cennet – Cennetin Bahçesi https://www.cennetinbahcesi.com Dini Paylaşım Sitesi Tue, 09 Jul 2019 22:44:02 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.9 110917297 Cennet ve Cennetler https://www.cennetinbahcesi.com/2019/07/10/cennet-ve-cennetler/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/07/10/cennet-ve-cennetler/#respond Tue, 09 Jul 2019 22:44:02 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5667

Ateist diyor ki:
Sual:
Kur’anda Cennet ve Cennetler diye geçiyor. Bu ise bir çelişkidir. İşte âyetler:
Adam yada hanım, inanç edip yararlı işler işlerse, işte onlar Cennete girer. (Nisa 124)
Rablerine karşı gelmekten sakınanlar ise, bölük bölük Cennete götürülür. (Zümer 73)
Tanrı’a ve Peygamberlerine inananlar için hazırlanmış olup genişliği gökle yerin genişliği kadar olan Cennete girmek için yarışın. (Hadid 21)

Aşağıdakiler de çoğuldur:
Tanrı’a ve Peygamberine itaat edeni içlerinden ırmaklar akan Cennetlere koyacaktır, orada temelli bırakılırlar, büyük kurtuluş budur. (Nisa 13)
Rableri onlara, tarafınca bir rahmet ve hoşnutluk ile, kendileri için, içinde tükenmez nimetler bulunan Cennetleri müjdeler. (Tevbe 21)
İman edip de güzel davranışlarda bulunanlar için, Tanrı’ın vaadi gereğince, sürekli kalacakları ve nimetleri bolca Cennetler vardır. (Lokman 8)
CEVAP
Cümlenin gelişine ve salih amel işleyenlerin durumuna gore, tekil yada çoğul kullanılmıştır. Türkçe’de de bu şekilde ifadeler vardır. Örnek olarak, (Oğlum üniversiteyi kazanmıştır) denir. Oysa bir oldukça üniversite, yüksek okul vardır. Burada vurgulanan onun üniversiteyi kazanmasıdır. Mühim olan artık onun üniversiteli olması. Almış olduğu puana gore, gidebileceği üniversiteyi araştırması, seçmesi, kayıt yaptırması bundan sonrasında gelir. Şu demek oluyor ki üniversiteyi kazanmıştır diye gel istediğine kayıt yaptır denmiyor, puanına gore şunlara gidebilirsin deniyor.

(Anarşistler, cezaevine atıldı, yakalanan fahişelerden isteyen genel eve gönderildi) denince, atılan yada gönderilen yerde bir ev değil, bir oldukça ev vardır. (Türkiye’deki cezaevleri, genel evler, ıslah edilmeli) denince de çoğul kullanmakta fayda vardır.

Bir de Anadolu’dan bir kimse, İstanbul’daki, Bakırköy’e, Şişli’ye ve Üsküdar’a gelecek olsa, gideceği yerlerin hepsini teker teker saymaz, (Ben İstanbul’a gidiyorum) der. Özel bir durum var ise, (Ben Üsküdar’a gidiyorum) da diyebilir.

Kur’an-ı kerimde de salih kimselerin durumuna gore Firdevs ve Adn Cennetlerinden de bahsedilir. Arapça’da Cennet, bahçe anlama gelir. İyi kimselerin durumuna, ibadetine gore bir değil birkaç Cennet verilecektir.

Peygamber efendimiz âyetleri açıklamış, yedi Cehennem ve sekiz Cennetin bulunduğunu bildirmiştir. Cennet kelimesini tekil yada çoğul kullanmanın çelişki ile ne alakası vardır ki.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/07/10/cennet-ve-cennetler/feed/ 0 5667
İbadet ve Cennet https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/28/ibadet-ve-cennet/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/28/ibadet-ve-cennet/#respond Fri, 28 Jun 2019 20:53:18 +0000 Dinimiz>İbadetlerimiz]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5614

Sual: İslam Ahlakı kitabında, (Allahü teâlâ, ibadetleri, Cennete girmek için sebep yaptığını bildiriyor. Kısaca Cennet nimetlerini ibadetlere karşılık olarak yaratmıştır. Hadis-i şerifte “Asla kimse Cennete, ibadeti sebebi ile girmez” buyuruldu. Karşılık başkadır, sebep olmak başkadır) deniyor. Burada bir çelişki yok mu?
CEVAP
Çelişki yoktur. İman etmeyeni ve yakarma etmeyeni de Cennetine koymaz. Cenneti ibadetlere karşılık yaratmıştır. Karşılık başkadır, sebep başkadır. Cennete, Allahü teâlânın lütfu ve ihsanı ile girilir. Lütuf ve ihsana kavuşmak için, imanlı olmak koşul olduğu benzer biçimde, imanı korumak için ibadete de gerekseme vardır. İmanı olmayanlara bu lütfu yapmıyor.

Yurtdışına çıkmak için geçişlik alsak, hac mevsimiyse hacca gidemeyiz, pasaportumuzu vize etmezler. Pasaportumuz var diye her ülkeye giremeyiz. Pasaportun vize şartı vardır. Fakat pasaportu olmayan o ülkeye giremez. Geçişlik oraya girmek için bir sebeptir, fakat vizesi şarttır.

İşte imansız ve ibadetsiz kimse pasaportsuz hiç kimseye benzer. Vize edecek bir şeyi yoktur.

Pasaportu olan ise eğer vizesi yapılırsa o ülkeye girer. Girmesinde bir sakınca yoksa vizeleri yapılıyor. İbadet eden kimsenin imanı düzgünse vizesi yapılıp Cennete giriyor. Bizim ibadetimiz var, çekilin, biz vizesiz gireriz diyemeyiz. Eğer imanı bozuksa bu ibadeti de işe yaramaz, pasaportu vize edilemez. Demek ki, pasaportu olan bile vizesiz Cennete giremiyor. Pasaportsuz ise asla girilmez. Vize edilebilecek bir pasaporta haiz olmak gerekiyor.

İmanla ölen kurtulur
Sual: (İmanla öl, gerisine karışma) deniyor. O süre günahlarımız ne olacak?
CEVAP
Bu söz hadis-i şeriftir. İmanla ölmek, Ehl-i sünnet itikadı üstüne ölmek anlamına gelir. Bid’at inanışla ölen, bu müjdeye kavuşamaz. Büyüklerimiz, (Doğru imanla ölene şefaat çoktur, onun için korku yoktur) buyuruyor. Ahirette şefaat çoktur. Peygamberler şefaat edecek, melekler, âlimler, salihler, şehidler, hacılar şefaat edecek, okunan Kur’an-ı kerim şefaat edecek. Daha oldukça, şefaatler olacaktır. Yeter ki doğru imanla ölmelidir. Tevbe edilen günahlar, aslına bakarsanız affedilir. Tevbe edilmeyen günahlar ne kadar büyük olursa olsun, şefaatle affolacaktır. Bir hadis-i şerif meali:
(Büyük günah işleyen her mümine şefaat edeceğim.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]

Görüldüğü benzer biçimde, imanla ölen şefaate kavuşur. Mühim olan muntazam imanla ölmektir. Güvence şefaat olacak diye, günah işlemeye devam edilmemeli, bundan dolayı günahlar zaman içinde insanı küfre sokar. Küfre düşene de şefaat olmaz. İman sadece, günahlardan kaçıp ibadetleri yapmakla korunur.

İbadet etmeden Cenneti istemek
Sual: Bir kimse, yakarma etmeden, günahlardan sakınmadan, yakarış ederek Cennete gidebilir mi?
Yanıt:
Bu mevzuda İmâm-ı Gazâlî hazretleri, bir talebesine hitaben buyuruyor ki:
“Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam bak ne buyuruyor: (Ahirette hesaba çekilmeden ilkin, dünyada iken hesabınızı görünüz ve tartılmadan ilkin, kendinizi tartınız!) Hazret-i Ali buyurdu ki: ‘Uğraşmadan, emek vermeden Cennete kavuşacağını zanneden kimse, hayale kapılıyor. Emek vererek kavuşacağım diyenin de kendini yorması, yakarma meşakkatlerini yüklenmesi lazımdır.’ Hazret-i Ali’nin talebesinden Hasen-i Basri hazretleri diyor ki: ‘İbadet etmeden Allahü teâlâdan Cennet istemek, büyük günahtır.’ Büyüklerden biri buyuruyor ki: ‘İlmi yararlı olan kimse, ibadeti bırakmaz, ibadetin sevabını düşünmeyi bırakır.’ Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Akıl sahibi, nefsini ezip, ahirette lazım olan şeyler için çalışır. Ahmak, aptal olan da nefsinin arzuları ardında koşup, Cennete götürmesi için de, Allaha yakarış eder.)

