atler – Cennetin Bahçesi https://www.cennetinbahcesi.com Dini Paylaşım Sitesi Wed, 07 Aug 2019 08:26:56 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.9 110917297 Günümüzde işlenen bid’atler https://www.cennetinbahcesi.com/2019/08/07/gunumuzde-islenen-bidatler/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/08/07/gunumuzde-islenen-bidatler/#respond Wed, 07 Aug 2019 08:26:56 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5803

Sual: Günümüzde işlenen bid’atler nedir?
CEVAP

İbadetlere bir şey ilave etmek bid’attir, büyük günahtır. Dinimiz noksan değildir. Hâşâ Allahü teâlâ yada Peygamber efendimiz dinde bir şeyi noksan bırakmış da, daha iyisini biz mi yapacağız? İbadete bid’at karıştırmak, Allahü teâlânın dininde noksanlık bulmak, koyduğu hükümleri beğenmemek, dini değişiklik yapmak olur.

Sözgelişi akşam namazının farzını 3 rekat yerine, daha çok tapınmak için, 4 rekat kılmak bid’attir. 3 yerine de geçmez, namaz asla kabul olmaz. Tesbihleri 33 yerine, oldukça sevap olsun diye 40 kez yada daha çok çekmek bid’at olur. Oysa asla tesbih çekilmeden gidilse günah olmaz.

Namazlardan sonrasında âyet-el-kürsi okunması mümkün, tesbihler çekilir ve yakarış edilir. Yakarış ederken salâten tüncina okunması mümkün. Âyet-el kürsinin okunduğu yerde salâten tüncinayı okumak sünneti değişiklik yapmak olur, doğrusu bid’attir. Peygamber efendimiz iyi mi yakarma etmişse, mezhebimiz bunu iyi mi bildirmişse, o şekilde yakarma edilir. “Şunu da yapalım, ötekini de ilave edelim” demek, dinde değişim olur. Hadis-i şerifte, (İbadetleri bizim benzer biçimde yapmayan bizlerden değildir) buyuruluyor. Hoparlörle ezan okumak iyi ise, Allahü teâlâ, Peygamberine ibadetin iyisini niye bildirmedi? Tanrı hoparlörü yaratmaktan âciz mi idi? Binlerce mucizesi görülen Sevgili Peygamberimiz bunu yapması imkansız mıydı? Yapmadığına gore, hoparlörü ibadete sokmak bid’at olur.

Öteki bid’atlerden bazıları şunlardır:
İnce çoraba yada çıplak ayağa mesh etmek. (Dürer)

Kur’an-ı kerimi teganni ile okumak. (Bezzâziyye)

Namazı hoparlör ile kıldırmak. (Mezahibi erbea, Elmalılı tefsiri)

Sünnet ile farz namaz içinde yakarış etmek, tesbih çekmek, üç İhlas okumak. (İbni Âbidin)

Müezzinin tesbihlere komuta etmesi. Hutbeyi Türkçe olarak okumak. (El edille)

Namaz kılıp, duadan sonrasında şükür secdesi yapmak. (Dürr-ül Muhtar)

Namazlardan sonrasında imam ile, eli göğse koyarak selamlaşmak. (S. Ebediyye)

Camide her namazdan sonrasında müsafeha etmek. [Tokalaşmak] (Redd-ül Muhtar)

Estagfirullahel’azim ellezi
… diye süregelen istigfarı müezzinin yüksek sesle okuması. (El İbda)

Vaazdan sonrasında, cenazede yüksek sesle yakarış etmek. (Mekâtib-i şerife)

Gömüt taşı üstüne âyet-i kerime, şiir, övgü v.s. yazmak. (S. Ebediyye)

ûre günü aşûre pişmesini yakarma sanmak. (S.Ebediyye)

Bir kabirden başka bir yere nakledilirken yeniden cenaze namazı kılmak. (Hindiyye)

Eshab-ı kiramdan herhangi birini kötülemek. (Şerh-i Akâid)

Hanımı bir defada üç talakla boşamak. (Dergi-i Zühdiyye)

Cenazede yüksek sesle tekbir getirmek, ilâhi okumak. (Halebi)

Cenaze namazından sonrasında konuşma yapmak. (Zübdet-ül-makamât)

