, İslamiyet’te de belli kurallar vardır. Kuralsız yakarma olmaz. Namazların vakti, rekat sayısı, kıyam, rüku ve secdelerin iyi mi yapılacağı, her yerde nelerin okunacağı bir kaide halinde bildirilmiştir. Zaman girmeden namaz kılınamaz. Sabahın farzı ikidir, üç olarak kılınırsa kabul olmaz. Akşamın farzı üçtür, iki yada dört rekat kılınırsa kabul olmaz. Dini değiştirdiği için bid’at çıkarmış olur, öteki ibadetleri de kabul olmaz. Orucun hangi ayda tutulacağı, nelerin orucu bozacağı bir kaide hâlinde bildirilmiştir.

Haccın iyi mi yapılacağı, tavafta iyi mi dönüleceği, şeytanın ne vakit ve iyi mi taşlanacağı, şükür kurbanının nerede ve ne vakit kesileceği ve ihrama bürünen hacıların, ihramlı iken neler yapamayacağı bir kaide halinde bildirilmiştir. Zekâtta zenginliğin ölçüsü ve ne oranda kimlere verileceği bir kaide halinde bildirilmiştir.

Kimlerin kimlerle evleneceği yada evlenemeyeceği bir kaide halinde bildirilmiştir. Sözgelişi bir kimse mahremleri ile evlenemediği şeklinde, başkasının nikahlısı ile de evlenemez. Evlenirse, bir kargaşa çıkar.

Dinimizde hangi şeyin haram, hangisinin helal olduğu da bir kaide halinde bildirilmiştir. Şekilsiz, kuralsız din arayan bulamaz. Amirsiz cemiyet olmaz. Bir köyde bile bir muhtar bulunur. Hatta bir ailede bile bir aile reisinin bulunması gerekir. Bir yerde iki reis, iki amir olması imkansız. Bir âyet meali:
(Tanrı’tan başka bir ilah olsaydı, kâinattaki düzen bozulur, karmakarışık olurdu.) [Enbiya 22]

Ateiste verilen bu cevaptan sonrasında, şimdi sizin sualinize gelelim. (Dinin bildirdiği şekilciliği dinden çıkaralım) diyorsunuz. Doğrusu, dini kuralları kendimiz koyalım, beğendiğimizi alalım, beğenmediğimizi atalım demek istiyorsunuz. Dini biz mi kurduk da, değiştirmeye yetkimiz olsun. Dünya kanunlarını bile kim yapmışsa, gene aynı kimseler değiştirmiyor mu? Millet meclisi koymuşsa, gene aynı meclisin değiştirmesi gerekir. Her insana bu değişiklik yapma hakkını vermiyorlar. Hepimiz dini değiştirirse, ortaya insan sayısı kadar din çıkar. Artık bu değişik şekillere de din denmez, felsefe denir. Felsefi düşünceler, hiçbir vakit kesinlik taşımaz. Din bilgisi ise kesindir, tartışılmaz. Din ile felsefeyi birbirinden ayırmak gerekir.
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruyor ki:
(Tanrı’a ve ümmi nebi olan Resulüne inanç edin!) [Araf 158]

(Tanrı’a ve Resulüne itaat edin!) [Enfal 20]

(Aralarında yargı verilmek suretiyle Tanrı’a ve Peygambere çağırıldıkları zaman: Müminler, “İşittik, itaat ettik” derler, işte kurtuluşa erenler bunlardır.) [Nur 51]

Dinde şekilcilik var mı?
Sual:
(Dinimizde şekilcilik yok) diyenler olduğu şeklinde, (Var) diyenler de oluyor. Hangisi doğrudur?
CEVAP
Bu husus, söyleyenin niyetine göre değişiklik gösterir. Şekilcilikten kasıt, kılık giysi mi? Dış görünüş mü? Yoksa ibadetleri belli bir biçim ve kalıpta yapmak mıdır? Her ikisini de açıklayalım:
Dış görünüş yönünden şekilcilik: Şekilcilikten maksat, dış görünüş, kılık giyim ise, burada niyet önemlidir. Aynı şeyi meydana getiren iki kişiden biri, niyetine gore sevab, diğeri günah kazanır. Sözgelişi, sünnete uymak, İslam’ın vakarını korumak niyetiyle iyi ve temiz giyinmek, koku sürünmek sevab olur. Gösteriş yada öğünmek için yapmak günah olur. Şu sebeple Allahü teâlâ, bir kimsenin yeni, temiz elbisesine, saçına, sakalına, cübbesine bakarak sevap vermez. Bu tarz şeyleri ne niyetle yaptığına bakarak sevap yada günah yazar. Bu konudaki bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Allahü teâlâ, sizin şeklinize, malınıza bakmaz; kalblerinize, amellerinizi ne niyetle yaptığınıza bakar.) [İbni Mace]

İbadet yönüyle şekilcilik: Şekilcilikten maksat, namazı belli şekillerde ve sayıda kılmak, yakarma ve tesbihleri belli sayıda okumak, haccı belli şekillerde yapmak, Kâbe çevresinde dönmek, şeytan taşlamak, kurban kesmek şeklinde dinî kurallar ise, dinimizde elbet şekiller ve kurallar vardır. Kuralsız bir din olamayacağı şeklinde, kuralsız bir dernek, hattâ kuralsız oyun bile olmaz. Kuralsız, düzensiz devlet, millet ve yaşam olmaz. Dünya, Ay ve yıldızlar, kendilerine özgü kurallar içinde hareket ederler.