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/06/28/ibadet-ve-cennet/feed/ 0 5614
Cennet dili https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/11/cennet-dili/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/11/cennet-dili/#respond Sat, 11 May 2019 08:54:47 +0000 Ahiret gününe iman>Cennet ve Cehennem]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5382

Sual: (Arap harfleri de, Kiril, Latin ve Çin harfleri benzer biçimde, insanoğlu tarafınca meydana getirilmiştir. Arapça da, Rusça, İngilizce ve Çince benzer biçimde bir ırkın dilidir, kutsallıkla ilgisi yoktur. Onun için namazda hepimiz Kur’an mealini kendi diliyle okumalı) deniyor. Bu yanlış değil mi?
CEVAP
Normal olarak yanlıştır. Arapların, Farsların ve daha ilkin bin yıl kadar Osmanlıların kullandığı harfler, Arap harfleri değil, İslam harfleridir. Arapça Cennet lisanıdır. Cennette kullanılan yazı da Arapların kullandığı İslam harfleridir. Arab, sözlükte, güzel anlamına gelir. Arabî [Arapça], güzel dil anlamına gelir. Arap ırkıyla alakası yoktur.

Her lisan, insanoğlu tarafınca meydana getirildi. Arapça ise, insanoğlu yaratılmadan ilkin de vardı. İlk insan olan Âdem aleyhisselam Cennetin her yerinde (Lâ ilâhe illallah) yazılı bulunduğunu görmüş oldu. Doğrusu, insanoğlu yokken de bu harfler, bu lisan vardı. (Mir’at-ı Medine, Ruh-ül beyan tefsiri)

Âdem aleyhisselam, Cennetin her yerinde ve Arş üstünde İslam harfleriyle yazılı (La ilahe illallah Muhammedün Resulullah) yazısını görmüş oldu. O harfler, insan yapısı değildir. Dünya ve Âdem aleyhisselam yokken, o harfler vardı. (S. Ebediyye)

Ruh-ul-beyan tefsirinde, Maide sûresinin 18. âyetinin tefsirinde, Hazret-i Ömer’in haber verdiği şu hadis-i şerif bildiriliyor:
(Âdem aleyhisselam, “Ya Rabbi! Muhammed aleyhisselam hakkı için beni affet!” diye yakarma edince, Allahü teâlâ “Onu daha yaratmadım. Nereden bildin?” buyurdu. “Ya Rabbi! Arşta, La ilahe illallah Muhammedün Resulullah yazısını görünce, anladım” dedi) [Bu hadis-i şerif, imam-ı Beyhekî’nin Delail kitabında ve gene hadis âlimlerinden Başat-i Nişapurî’nin Müstedrek kitabında yazılıdır.]

İbni Hacer-i Mekkî hazretleri buyuruyor ki:
Mushaf’ı Arapçadan başka harfle yazmak ve başka dile çeviri edip, Kur’an-ı kerim yerine bunu okumak haramdır. Arapçadan başka harfle yazmak ve bu şekilde yazılmış Mushaf’ı okumak haramdır. Kur’an-ı kerimi başka dile çeviri edip, Kur’an-ı kerim yerine bunu okumak ve Mushaf’ı Arabî harflerle, okunduğu benzer biçimde yazmak suretiyle değişiklik yapmak bile sözbirliğiyle haramdır. Kur’an-ı kerimi bu şekilde yazarken ve başka dile çeviri ederken, Tanrı kelamının icazı [mucize özelliği] bozulmakta, nazm-i tanrısal değişmektedir. Bunun benzer biçimde sebeplerle de, Kur’an tercümesi namazda okunamaz. (Fetava-i fıkhiyye)

Namazda her şey Arapça okunsa yalnız iftitah tekbiri (Allahü ekber) yerine bunun herhangi bir dildeki tercümesi söylense namaz gene sahih olmaz. (Redd-ül-muhtar)

Selamdan ilkin okunan duaları bile Arapça okumak şarttır. Arapçadan başka herhangi bir üslupla namaz kılmanın sahih olmadığını tüm âlimler ittifakla bildirmişlerdir. (Hindiyye)

Diyanet’in hazırladığı Kur’an mealinin önsözünde diyor ki:
(Kur’an-ı kerim, yalnız Türkçeye değil, hiçbir dile hakkıyla çevrilemez. Kur’anın yalnız mânasını ifade eden sözleri, Kur’an hükmünde tutmak, namazda okumak caiz olmaz. Hiçbir çeviri, aslının yerini tutamaz.)

Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 4.12.1997 gün ve 103 sayılı sonucu da özetle şöyledir:
(Kur’andan kolayınıza geleni okuyun!) mealindeki âyetinde olduğu benzer biçimde, Resulullah da namaz kılmayı tanım ederken, (Kur’andan hafızandakilerden kolayına geleni oku!) buyurmuştur. Bu itibarla namazda Kur’an okumak; Kitap, Sünnet ve İcma ile durağan(durgun) bir farzdır. Kur’an, yalnız mâna olarak değil, Resulullah’ın kalbine elfazı [sözleri] ile indirilmiştir. Bu elfazdan başka lafızlarla anlatılan mâna Kur’an değildir. Bu sebeple inmiş olduğu elfazın haricinde, hattâ Arapça bile olsa, başka sözlerle anlatılan mâna, Kur’an değildir. Kur’an teriminde yalnız mâna değil, bir rüknü olarak onun elfazı da vardır. Bunun için tercümesine Kur’an denilmez ve Kur’an hükmünde olmaz.

Cennetteki yazı
Sual:
(Kur’an harfleri İslam harfleri değil, Arap harfleridir. Arap harfleriyle yazılmış yazılara basmanın asla mahzuru yoktur) diyenler oluyor. Cennet dili Arapça olduğu benzer biçimde, Cennetteki harfler de, Arapların kullandıkları İslam harfleri değil midir?
CEVAP
Bu şekilde söyleyenler, dinimizin kıymet verdiklerini tahkir etmek isteyen art niyetli kimselerdir. Kur’an-ı kerimin yazıldığı harfler, normal olarak İslam harfleridir. İslam harflerinin üstüne basmamak, saygı duymak gerekir.

Cennette konuşulan dil de Arapçadır. Bir hadis-i şerif:
(Cennet ehlinin lisanı Arapçadır.) [Taberânî, Hâkim, İbni Asakir, Abd-ür-rezzak]

İlk insan olan Âdem aleyhisselam Cennetin her yerinde, İslam harfleriyle (Lâ ilâhe illallah) yazılı bulunduğunu görmüş oldu. Doğrusu insanoğlu yokken de bu harfler, bu lisan vardı. (Mir’at-ı Medine, Ruh-ül beyan tefsiri)

Ruh-ul-beyan tefsirinde, Maide sûresinin 18. âyetinin tefsirinde, Hazret-i Ömer’in haber verdiği şu hadis-i şerif bildiriliyor:
(Âdem aleyhisselam, “Ya Rabbî, Muhammed aleyhisselam hakkı için beni affet!” diye yakarma edince, Allahü teâlâ “Onu daha yaratmadım. Nereden bildin?” buyurdu. “Ya Rabbî! Arşta, La ilahe illallah Muhammedün Resulullah yazısını görünce, anladım” dedi) [Bu hadis-i şerif, imam-ı Beyhekî’nin Delail kitabında ve gene hadis âlimlerinden Başat-i Nişapurî’nin Müstedrek kitabında yazılıdır.]

Türkiye’deki seyyidler, Arap oldukları hâlde, Kürtçe konuşuyorlar. Kürtçe konuşmak Kürt olmayı gerektirmediği benzer biçimde, Arapların İslam harflerini kullanmaları da, Arap harfleri olmalarını gerektirmez. İslam harflerini, 600 yıl süresince, Türkçe konuşan Osmanlılar da kullanmıştır. Farsça konuşan İran da, İslam harflerini kullanmaktadır. Daha başka ülkelerde de, İslam harfleri kullanılmaktadır. Kur’an-ı kerimin harfleri İslam harfleridir. Üç hadis-i şerif:
(Allahü teâlâ Arş’ı yaratınca, üstüne Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulallah yazdı.) [İ. Rafiî]

(Allahü teâlânın Levhi mahfuzda yazdığı ilk şey, Bismillâhirrahmanirrahimdir.) [Deylemî]

(Yer gök yaratılmadan iki bin yıl ilkin, Cennetin kapısında Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulullah yazılmıştır.) [Ukayl, İ. Neccar]

Mir’at-ül-Haremeyn kitabında deniyor ki: Âdem “aleyhisselam”, Cennette iken, Cennetin her yerinde ve Arş üstünde (La ilahe illallah Muhammedün Resulullah) yazılı görmüş oldu. Onun, Allahü teâlânın en sevgili kulu bulunduğunu, bundan anlamıştı. Bunlar, İslam harfleri ile yazılıydı. Dünya ve Âdem aleyhisselam yokken, o harfler vardı. Tüm kitaplar ve sahifeler, İslam harfleri ile gönderilmiştir. (S. Ebediyye)

Kur’an-ı kerimin harfleri muhteremdir. Hadîka’da ve Letaif-ül-işarat kitabında (Hud aleyhisselama gelen kitap İslam harfleri ile idi) deniyor. (S. Ebediyye)

İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: Âlimlerimiz, Kur’an-ı kerim harflerine saygı etmek icap ettiğini nakletmişlerdir. Kurradan bazıları Hud Aleyhisselama indirilmiş kitabın Kur’an harfleriyle yazıldığını söylemişlerdir. Bu, yazının mutlak surette muhterem olmasını gösterir. Seyyid Abdülganî Nablüsî buyuruyor ki: Hud aleyhisselama indirilen kitap, Kur’an harfleriyle yazılmıştır. Bunu İmam-ı Kastalânî (El-İşarat) isminde kitabında açıklamıştır. (Redd-ül muhtar)