Ölü evinden helva vs. dağıtmak. Ölünün 3, 7, 40, 52 yada 53 üncü günlerini yapmak. (Tahtavi)

Mezar azabına inanmamak. (Akâid-i Şeybâniyye)

Yatırlara mum yakmak. Mezhepsiz olmak. (Tahtavi)

Zekeriya sofrası diye adak yapmak. (S.Ebediyye)

Bir kişinin bildirdiği hadislere inanmamak. (Tâtârhâniyye)

Mirac mucizesinin Kudüs’ten sonrasına inanmamak. (Bahr)

Kısa sakala sünnet demek. (Hadika)

Kutsal gecelerde, minareler arasına mahya asmak. (Mirat-ül-haremeyn)

Hazret-i Mehdi geldiği süre, (Bir süre gelir ki, Sünnet, bid’at benzer biçimde çirkin görülür, bid’at ise sünnet benzer biçimde rağbet görür) hadis-i şerifinde bildirildiği benzer biçimde, bid’at işlemeye alışmış olan Medine’deki âlim, bid’ati güzel sanıp yakarma olarak yapmış olduğu için Hazret-i Mehdi’nin bid’at aleyhindeki sözlerine şaşıp “Bu adam bizim dinimizi yok ediyor” diyecektir. Hazret-i Mehdi, bu mezhepsizi öldürecektir. (Mek. Rabbani)

Bazı bid’atler:
Cennette, Allahü teâlânın görüleceğine inanmamak,
Gökte Tanrı var demek,
Tanrı dede demek,

Hazret-i Ali’yi öteki üç halifeden üstün sanmak,
Eshab-ı kirama yada fâsık Müslümanlara bile nalet etmek bid’attir.

Namaza başlarken yalnız dil ile niyet etmek bid’attir. Kalb ile niyet şarttır.

Kur’anı, zikirleri, tekbirleri müzikle yada ney çalarak okumak bid’attir, tasavvuf müziği de bid’attir.

Ücretle Kur’an okumak bid’attir.

Hutbenin ikinci kısmında, aşağı basamağa inmek, sonrasında yeniden yukarı basamağa çıkmak,

Mest üstüne mesh etmemek ve çıplak ayağa mesh etmek bid’attir.

Vaazdan sonrasında toplanarak yüksek sesle yakarış yapmak,
Kutsal gecelerde, camilerde fazla ışık yakmak bid’attir.

Kısa sakal ile sünneti yerine getirdiğine inanmak,
Büyük zatların ölüm yıldönümlerinde matem tutmak bid’attir.

Cenaze bulunduğunu bildirmek için, minarelerde salât okumak,
Ölünün 40. ve 52. gecesini yapmak,
Gömüt taşlarına fotoğraf koymak, Fatiha ve övgü yazmak bid’attir.

Türbe yada camilerde tavaf eder benzer biçimde dönmek bid’attir.

Sual: (Namazlardan sonrasında, derhal âyet-el-kürsi okumak lazım iken, ilkin Salâten Tüncinâ’yı ve başka duaları okumak bid’attir. Bu tarz şeyleri, tesbihlerden sonrasında okumalıdır) diyorsunuz.
Sünnet ile farz içinde zikir çekmek, yakarış etmek niçin bid’at olsun? Salâten Tüncinâ’yı ilkin oku, sonrasında oku ne farklıdır? Hem hocamız devamlı bu şekilde okur. O bilmiyor da sen mi biliyorsun?
CEVAP
Biz, saygın eserlerden alarak yazıyoruz. Kendi görüşümüzü din benzer biçimde ortaya sürmekten Tanrı saklasın. Kimin hocası olursa olsun, saygın eserlere aykırı ise, saygınlık edilmez.

Merakıl-felah’ın Tahtavi haşiyesinin tercümesi olan Nimet-i İslam’da, (Farz ile sünnet ve sünnet ile farz içinde konuşmak, sünneti iskat [iptal] etmez. Fakat sünnetin sevabını azaltır. Bir kavle gore de, sünnet sakıt [iptal] olmakla namaz iade olunur) deniyor.