Dünya işlerinde kurallara tam uyana, (Saat şeklinde çalışıyor) deriz. Bu şekilde bir şekilcilik ayıplanmaz, aksine övülmesi gerekir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/07/21/dini-kurallara-sekilcilik-denmez/feed/ 0 5721
Kâfire, kâfir denmez mi? https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/13/kafire-kafir-denmez-mi/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/13/kafire-kafir-denmez-mi/#respond Thu, 13 Jun 2019 04:38:57 +0000 Dinimiz>Tek hak din]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5539

Sual: Hristiyanlar, (Hristiyanlıktan başka dinde olanlar, Cennete giremez) dese, bu söz bizim hoşumuza gider mi? Gitmez normal olarak, o halde, (Yalnız Müslümanlar Cennete girer) dersek onlar da normal olarak hoşlanmaz, üstelik Müslümanlıktan da, uzaklaştırmış olmaz mıyız?
CEVAP
Hristiyanlar Cehenneme gidecek dersek, Hristiyanlar normal olarak hoşlanmaz. Onlar hoşlanmayacak diye biz İslamiyet’i, Tanrı’ın âyetlerini ve Resulünün hadis-i şeriflerini inkâr mı edeceğiz? Söylemeyecek miyiz?

Peygamber efendimiz İslamiyet’i bildiri ederken hakaretlere mâruz kalmadı mı? Müşriklere, (Putlara tapmayın) söylediği süre, onlar üzülmedi mi? Yahudilere, Hristiyanlara (Gelin Müslüman olun) söylediği süre, onlar üzülmedi mi? Bu yüzden müşriklerle ve Ehl-i kitabla savaşlar olmadı mı? Kelleler uçmadı mı? Dini bildiri için ne gerekiyorsa, dinden ödün vermeden yapılmalıdır.

Allahü teâlâ, Resulullah efendimiz, Eshab-ı kiram ve Ehl-i Sünnet âlimleri, dinin emirlerini boşuna mı anlattılar? Onlar, Hristiyanların ve öteki kâfirlerin üzüleceğini bilmiyorlar mıydı? Biz onlardan daha iyisini mi yapacağız? Tüm bunlar, Hristiyanlar ve öteki kâfirler üzülsünler diye değil, inanç edip Müslüman olsunlar, böylece Aden nimetlerine kavuşsunlar, sonsuz Cehennem azaplarından kurtulsunlar diye yapılıyor. Kısaca bunlar, onlara acıma edilmiş olduğu için yapılıyor.

Yalnız Müslümanların Aden’e gireceği, âyet-i kerimelerle durağan(durgun) olduğu benzer biçimde, bunu Tanrı’ın Resulü de bildiriyor. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Cennete bir tek Müslüman olan girer.) [Buhari, Müslim]

Kâfire kâfir demek
Sual: Bir hiç kimseye kâfir demeye hangi insanoğlunun yetkisi vardır? (Şunu işleyen kâfir olur, Cehenneme gider) denilerek Tanrı’ın işine niye karışılıyor? Onu bunu Cehenneme gönderme yetkisi hangi insanda olur?
CEVAP
İnsanların kâfir yada Müslüman demesinin asla önemi yoktur. Kâfire kâfir diyen, şunu icra eden kâfir olur diyen bizzat Allahü teâlâdır. Allahü teâlânın yada Resulünün sözleri nakledilince, (Siz kim oluyorsunuz da kâfirleri Cehenneme yolluyorsunuz) denemez. Hâşâ Cehenneme biz göndermiyoruz, kitaplarda yazılanı bildiriyoruz. Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde olanı bildirmezsek vazifemizi yapmamış oluruz, dinimize ihanet etmiş oluruz. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Sizden kim, dininden dönerek kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları [iyi] işler dünya ve ahirette boşa gider. Cehennemlik olarak orada sürekli bırakılırlar.) [Bekara 217]

Biz bu tarz şeyleri nakledince, kâfirleri biz mi Cehenneme göndermiş oluyoruz? Kâfirlere bu şekilde gereksiz arka çıkmaları anlaşılır benzer biçimde değildir.

Kâfire kâfir dememek
Sual: Saygın bir kitapta, (Bir Hristiyan’ı yada Yahudi’yi ya da başka bir gayrimüslimi, kâfir kabul etmeyenin kâfir olduğunda kuşku edenin de, kâfir olacağını, İslam âlimleri söz birliğiyle bildirdiler) deniyor. Kâfir olup olmadığını bilmediğimiz hiç kimseye kâfir dersek, o da kâfir değilse kendimiz küfre girmiş olmaz mıyız?
CEVAP
Bilmediğimiz hiç kimseye niye kâfir diyeceğiz ki? Hattâ sebep yokken, kâfire bile kâfir demek gereksiz. Şeytana bile, kâfir demesek asla mahzuru olmaz. Sadece, (Şeytan kâfir mi, değil mi bilmiyorum) demek yada (Hristiyanlar, Mecusîler, ateistler Cennete girecek mi, girmeyecek mi?) diye kuşku etmek küfürdür. Yoksa kâfirlere kâfir demek gerekmez. Hele kişi olarak, elimizde delili olmadan, (Şu kâfirdir) denmez. Yalnız, (Müslüman olmayan hepimiz kâfirdir) denebilir. Müslüman olmayanların kâfir olduğuna inanmak yeter.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/13/kafire-kafir-denmez-mi/feed/ 0 5539