Hindiyye’de, (Bir kâfirin adını yazıp buna hakaret caiz değildir. Bu sebeple İslam harflerine saygı lazımdır) deniyor. (S. Ebediyye)

Bostan-ül-arifin’de deniyor ki: Doğumun rahat olması için, (Bismillahillezi la ilahe illa huv El-Halim-ül Kerim. Sübhane Rabbil Arş-ilazim Elhamdülillahi Rabbil âlemin) ve sonrasında (Naziat) sûresinin son âyetini ve Ke-ennehümden itibaren (Ahkaf) sûresinin son âyetini İslam harfleri ile yazıp, eritip doğum meydana getirecek hanıma içirmelidir. (S. Ebediyye)

Kur’an-ı kerim, Tanrı’ın sözüdür. Allahü teâlâ, sözünü, İslam harflerinin ve seslerinin içine yerleştirip, Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselama göndermiştir. (Dıyâ-ül Kulûb)

Demek ki, Kur’an yazısı İslam yazısıdır. Yazıya da, harflerine de saygı gerekir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/11/cennet-dili/feed/ 0 5382
Cennet kapıları açılır https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/09/cennet-kapilari-acilir/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/09/cennet-kapilari-acilir/#respond Thu, 09 May 2019 06:44:55 +0000 Ahiret gününe iman>Cennet ve Cehennem]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5372

Sual: Bir hadiste, (Ramazanda Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır) deniyor. Cennetin kapıları açılır, Cehennemin kapıları kapanır ne anlamına gelir? Bir iyilik yapınca da Cennetin kapısını açtın deniyor. Cennetin kapısı kapalı da, biz mi açıyoruz?
CEVAP
Biz açmıyoruz, amelimize nazaran açılıyor. İman edip salih amel işleyenlere Cennetin kapıları açılır, kâfirlere ise Cehennem kapıları açılır. Müslüman birine Cennetin kapısını açtın demek, Cennete girmeye vesile olacak iş yaptın, Cennete girmeye layık oldun, anlamına gelir.

Bu tür teşvik edici, müjde veren hadis-i şerifler, itikadı muntazam Müslümanlar içindir. Kâfirler Müslüman olmadıkça, ne yaparlarsa yapsınlar Cennete giremezler.

Cennetin kapıları ne vakit açılır, şu demek oluyor ki insan Cennete girmeye ne vakit layık olur? Hangi işleri yapınca Cennete girebiliriz? Bu konudaki hadis-i şerif meallerinden bazıları şöyledir:

(Receb ayında 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır.)
[Taberani] (Bugünlerde oruç tutanın Cennete gidebileceği bildiriliyor.)

(Namaz kılmaya duran hiç kimseye Cennet kapıları açılır.)
[Taberani] (Namaz kılanın Cennete gideceği bildiriliyor.)

(Cuma, Pazartesi ve Perşembe günleri Cennetin kapıları açılır.)
[Müslim] (Bugünler daha oldukca yakarma edilmesi tavsiye ediliyor.)

(Besmele ile başlayıp, güzelce almış olduğu abdest esnasında her uzvu yıkarken, kelime-i şehadet okuyana ve abdestten sonrasında da,
(Allahümme ec’alni minettevvabine vecalni minel mütatahhirin) diyene Cennetin sekiz kapısı açılır. Dilediği kapıdan içeri girer.) [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, Hâkim] (Sünnetlerine, müstehablarına riayet ederek alınan abdest ve okunan duaların, o kimseyi Cennete götürebileceği bildiriliyor.)

(İlim öğrenmek için evinden çıkana Cennette bir kapı açılır.)
[İ.Asakir] (Müslümanlara yararlı olmak için, Dine uygun ilim öğrenenlerin Cennete girebileceği bildiriliyor.)

(Tanrı rızası için ana babasına muti olarak sabahlayana Cennetten iki kapı açılır. Ana babadan biri var ise bir kapı açılır.)
[ İ. Asakir] (Ana babasını dine uygun şekilde razı eden Müslüman evladın, Cennete gidebileceği bildiriliyor.)

(Beş zaman namaz kılan, Ramazan orucunu tutan, zekâtını veren ve yedi büyük günahtan kaçınana, Cennetin tüm kapıları açılır, selamet ve güvenlik içinde gir denilir.)
[Nesai] (Farzları yapmış olup haramlardan kaçan Müslüman’ın Cennete girebileceği bildiriliyor.)

(Hâ-mim’ler yedidir. Cehennemin kapıları da yedidir. Her biri, Cehennemin bir kapısına gelir, “Ya Rabbi, bana inanıp da beni okuyanı bu kapıdan sokma!” der.)
[Beyheki] (Kur’an-ı kerimde bahsedilen âyetleri okuyanın Cennete gidebileceği bildiriliyor.)

(Doğru olun. Doğruluk, Cennet kapılarından bir kapıdır. Yalandan sakının. Yalan, Cehennem kapılarından bir kapıdır.)
[Hatib] (Doğru olanların Cennete, yalancıların Cehenneme gidebileceği bildiriliyor. Bu şekilde ifadeler, zikrül cüz, irâdetül kül cinsindendir. Kısaca meselenin bir yada bir kısmı bildirilir, tamamı kast edilir. Kâfir de doğru söyleyebilir, fakat kâfir doğru söylese de Cennete girmez, Müslüman yalan söylese de Cennete sonunda muhakkak girer.)

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/09/cennet-kapilari-acilir/feed/ 0 5372
Cennet nimetleri hayal edilemez https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/08/cennet-nimetleri-hayal-edilemez/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/08/cennet-nimetleri-hayal-edilemez/#respond Wed, 08 May 2019 10:41:59 +0000 Ahiret gününe iman>Cennet ve Cehennem]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5368

Sual: Bal yiyen baldan bıkar, Cennet ne kadar güzel olsa da, insan bu nimetlerden bıkmaz mı? Tek düze yaşam insanı sıkmaz mı?
CEVAP
Bu oldukca yanlış bir düşüncedir. Bu, Allahü teâlânın sonsuz kudretinden kuşku etmek olur. Hâşâ Onu âciz sanmak olur.

Cennette tek düze yaşam yoktur. Dinimiz, iki günü aynı olanın ziyanda bulunduğunu bildirir. Ahirette de her gün nimetler artacak, iki gün eşit olmayacaktır. Her gün aynı şeylerden değişik ve daha çok zevkler alınacaktır. Gene her gün, değişik şeylerle, değişik nimetlerle karşılaşılacaktır. Allahü teâlânın kudretinden kuşku edilmez. İnsan, bilmediği şeyleri, bilmiş olduğu şeylerle karşılaştırma eder. Hâlbuki bilinmeyen şey, malum şeye ölçme edilmez. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Dünya, mümine zindan gibidir.) [Müslim]

(Dünya, ana rahmine bakılırsa Cennet, Cennete bakılırsa ise çöplük gibidir.) [M. Name]

Çöplükle Cennet karşılaştırma edilir mi? Ana rahmindeki bir çocuğun, iyi mi ki, dünyaya gelip, çeşitli vakalarla karşılaşacağını bilmesi mümkün değilse, Cennete gidecek müminin de, orada kavuşacağı nimetleri bilmesi mümkün değildir.

Allahü teâlâ, Cennette, cemal sıfatıyla görünecektir. Mümin, Allahü teâlâyı görünce, cennetteki tüm nimetlerden almış olduğu zevklerden daha çok zevke kavuşacaktır. Bir âyet meali:
(Kıyamet günü ışıl ışıl parlayan yüzler, Rablerine bakacaklardır.) [Kıyamet 22, 23]

Yunus suresinin, (Güzel amel edenlere, hüsna [Cennet] ve ziyadesi de vardır) mealindeki 26. âyet-i kerimesindeki ziyade kelimesini Resulullah efendimiz rüyet [Allahü teâlâyı görmek] olarak açıklayıp, (Dolunayı gördüğünüz şeklinde kıyamette Rabbinizi açıkça görürsünüz) buyurdu. (Buhari)

Bir insanoğlunun Rabbimizin kudretiyle yaratılacak nimetleri hayal etmesi asla mümkün değildir. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Cennette asla kimsenin görmediği, işitmediği ve hayal bile edemediği nimetler vardır.) [Müslim]

(Cennet nimetleriyle, dünyadakiler içinde yalnız isim benzerliği vardır.) [Beyheki]

Rüya ile dünya yaşamı bile karşılaştırma edilmez. Rüyada gözlerimiz kapalı olması durumunda oldukca bölgeleri görürüz. Dilimiz oynamadığı halde konuşuruz. Doğrusu görmemiz gözle, konuşmamız dille değildir. İşitmemiz kulakla, yürümemiz ayakla değildir. Rüyada hükümdar olsak ne çıkar. Azca sonrasında uyanınca, hayal olduğu görülür. İşte dünya yaşamı da, rüya gibidir. Aslolan yaşam olan ahirette hükümdar olmak gerekir. Hadis-i şerifte (İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar) buyuruldu. Iyi mi ki, rüyadaki şeyleri bile dünyadaki nimetlerle karşılaştırma etmek uygun değilse, dünyadaki şeyler de, Cennetteki nimetlerle karşılaştırma edilmez.

Allahü teâlânın sonsuz kudretine inananın, Onun bildirdiği her şeye inanması gerekir. Cenab-ı Hak, Cennette hiçbir sorun, üzüntü, pişmanlık, bıkkınlık olamayacağını, Cennet ehline istedikleri her nimetin verileceğini bildiriyor. Cennet nimetleri yanında, dünya nimetleri, onların gölgesi, resmi şeklinde bile değildir. Ağacın resmiyle kendisi iyi mi aynı şey değilse, Cennet nimetleri yanında dünyadakiler de öyledir. Allahü teâlâ, dünyaya mahsus nimetleri, yoktan yarattığı şeklinde, ahirette de, hatıra, hayale gelmeyen nimetleri yoktan yaratacaktır. Tanrı için güçlük olmaz. Birkaç âyet-i kerime meali:
(İyilik edenlere, en güzel mükâfat ve daha fazlası vardır. Yüzlerinde üzüntü ve zilletten bir yapıt yoktur. İşte bunlar Cennette sürekli kalacaklardır.) [Yunus 26]

(İman edip salih amel işleyenler, Firdevs Cennetlerinde sonsuz kalır, oradan asla ayrılmazlar.) [Kehf 107-108]

(Cennetin neresine bakarsanız bakın, bolca nimet ve büyük saltanat görürsünüz.) [İnsan 20]

(Mümin olarak salih amel işleyeni, sıkıntısız güzel bir yaşam içinde yaşatacağız. Bu tarz şeyleri, yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandıracağız.) [Nahl 97]

(İyi amellerinin mükâfatı olarak, insanları memnun edecek neler hazırlandığını asla kimse bilmesi imkansız.) [Secde 17]

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, “Salihlere gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insanoğlunun hatırına gelmeyen şeyler hazırladım” buyurdu.) [Buhari]

(Cennete giren ölmez, sonsuz yaşar. Hep mutlu olur, üzülmez, ümitsizliğe düşmez, elbisesi eskimez ve gençliği gitmez.) [İbni Ebiddünya]

(Cennet ehli, asla hastalanmaz ve yaşlanmaz; asla üzülmez ve hep neşeli olur.) [Müslim]

(Cennet ehlinin aralarında ihtilaf olmaz, gönülleri birdir.) [Buhari]

(Cennetinki hariç, her nimet yok olur. Cehenneminki hariç, her kaygı biter.) [İbni Lâl]

(Sadece Cennete giren rahata kavuşur.) [İ. Ahmed]

(Cennete giren, “Bir ata bineyim” derse biner, “uçayım” derse, uçar.) [Tirmizi]

(Hak teâlâ, Cennet ehline “Razı mısınız” buyurur, onlar, “Normal olarak razıyız, sayısız nimetler kayra ettin” derler. Sonrasında “Daha iyisini vereyim mi” buyurur. Cennet ehli “Daha üstünü de mi var” diye merak ederler. “Sizden hep razı olur, size asla gücenmem” buyurur.) [Buhari]

Cennet nimetleri

Mümin için hazır bekleyen aden,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Günbegün katlanır, çoğalır nimet,
Akıl almaz nimetlerle doludur.

Cennet ehli ölmez, ebedî yaşar,
Hayrete kapılır, görünce şaşar,
Her çeşit ihsanlar dolar da taşar.
Akıl almaz nimetlerle doludur.

Cennette tek düze yaşayış yoktur,
Kaybolmaz hiçbir şey, arayış yoktur,
Ayıplayan olmaz, kınayış yoktur,
Akıl almaz nimetlerle doludur.

Rahata kavuşur, cennete giren,
Mest olur solmayan gülünü deren,
Nimete gark olur, Mevla’yı gören,
Akıl almaz nimetlerle doludur.

Hiçbir hastalık, sorun yoktur,
Aranan şey olmaz, hepsi pek çoktur,
Bu tarz şeyleri yaratan Cenab-ı Hak’tır.
Akıl almaz nimetlerle doludur.

Üzüntü ve üzüntü asla bulunmaz,
Rahatımız kaçmaz, canımız yanmaz,
Lütuf değişiktir, kimse usanmaz,
Akıl almaz nimetlerle doludur.

Dünya mümin için, benzer zindana,
Müjdeler pek çoktur ehl-i imana,
Cennete girince erer ihsana,
Akıl almaz nimetlerle doludur.

İman ile ölmek büyük ganimet,
Hayal edilemez verilen nimet,
Benzetme edilir mi, zindanla aden,
Akıl almaz nimetlerle doludur.

Cennet ehli yaşar, asla hastalanmaz,
Asırlar geçse de, asla yaşlanmaz,
Kötüden, çirkinden, yapıt bulunmaz,
Akıl almaz nimetlerle doludur.

Cennet ehli, fena sözler işitmez,
Giydirilmiş olduğu eskimez, yediği bitmez,
Aynı yaşta kalır, gençliği gitmez,
Akıl almaz nimetlerle doludur.

Günahkâr mümine, şefaat vardır,
Cennette çok önemli saltanat vardır,
Her yönden muhteşem bir yaşam vardır,
Akıl almaz nimetlerle doludur.

Namaz, oruç şeklinde, yakarma yoktur,
Kıskançlık, haset yok, rekabet yoktur,
Her gün bayram olur, mutluluk çoktur,
Akıl almaz nimetlerle doludur.

Kalblerden geçeni Rabbimiz bilir,
İstenilen şeyler anında gelir,
Önüne her çeşit nimet serilir,
Akıl almaz nimetlerle doludur.

Cennetin her yeri döşeli olur,
Üzüntü yok, hepimiz, neşeli olur,
Yok yoktur, arayan her şeyi bulur,
Akıl almaz nimetlerle doludur.

Hoca orda, günah işlemek yoktur,
O şekilde birbirini şişlemek yoktur,
Kimse kötülenmez, taşlamak yoktur,
Akıl almaz nimetlerle doludur.

Mehmet Ali Demirbaş

Cennet nimetleri
Sual:
Cennetin en aşağı derecesinde olana da en yüksek derecedeki oldukca nimet verilecek mi?
CEVAP
Aşama farkı normal olarak olacak; fakat en aşağı derecedeki bile, akla hayale gelmeyecek nimetlere kavuşacaktır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Cennetin en aşağı derecesinde olan kişiye, “Ne istersen iste” denecek. O da, hatırından ne geçiyorsa hepsini isteyecek. Ona, “Her istediğinin iki katı sana verilecektir” denecek.) [Müslim]

Bir şeyin gölgesi
Sual:
Dünyada gördüğümüz güzel manzaralar, güzel yiyecekler ve içecekler öteki güzellikler Cennette de olacak mı?
CEVAP
Bu dünyadaki güzelliklerin hepsi bir gölgeden, görüntüden ibarettir. Bunlar aden nimetleri yanında bir şeyin gölgesi gibidir. Bir elma düşünün bir de gölgesini yada resmini düşünün. Gölgesi yada resmi elma yerine geçer mi? İşte dünya meyveleri, dünya nimetleri birer gölge gibidir. Müminler için bunlar, Cennetteki asıllarının müjdecisidir.

Hepimiz 33 yaşlarında olacak
Sual:
Ahirette hepimiz, tüm insanoğlu 30 yaşlarında oluyorlarmış. Sözgelişi 60 yaşlarında ölen adam 30 yaşlarında olacak. 21 yaşlarında ölsem ben de 30 yaşlarında mı olacağım?
CEVAP
Hepimiz 30 değil, 33 yaşlarında olacaktır. Siz de 33 yaşlarında olacaksınız.

Cennette her şey vardır
Sual:
Cennette her insanın sevdikleriyle birlikte olacağı hadis-i şerifle bildiriliyor. Biz sevdiğimiz büyüklerin örnek olarak Peygamber efendimizin ve evliya zatların sohbetinde de bulunacak mıyız?
CEVAP
Normal olarak bulunulacaktır. Orada mahrumiyet yoktur. Tüm tanıdıklarımızı ziyaret edebilme imkânı vardır. Şu var mı, bu var mı diye sormak, sanki orada bir eksiklik olabileceğini sanmak olur. Yararlı olan, arzu edilen her güzel şey vardır, yok yoktur. Şu sebeple Allahü teâlânın kudreti sonsuzdur. Hayâl bile edilmesi imkânsız nimetler vardır.

Nefsin ve ruhun zevki
Sual:
Cennette nefis olmadığına bakılırsa, Cennet nimetlerinden iyi mi zevk alacağız?
CEVAP
Cennet dünya şeklinde değildir. Elma ile gölgesi yada resmi, elmanın kendisiyle karşılaştırma edilemediği şeklinde, orada zevk almak da böyledir. Cennette, nefse gerekseme yoktur. Orada ruhumuz zevk alacaktır. Üstelik Cennette aldığımız zevk, her gün artacaktır. Allahü teâlânın kudreti sonsuz olduğundan, verdiği nimetlerden aldığımız zevk de sonsuza kadar artarak devam edecektir.

Mekânı Cennet olsun demek
Sual: (Mekânı Cennet olsun diye yakarış edilmez, şu sebeple orada mekânlar yok, makamlar vardır) deniyor. Cennette mekân yok mu? Hepimiz boşlukta mı duruyor?
CEVAP
Cennette de, Cehennemde de mekân vardır. İki âyet-i kerime meali:
(Cennette sürekli akan pınarlar, yükseltilmiş tahtlar, önlerine konulmuş kadehler, dizilmiş yastıklar, serilmiş halılar vardır.) [Gaşiye 12-16]

(Cennette temiz su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içecek ırmakları, süzme bal ırmakları vardır.) [Muhammed sûresi 15]

Halı yere, mekâna serilir. Irmaklar havada değil yerden akar.

Sual: Cennet nimetleri, Cehennem azapları deniyor. Bu nimet ve azaplar dünyada tattığımız nimetler ve gördüğümüz azaplar şeklinde midir?
Yanıt: Ahiret işleri, hiçbir bakımdan dünya işlerine benzemez. Bu dünya, yok olmak için yaratıldı, yok olacaktır. Ahiret, sonsuz kalmak ve sonsuz duracak şekilde yaratıldı. Sonsuz duracak şey ile acele yok olacak şey içinde ne kadar fark var ise, dünya ile ahiret yapısı ve işleri içinde da o denli fark vardır. Yalnız adları, anlatılması benzemektedir. Sözgelişi Cennet kelimesi, dünyada bostan, ahirette ise, Cennet denilen, sonsuz nimetlerin bulunmuş olduğu yer anlama gelir. Cehennem de, burada derin ateş kuyusu, orada ise Cehennem denilen azap dolu yere denir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/08/cennet-nimetleri-hayal-edilemez/feed/ 0 5368
Cennet ve Cehennem şimdi vardır https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/07/cennet-ve-cehennem-simdi-vardir/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/07/cennet-ve-cehennem-simdi-vardir/#respond Tue, 07 May 2019 19:41:06 +0000 Ahiret gününe iman>Cennet ve Cehennem]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5365

Sual: Bir tek Cehennem mi var yoksa birkaç tane mi? Şimdi bunlar mevcut mu?
CEVAP
Cehennem yedi tabakadır, kâfirler durumuna nazaran tabakaların birinde azap görecektir.

Feraid-ül fevaid kitabında buyuruluyor ki:
Cehennem yedi tabakadır. Birbirinin altındadırlar. Her tabakanın ateşi, üstündekinden daha şiddetlidir. Günahı affedilmemiş olan müminler; birinci tabakada günahları miktarı yanıp, sonrasında Cehennemden çıkarılarak Cennete götürüleceklerdir.

Öteki altı tabakada çeşitli kâfirler sonsuz yanacaklardır.

Cennet ve Cehennem şimdi mevcuttur. Bazı âlimlere nazaran, Cehennemin nerede olduğu kati bilinmemektedir. Bazılarına nazaran, yedi kat yerin altındadır. Arz küresi, güneş ve tüm yıldızlar birinci gökyüzü [gök] içinde olduklarına nazaran, yeryüzünün neresinde olursak olalım, yedi kat yerin altında gökyüzü vardır. Cehennemin yedi kat semadan birinde bulunmuş olduğu anlaşılmaktadır.

Her Müslüman bilir ki…
Sual:
Bugün Cennet ve Cehennem var mıdır?
CEVAP
Her Müslüman bilir ki, ilk insan ve tüm insanların babası olan Hazret-i Âdem, senelerce Cennette yaşadı. Yasak ağaçtan yiyince, dünyaya indirildi. Bu hususta Kur’an-ı kerimde birçok âyet-i kerime vardır. Örnek olarak Bekara suresinin 35 ve 36, Araf suresinin 17. âyet-i kerimesinden 27. âyet-i kerimesine kadar. Taha suresinin 117-119. âyet-i kerimeleri bu hususlardan bahsetmektedir. Kur’an-ı kerimde ek olarak müminler için Cennetin, kâfirler için de Cehennemin hazır vaziyette beklediği bildiriliyor:

(Takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan Cennete koşun.) [Al-i İmran 133]
(Kâfirler için hazırlanmış olan Cehennem ateşinden sakının!)
[Al-i İmran 131]

Peygamber efendimiz de, Miraca gidince, Cennet ve Cehennemi de gezdi. Görmüş olduğu şeyleri söyledi. Bunlardan birkaçı şöyleki:

(Cennete girdim. İnciden kubbeler gördüm.) [Müslim]
(Miraca çıktığım süre Cennetin kapısı üstünde “Sadakanın sevabı on, ödünç vereninki ise on sekiz mislidir” yazılı bulunduğunu gördüm.)
[İbni Mace]
(Miracda Cehenneme baktım. Kokmuş leşler yiyenler gördüm. Bunların kim bulunduğunu sormuş oldum. Cebrail aleyhisselam, “Bunlar, gıybet etmek suretiyle insanların etlerini yiyenlerdir” dedi.)
[İ. Ahmed]
Cennet nerede?
Sual:
Cennetin bildiğimiz gezegenlerden birinde olacağı mümkün müdür?
CEVAP
Bugün bildiğimiz tüm yıldızlar ve gezegenler birinci kat semadadır. Semalar ise yedi kattır. Öteki katların ise malum bu semadan oldukca büyük olduğu bildirilmiştir. Cennet hakkında Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde data vardır. Cennetin genişliğinin yer ile göğün genişliği kadar olduğu Kur’an-ı kerimde bildirilmiştir. (Hadid 21)

Bu durumda Cennetin gezegenlerde olması mümkün değildir. Cennet daha yukarı semalardadır. (Deylemi)

Sekiz Cennet
Sual:
Sekiz Cennetin adları nedir?
CEVAP
1-
Dâr-i celal,
2- Dâr-i karar,
3- Dâr-i slm,
4- Huld,
5- Meva,
6-
Adn,
7-
Firdevs,
8-
Naim.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/07/cennet-ve-cehennem-simdi-vardir/feed/ 0 5365
Cennet ve Cehennem ebedidir https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/07/cennet-ve-cehennem-ebedidir/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/07/cennet-ve-cehennem-ebedidir/#respond Tue, 07 May 2019 14:39:55 +0000 Ahiret gününe iman>Cennet ve Cehennem]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5364

Sual: Cennet ve Cehennem sonsuz değil midir?
CEVAP
Cehennemin ve Cennetin sonsuz olduğuna dair birçok âyet-i kerime vardır. Örneğin Bekara 25, A.İmran 116, Maide 85, Enam 128, Tevbe 68, Hud 107.

Âyet-i kerimede Cehennem için de, Cennet için de (Hüm fiha halidun = Onlar orada sonsuz bırakılırlar) buyuruluyor. (Bekara 81, 82)

Ebedilik sıfatı
Sual:
Kur’an-ı kerimde, kâfirlerin Cehennemde, müminlerin Cennette, sonsuz kalacağı bildiriliyor. Bu şekilde olunca, Allahü teâlâdan başka şeyler için de, ebedilik sıfatı kullanılmış olmaz mı?
CEVAP
Bunların var olmaları, varlıkta durmaları, kendilerinden olmadığı şeklinde, sonsuz olmaları da, kendilerinden değildir. Bu tarz şeyleri, sonsuz meydana getiren, Allahü teâlâdır. Allahü teâlâ, “Ol!” derse, var olur, “Yok ol!” derse, yok olur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Mahlûkların yok olacaklarına inanmak, yoktan var edildiklerine inanmak şeklinde, imanın şartıdır. (Arş, Kürsi, Levh, Kalem, Cennet, Cehennem ve Ruh denilen mahlûklar yok olmayacak, sonsuz var olacaklardır) ifadesi, bunlar yok olması imkansız demek değildir. Allahü teâlâ, var etmiş olduğu şeylerden, dilediklerini, yeniden yok edecek, dilediklerini de, yalnız kendi bileceği yarar ve sebeplerden dolayı, asla yok etmeyecek, bunlar sonsuz, şu demek oluyor ki sonsuz var olacaklardır anlamına gelir. Allahü teâlâ, dilediğini yapar ve istediğini emreder. Demek ki, âlem şu demek oluyor ki her şey, Allahü teâlânın dilemesi ve kudreti ile vardır. Var olmaları için ve varlıkta kalmaları için, Allahü teâlâya muhtaçtır; zira kalımlı olmak demek, varlığın her an devam etmesi anlamına gelir. Başka bir şey olmak demek değildir. Hem var olmak, hem de varlıkta kalabilmek, Allahü teâlânın iradesi, dilemesi ile olur. (3/57)

Cennet de, Cehennem de dolacaktır
Sual:
(Cennette boş yer kalınca, doldurmak için yeni insanoğlu yaratılacaktır) diyenler olduğu şeklinde, (Cehennemdeki tüm insanoğlu çıkacak, böylece Cennet dolacak, Cehennemde kimse kalmayacaktır) diyenler de var. Hangisi doğrudur?
CEVAP
İkisi de doğru değildir. Allahü teâlâ, Cenneti de, Cehennemi de dolduracaktır. Müminler, Cennette sonsuz duracak ve sayıları asla eksilmeyecektir. Kâfirler de, Cehennem de sonsuz duracak ve sayıları eksilmeyecektir. Cehennemden yalnız, günahkâr müminler, cezalarını çektikten sonrasında çıkıp Cennette girecek ve orada sonsuz kalacaklardır.

Sonsuz olan Cennet ve Cehennemin dolacağını bildiren bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Cennet, “Bana güçsüzler ve yoksullar girecektir” diye bazı deliller bildirdi. Cehennem de, “Bana da, cebbarlar ve kibirliler girecektir” dedi. Allahü teâlâ da buyurdu ki: “Ey Cehennem, sen benim azabımsın; dilediğim kimseleri [kâfirleri] seninle cezalandırırım. Ey Cennet, sen de benim rahmetimsin; dilediğim kimselere [müminlere] seninle rahmet ederim. İkinizi de dolduracağım.”) [Müslim]

Tanrı’ın merhameti ve azabı
Sual:
(Sonsuz acıma sahibi Tanrı, kendi yarattığı kullarını, kâfir de olsa, sonsuz Cehennemde yakmaz) demek doğru mudur? Kâfirler, Cehennemde sonsuz kalmayacak mı?
CEVAP
Kâfirler Cehennemde sonsuz kalacaktır. Söyledikleri fazlaca yanlıştır. Allahü teâlâ elbet sonsuz acıma sahibidir, fakat kimlere, iyi mi acıma edeceğini de kendisi bildirmiştir. İki âyet-i kerime meali şöyledir:
(O gün merhametim yalnız, benden korkarak kâfir olmaktan ve günah işlemekten kaçınanlara, zekâtını verenlere, Kur’an-ı kerime ve ümmi nebi olan Resule inananlara mahsustur.) [Araf 156, 157]

(İnkârcıları, zâlimleri Tanrı asla affetmez, onları içinde ebedî kalacakları Cehennem yoluna iletir.) [Nisa 168]

Allahü teâlâ acıma sahibi olduğu şeklinde, hem de intikam alıcı ve ganîdir. İstediğini yapmakta asla kimseden çekinmez. (Rıyad-un-nasıhin)

Cehennem sonsuz değil mi?
Sual:
İbni Teymiyye, (Cehennem sonsuz değil) söylediği için, İbni Teymiyyeci bir dost, (Nebe sûresi 23. âyetinde, sonsuz olarak değil, asırlar süresince Cehennemde kalınacağı bildiriliyor. Dolayısıyla, kâfirler de Cehennemde ebedî kalmayacaktır) diyor. Bu yanlış değil mi?
CEVAP
Evet, yanlıştır. Bahsedilen âyet-i kerimenin meali şöyledir:
(Onlar orada ahkâb [hukublar, devirler] süresince kalacaklardır.) [Nebe 23]

Ahkâb, hukub kelimesinin çoğuludur. Hukub, birçok seneleri ihtiva eden bir devir anlamına gelir. İmam-ı Kurtubi hazretleri tefsirinde buyuruyor ki:
(Devirler süresince orada kalacaklar) demek, (Devirler devam ettikçe, Cehennemde kalacaklar) anlamına gelir. Bu devirlerin ardı arkası kesilmeyecektir. Her bir devir geçtikçe bir başkası gelecektir. Sonsuza kadar, ardı ardınca günler gelecek, anlamına gelir. Eğer beş ya da on ahkâb denilseydi ya da buna benzer bir ifade kullanılmış olsaydı, o vakit belirli bir zamana delalet ederdi. Ahkâbın söz mevzusu ediliş sebebi, hukubun en uzun süreyi kapsadığından dolayıdır. Böylelikle onların anlayışlarının benimsediği ve bildikleri şekilde onlara hitap etmiş olmaktadır. Burada bu ifade, ebedîlik için kullanılmıştır. Kısaca onlar orada ebediyen, sonsuz olarak kalacaklardır.

Ahkâb ifadesi kalblere daha bir dehşet verir ve ebediliğe daha açık bir kanıt teşkil eder. Anlamlar birbirine yakın olduğundan ahkâb ifadesi kullanılmıştır. (Cami’u li-Ahkâm)

Beydâvî, Celâleyn, Medârik tefsirlerinde de, (Sonsuz devirler süresince içinde kalacaklar) şeklinde açıklanmıştır. Bu husus şu mealdeki âyet-i kerimelerde, daha açıkça bildirilmiştir:
(Kötülükleri [günahları, küfürleri] kendilerini çepeçevre kuşatanlar cehennemliktir, orada ebedî bırakılırlar.) [Bekara 81]

(Şüphesiz, kâfirlere Cehennem azabı ebedîdir, sonsuzdur.) [Zuhruf 74]

Cennet de, Cehennem de sonsuzdur
Sual: Cennet ve Cehennem her ikisi de sonsuz mudur, Cehennemdekilerin kurtulma ihtimali asla yok mudur?
Yanıt:
Mevzu ile ilgili olarak İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
“Müminlere mükafat ve nimet için hazırlanmış olan Cennet ve kâfirlere azap için hazırlanmış olan Cehennem şimdi vardır. Her ikisini de, Allahü teâlâ, yoktan var etmiştir. Kıyamette her şey yok edilip, yeniden yaratıldıktan sonrasında sonsuz, sonsuz olarak varlıkta kalacaklar, asla yok olmayacaklardır. Sual ve hesaptan sonrasında, müminler Cennete girince, burada sonsuz kalacaklar, Cennetten asla çıkmayacaklardır. Bunun şeklinde, kâfirler de, Cehenneme girince, Cehennemde sonsuz kalacaklar, sonsuz, sonsuz olarak azap çekeceklerdir. Bunların azaplarının azaltılması caiz değildir. İbni Teymiyye, kâfirlerin Cehennemde sonsuz kalacaklarını inkâr etmektedir. Oysa; (Onların azapları hafifletilmeyecek, onlara asla yardım olunmayacaktır) mealindeki âyet-i kerime meşhurdur. Kalbinde zerre kadar imanı bulunanı, günahlarının çokluğu sebebi ile Cehenneme soksalar da, günahları kadar azap edip, sonunda, Cehennemden çıkarılır ve onun yüzünü siyah yapmazlar. Kâfirlerin yüzleri ise, siyah yapılır. Müminleri Cehennemde zincirlere bağlamazlar. Boyunlarına tasma takmazlar. Böylece kalplerindeki zerre imanın hürmeti, kıymeti belli olur. Kâfirleri ise, kelepçe ve zincirlere bağlarlar.”

Sonsuz azapta kalma tehlikesi
Sual: Cehennemin sonsuz azabından kurtulmak için akıllı bir kimsenin, bundan kurtulma çaresini düşünmesi gerekmez mi?
Yanıt:
İmanı olmayan kimsenin, sonsuz olarak Cehennemde kalacağını, âyet-i kerimeler ve Peygamber efendimiz haber vermiştir. Bu haber elbet doğrudur. Buna inanmak, Allahü teâlânın var ve bir olduğuna inanmak şeklinde lazımdır. Herhangi bir insan, sonsuz olarak ateşte yanmak felaketini düşünürse, korkudan aklını kaçırması lazım gelir. Bu korkulu felaketten kurtulmanın çaresini arar. Bunun çaresi ise; Allahü teâlânın var ve bir olduğuna, Muhammed aleyhisselamın Onun son Peygamberi olduğuna, Onun haber verdiği şeylerin hepsinin doğru olduğuna inanmaktır ki, insanı bu sonsuz felaketten kurtarmaktadır. Bir kimse, ben sonsuz azaba inanmıyorum, bunun için bu şekilde bir felaketten korkmuyorum, bu felaketten kurtulmak çaresini aramıyorum derse, buna denir ki; inanmamak için elinde senedin vesikan var mı? Hangi ilim, hangi fen inanmana engel oluyor? Normal olarak vesika gösteremeyecektir. Senedi, vesikası olmayan söze ilim, fen denir mi? Buna zan ve olasılık denir. Milyonda, milyarda bir ihtimali olsa da, sonsuz olarak ateşte yanmak korkulu felaketinden sakınmak lazım olmaz mı? Azca bir aklı olan kimse bile, bu şekilde felaketten sakınmaz mı? Sonsuz ateşte yanmak ihtimalinden kurtulmanın çaresini aramaz mı?

Görülüyor ki, her akıl sahibinin inanç etmesi lazımdır. İman etmek için vergi vermek, mal ödemek, yük taşımak, yakarma zahmeti çekmek, zevkli, tatlı şeylerden kaçınmak şeklinde sıkıntılara katlanmak lazım değildir. Yalnız kalp ile, ihlas ile, samimi olarak inanmak kâfidir. Bu inancını inanmayanlara bildirmek de koşul değildir. Sonsuz ateşte yanmaya inanmayanın buna fazlaca azca da küçük bir ihtimal vermesi, zan etmesi akıl ve insanlık icabıdır. Sonsuz olarak ateşte yanmak ihtimali karşısında, bunun yegane ve kati çaresi olan inanç nimetinden kaçınmak, ahmaklık, hem de fazlaca büyük şaşkınlık olmaz mı?

Senâüllah Pânî-pütî hazretleri buyuruyor ki:
“Allahü teâlânın varlığı, sıfatları, razı olduğu ve beğenmiş olduğu şeyler, sadece Peygamberlerin bildirmesi ile anlaşılır. Akıl ile anlaşılması imkansız. Bu tarz şeyleri bizlere Muhammed aleyhisselam bildirdi. Hulefâ-i râşidînin, eshâb-ı kiramın emekleri ile de, her tarafa yayıldı.”

Cennet de, mahluktur, yaratılmıştır
Sual: Cennet de Allahü teâlânın yarattıklarından bir yerdir deniyor. Cennetin öteki yaratılanlardan farkı nedir?
Yanıt:
Cennet de, her şey şeklinde, Allahü teâlânın mahlukudur. Allahü teâlâ, mahluklarının, yarattıklarının hiçbirisine girmez, birinde bulunmaz. Fakat mahluklarının bazısında Onun nurları zuhur eder, görünür. Bazısında ise, o kabiliyet yoktur. Aynada, karşısındaki cisimlerin görünüşleri, zuhur ediyor, görünüyor. Taşta, toprakta ise zuhur etmiyor, görünmüyor. Allahü teâlâ, her mahlukuna aynı nispette ise de, mahluklar, yaratılanlar, birbirlerinin aynı değildir. Allahü teâlâ, dünyada görülemez. Bu evren, Onu görmek nimetine kavuşmaya elverişli değildir. Dünyada görülür diyen, yalancıdır, iftiracıdır. Hakikatı anlayamamıştır. Bu dünyada, bu nimet nasip olsaydı, herkesten ilkin, Musa aleyhisselam görürdü. Peygamber efendimiz mi’racda, bu devletle şu demek oluyor ki görmekle şereflendi ise de, bu dünyada değildi. Ahirette görmüş oldu. Dünyada görmedi. Dünyada iken, dünyadan çıktı, ahirete karıştı ve görmüş oldu.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/07/cennet-ve-cehennem-ebedidir/feed/ 0 5364
İslam’da ve Diğer Dinler’de Cennet Kavramı https://www.cennetinbahcesi.com/2016/10/25/islamda-ve-diger-dinlerde-cennet-kavrami/ https://www.cennetinbahcesi.com/2016/10/25/islamda-ve-diger-dinlerde-cennet-kavrami/#respond Tue, 25 Oct 2016 18:10:06 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2163 Cennet kavramı sadece İslam’da değil, evrensel olarak tüm dinlerde geçen bir sonraki yaşam felsefesine dayalı olmaktadır. İnsanoğlu’nun öldükten sonraki yaşamını ebedi olarak mükafatlandırılmış olarak yaşayacağı mekan sıfatını taşıyan ahiretin üzerinde durulan ismi olmaktadır. Cennet Arapça da “bahçe” anlamını taşıyan bir sözcük anlamını taşımakta olup, İslam dinine bağlı kişilerin fani dünyada yapmış oldukları ibadet, sevap ve benzeri iyi nitelikli adımların mükafatlandırıldığı bir diyar kavramını oluşturmaktadır. Cennet adını taşıyan bu dini terim tek olarak İslam dini çerçevesinde değil, aynı zaman’da birçok din ve ruhani felsefe çerçevesinde yer edinen öldükten sonraki sonsuz yaşamın var olmasına dayalı bir kavram niteliğini taşımakta.

Cennet kavramına göre bazı dinlerde inanan ve bu inanca uyan kişilerin yeri olacağı gibi, bazı dinlerde de o dine mensup herkesin yer alacağı bir varış noktası olarak düşünülmekte olan bir kavram felsefesini oluşturur. Bu konuya dayalı olarak cennette yer alacak kişilerin birçok dinde “iyi insanlar” olarak tabir edilen insanoğlunun nihai bulunacağı diyar kavramını kapsamaktadır. Bu kavram çerçevesi İslamiyet, Hıristiyan, Yahudilik ve daha birçok din ve ruhani felsefe göstergede yer almakta olup, bu dini inanışlar içerisinde olan kişilere diğer hayatlarında huzuru ve her şeyin en güzelini yaşamalarına olanak tanınmakta. Konumuzun devamında sizlere 2 büyük din olan İslamiyet ve Hıristiyanlık felsefesindeki cennet’in kavramlarını açıklayacağız.

İSLÂM DİNİNDE CENNET KAVRAMI

İslâm dininde cennet kavramı, insanların öldükten sonra sevap ve günahlarına ilişkin mükafatlandırıldıkları ve aynı zaman’da ebedi açıdan kalacakları Ahiret mekanı olarak inanılmaktadır. Cennet’e ilişkin birçok farklı tabirde bulunulsa da genel olarak cennet hakkında erkeğin zevklerine hitap eden bir çerçevede olduğu tabir edilmektedir. Serinlikler, çöl sıcağından bunalmış birinin gölge de dinlenmesi gibi bir güzellik, ırmaklar, bağlar ve sonsuz bahçelerle kaplı muazzam bir güzelliği temsil etmekte.

Cenneti hak eden kişilere mükafatlar verileceği ve sonsuz bir hayat bahşedileceği belirtilmektedir. Münafık, müşrik ve kafir kimseler İslam dini inancına göre cennet’e girememektedirler. Cennet’e kimler gidemez sorusuna en net cevap bu olup, ayrıca günahlara göre de cennetin kapısından giremeyenler bulunmaktadır. İslam dininde Müslüman olduğu halde fani dünyada günah işleyen bir kul sıfatını kişi taşıyor ise, Allah günahlarını affetmediği takdirde cehennemde bir süre günahlarının azabını çektikten sonra, cennet’e gidileceği inancı bulunmakta.

HIRİSTİYANLIK’TA CENNET KAVRAMI

Hıristiyanların cennet kavramında, Tanrı ile bir araya gelme inancı var olmaktadır. Hıristiyan inancında her kişi her gün yenilenerek günahlarından arınmakta ve buna hitaben kıyamet gününde Tanrı tarafından kendilerine yeni bedenler verilerek yeni yaratılan dünya’da Tanrılarıyla beraber sonsuz bir hayat geçireceklerine inanmaktadırlar.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2016/10/25/islamda-ve-diger-dinlerde-cennet-kavrami/feed/ 0 2163
CENNETİN GÜZELLİĞİ https://www.cennetinbahcesi.com/2016/03/01/cennetin-guzelligi/ https://www.cennetinbahcesi.com/2016/03/01/cennetin-guzelligi/#respond Tue, 01 Mar 2016 15:45:39 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=1837

 CENNETİN GÜZELLİĞİ

Müslümanların zihninde yer alan cennet, yüce Allah’ın kullarını mükafatlandırmak ve ibadetlerinin yaptıklarını, kulluğun karşılığını alabilmeleri için vardır. Bir çok kişi Müslüman olmasına rağmen cennetin nasıl bir yer olduğunu tasvir edemez. Fakat ayet ve hadislerden yola çıkarak cennettin güzelliğinden haberdar olabilirler. Kimilerinin zihninde oluşan cennet tasviri: upuzun ağaçlar,  yemyeşil çimler ve uçsuz bucaksız yer güzellik iken kimlerinin tasviri ise: çağıl çağıl çağlayan ırmaklar, cıvıl cıvıl ötüşen kuşlar ve tadına doyum olmayan meyvelerdir. Kısmen gerçek olan bu tasvirlere Kuranda yer alan ayetlerden ve hadislerden tam anlamıyla öğrenebilirsiniz. Cennetin güzelliği nasıldır, sürekli duyduğumuz güzel huriler gerçek mi diye soruyorsanız sorular sorup beyninizi meşgul etmeye gerek yok çünkü aklınızdaki soru işaretlerini yok etmek için cennetin güzelliğini sizler için derledik. İşte cennettin eşsiz güzelliği…

*Cennetin sekiz kapısı bulunmaktadır. Bu sekiz kapıdan biri olan Reyya’dan sadece oruçlu olanlar, oruç tutmuş olanlar girebilir.
*Cennetin güzelliğinden bahsederken güzel gözlü beyaz tenli hurilerden bahsetmemek gerekir. Sadece eşleri ile ilgilenen bu güzel huriler hayalden ibaret değilidir. Kuran-ı Kerimde geçen  bir çok ayette güzel hurilerden bahsetmektedir.
*Cennete bulunan her ağacın gövdesi altındandır.
*Cennet ehli insanlar cennete girdiğinde kılsız tüysüz olacağı  ve otuz yaşlarında olacağı belirtilmiştir bir hadiste.. Yaş olarak otuz veya otuz iki olacağı belirtilen hadiste güzelliğin, gençliğin daim olacağı yaşlılığın hiç gerçekleşmeyeceği anlatılmaktadır.
*Cennette yaşlılığın olmadığı gibi hastalık, ölüm gibi  şeylerde bulunmamaktadır. Elbiseler eskimez ve bütün kıyafetler incilerle  bezenmiştir.

*Bir hadiste belirtilen cennete girenler fakirlerdi, sözü ister istemez insanı düşündürmekte. Bir çok anlamı bünyesinde barındıran hadis ilk olarak zenginlerin kötü olduğunu bu yüzden cennet kapısı önünde fakirlerin bulunduğu düşüncesini anımsatmaktadır. Fakat diğer anlam ise fakirlerin çektiği eziyet, sıkıntının karşılığı cennettir. İkinci düşünce daha ağır basmaktadır. Hadisi Şerifte de ikinci anlamı kast edilmektedir.
*Cennetin bir kamçı kadar yeri dahi dünyanın hepsine bedeldir hadisi de cennetin ne kadar önemli ve özel olduğunu belirmektedir.

*Cennette sıkıntı, dert, keder olmadığı için cennet ehli insanların iç sıkıntısı olmaz ve herkes mutludur.
*Cennet yüz dereceden meydana gelmektedir ve bunlardan biri Firdevs’tir. Cennetin ırmakları Firdevs’ten akmaktadır.

Cennet bir çok güzelliği ve özelliğiyle karşımıza çıkmaktadır. Peki neden insanlar görmedikleri bilmedikleri halde cennete girme ateşiyle yanıp tutuşurlar. Çünkü Allah sevgisi, iman gücü Müslümanların cennete inanmasını sağlar. Kuran-ı kerimde gözler önüne serdiği bir çok ayet ve önemli sayılan hadis bunu kanıtlamakta ve inancımızı kuvvetlendirmektedir.
Ayetlerle tasvir etmeye anlatmaya çalıştığımız cennet inana herkes iççin aynıdır. Hiç bir şekilde haksızlık, ayrım yapılmaz ve Allah her şeyi bilen gören olduğu için cennete layık olan kişileri hiç şüphesiz ki bilir siz de bunu göz önünde bulundurarak ibadetlerinizi aksatmadan  Allah’a dosdoğru bir kul olmak çalışın. Sadece cennete girmek ve rahata ermek için ibadet etmeyin Allah’ı sevdiğiniz için ona kulluk edin ve üzerinize düşeni yaparak cenneti kazanmak için çabalayın…

Cennetin güzelliği nasıldır, çok merak ediyorum acaba cennet anlatıldığı kadar güzel, huzur dolu bir yer mi ? Bu ve bunun gibi soruların cevabı üst kısımda yer almaktadır. Hadis ve bir çok ayette cennetin güzelliğinden defalarca bahsedilmesi cenneti betimleye yetmektedir. Cennet ibadetini huşu ile yerine getiren, Allah’a itaat eden, zekatını veren, isyan etmeyen, dürüst kişiler için hazırlanmış bir mekandır. Yüce Allah kullarının nasıl olduğunu bildiği için cenneti kimin layık olduğunu ve cehennemin kime layık olduğunu bilmektedir. Unutmayın ki cennetin güzelliği kadar onun aksi durumunu sergileyen cehennem de vardır. Allah’tan korkmayan paraya taban, aç gözlü, imandan uzaklaşmış, ibadeti unutan kişiler için cehennem hazırlanmıştır. Ve herkes hak ettiğini yaşayacaktır.  Cennetin güzelliğinin bildiğimiz gibi cehennemin azabını da bilmek, asla unutmamak gerekir..

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2016/03/01/cennetin-guzelligi/feed/ 0 1837
CENNETİN GÜZELLİĞİNİ AYETLERDEN ÖĞRENELİM https://www.cennetinbahcesi.com/2016/03/01/cennetin-guzelligini-ayetlerden-ogrenelim/ https://www.cennetinbahcesi.com/2016/03/01/cennetin-guzelligini-ayetlerden-ogrenelim/#respond Tue, 01 Mar 2016 15:45:34 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=1835 CENNETİN GÜZELLİĞİNİ AYETLERDEN ÖĞRENELİM

Her Müslüman cenneti kazanmak aşkıyla yanıp tutuşur. Lakin cennetin nasıl bir yer olduğunu pek fazla bilmezler. Sadece cennetin çok güzel huzur verici  bir yer olduğunu tasavvur ederiz. Peki cennet nasıl bir yer, hayalleri süsleyen cennet düşünüldüğü gibi mi yoksa düşüncelerin ötesinde daha güzel bir yer mi? İşte  bu soruların cevaplarını bulmak için ayetlere göz atacağız. Ayetlerden anladığımız kadarıyla cenneti sizlere aktarmaya çalışacağız…

Cennet Nasıl Bir Yer?
Müminleri mükafatlandırmak için hazırlanan cennet hak edenler için ebedi bir mesken. Kuran’da bir çok ayette geçen cennet hemen hemen tasvirlenmiş gözler önüne serilmiştir.
*Al-i İmran süresinde (133. ayet) cennetten bahsedilerek genişliğinin çok büyük olduğu vurgulanmaktadır. Güvenilir olan cennet huzur dolu eşsiz bir dünyadır adeta…

*Bakara Süresi (25. ayet), Al-i İmran (15. ayet) ve Nisa Süresinde (57. ayet) cennetin ırmaklarla güzelleştiği anlatılır.

*Cennet, dünyadan çok farklı olduğu için elbiseleri de çok farklıdır. Atlas ve ipekten olan elbiseler yeşil renkli olup inci ve altınlarla donatılmıştır (Hac-23, Fatır-33, Duhan-53).  Takı olarak da gümüş ve altın takılacaktır. Bir çok sürede bunlardan bahsederek cennetin tasviri yapılır.

*Cennetin yemişleri ve gölgesi daimdir. Hiç bir zaman tükenmez, çeşitli meyvelerin olduğundan bahseder Yasin Süresinde (57. ayet).

*Berrak, lezzetli içkiler cennette bulunmaktadır. Ancak bu içkiler bilinen alkollülerden çok farklıdır ve içeni sarhoş etmez.

*Cennette susamanın ve acıkmanın olmadığını insanların bu fani dünyada olduğu gibi yeme isteği duymayacaklarını Ta-Ha Süresi 118-119. ayetlerden öğreniyoruz.

*Bir çok bahçenin mevcut olduğunu ve üzüm bağlarını olduğunu ise Nebe Süresi 32. ayette öğreniyoruz.

*Cennette bulanan meyveler kolayca koparılacak şekilde ve gölgesi ehlinin üzerine sarkar. İnsan süresi 14. ayette öğrendiğimiz bu bilgi cennetin tasvirini biraz daha güzel kılıyor gözler önüne…

*Ölüm, azap çekmek, yorulmak, boş laf, kötü söz yoktur  cennete..  Sadece selam işitilir…

*Fussilet Süresi 30. ayette ise korkunun ve üzülmenin olmadığı sevincin daim olduğunu öğreniyoruz.

*Cennette dondurucu soğuk, yakıcı sıcak görülmez.

*Hiç bozulmayan sütten, sudan, baldan ve şaraptan oluşan bir çok ırmak vardır.

*Çağıl çağıl akan suların varlığını ise Vakıa Süresi 31. ayette öğreniyoruz.

*Yüksek yerlerde kurulmuş döşeklerin olduğunu ve mücevherlerin süslemiş olduğu tahtların varlığını ise Vakıa (15.-34. ayetler) ve Ğaşiye (13.)’de görüyoruz.

*Kalpler tertemizdir ve hiç bir kalpte kin  yoktur.

*İnci gibi gençler tertemiz hizmetçiler vardır.

*Altın kadeh ve tepside sunulan yiyecek ve içecekler vardır (Zuhruf 71. ayet).

*Serilmiş halılar, sıra sıra güzelce dizilmiş yastıkların var olduğunu ise Ğaşiye Süresi 15. ve 16. ayetlerden öğreniyoruz.

*Cennetin her tarafında bir nimet ve büyük mülk vardır.

*Cennet ehli kişiler cennete sevdikleri ve iyi kişilerle girecek. Babasıyla, çocuklarıyla, eşiyle birlikte girecek. Bu bilgiyi ise Ra’d (23. ayet), Yasin Süresi (56. ayette) öğreniyoruz.

 

Cennetin tasvirini, güzelliğini bu şekilde ayetlerde öğrenerek gerçek bir bilgi sahibi olduk. Cennet nasıl bir yer diye merak edenler ayetlerden derlediğimiz bu bilgilerle aydınlanacak, cenneti hayal edebileceklerdir.
Cennette bir çok huri bulunmaktadır. Ve bu huriler iri gözlere sahiptir. Bir kaç ayette geçen güzel huri tasviri aklımıza hemencecik güzel mankenleri getirmektedir. Ancak bu düşünce tamamen yanlıştır. Çünkü cennetteki huriler farklı yaratılışla yaratılmış mükemmel yaratıklardır. Bu güzel huriler sadece eşine aşıktır ve sadece eşine bakar. Cennettin güzelliği ayetlerde bu şekilde bizlere aktarılmıştır. Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim bizleri bu konuda aydınlatarak aklımızdaki soru işaretlerini yok etmektedir.
Her insan yaptığının karşılığını bulacaktır. Er ya da geç herkes mükafatını keza aynı şekilde cezasını alacaktır. Cennette Müslümanları ibadetlerini yerine getirip Allah’a kulluk görevini yaparak mükafat olarak Allah tarafından cennete layık görülür. Her Müslüman Hiç şüphesiz cennete girmek ve orada ebediyen kalmak ister.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2016/03/01/cennetin-guzelligini-ayetlerden-ogrenelim/feed/ 0 1835