Aynı ifade Dürr-ül Muhtar’da da vardır: (Sünnet ile farz içinde konuşmak, sünneti iskat etmez ise de, sevabını azaltır. Bir şey okumak da konuşmak gibidir. Bazı âlimler, “Sünnet kabul olmaz. Önceki sünneti yeniden kılmak gerekir” buyurmaktadır.)

Bu ifade, Dürr-ül Muhtar’ın Arabi aslının 457, bazı baskılarında 711. sayfasındadır. Türkçe tercümesinde de c.3, s. 40-41’dedir. İbni Âbidin hazretleri, bu ifadeyi açıklarken, (Her türlü okumalar da bu hükme girer) buyurmaktadır.

Şu halde, sünnet ile farz içinde konuşmamalı, yakarış, sure yada üç İhlâs okumamalıdır. Hele bu okumaları âdet hâline getirmek bid’attir. İbadetlere ilave yapmak, dini değişiklik yapmak olur. Hadis-i şerifte, (İbadetleri bizim benzer biçimde yapmayan bizlerden değildir) buyuruluyor. (Mizan-ül kübra)

Peygamber efendimiz iyi mi yakarma etmişse, mezhebimiz bunu iyi mi bildirmişse, o şekilde yakarma edilir. (Şunu yapalım, ötekini ilâve edelim) yada, (Hocamız bu şekilde yapıyordu. Ikimiz de o şekilde yapalım) demek, dinde düzeltim olur. Asla caiz olmaz.

Sünnet ile farz içinde bir şey okumanın sünneti iskat [iptal] edeceği Bahr-ür-raık’ta da yazılıdır.

Tefekkür eder
Sabahın sünnetini evinde kılıp, camiye gelen kimse, konuşmaz, sesli olarak bir şey okumaz. Dudağını kıpırdatmadan kalbinden kelime-i tevhid okuyabilir yada tefekkür eder. Eğer kazaya kalmış namazı var ise, kaza kılar. Kur’an-ı kerim okunuyorsa dinler.

Sabah namazının farzı ile sünneti içinde okunması bildirilen dualar vardır. Bu duaları sabah namazının sünnetinden ilkin yada farzdan sonrasında okumalıdır.
Bu sebeple, İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Sünnetten sonrasında yalnız, (Allahümme entesselam…… ikram) denir. Fazla bir şey okunursa, sünnet namazı, sünnet olan yerinde kılınmamış olur. Bazı âlimler, “Sünnet sakıt olur, yeniden kılınması lazım olur” buyurdu. Farzdan sonrasında olan sünneti (Allahümme entesselam….) dedikten sonrasında, daha çok geciktirmek mekruh olur. Resulullah efendimiz, farzdan sonrasında, (Allahümme entesselam…) diyecek kadar oturup, derhal son sünnete başlardı. Hadis-i şeriflerde, namazlardan sonrasında okunmaları bildirilen “Evrâd” son sünnetlerden sonrasında okunması mümkün. Bu sebeple sünnet namazlar, farzların devamıdır. Son sünnetlerden sonrasında okumaya, farzdan sonrasında okumak denilir. (Resulullah farz namazdan sonrasında Tesbih, Tahmid, Tekbir ve Tehlil okurdu) demek, (Son sünnetlerden sonrasında okurdu) anlama gelir. (Redd-ül Muhtar)

Bunlar, Hanefi mezhebine göredir. Şafii mezhebinde durum farklıdır. Hepimiz kendi mezhebine gore amel etmelidir. Sözgelişi bir Hanefi, “Şafiiler imam arkasında Fatiha okuyor” diye Fatiha okursa, tahrimen mekruh işlemiş olur. Namazı geri vermesi vacip olur.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/08/07/gunumuzde-islenen-bidatler/feed/ 0 5803
Bid’atler mayın gibidir https://www.cennetinbahcesi.com/2019/08/07/bidatler-mayin-gibidir/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/08/07/bidatler-mayin-gibidir/#respond Wed, 07 Aug 2019 03:26:55 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5802

Sual: Dinin bir emrini asla yapmamaktansa, azını yapmanın bir ziyanı olur mu? Birkaç örnek vereyim:
1- Namaz rekatları çoktur. Her vakitte iki yada bir rekat kılsak, asla kılmamaktan daha iyi değil mi?
2- Sünnet suretiyle sakal bırakmayıp yalnız çenede bırakmak, asla bırakmamaktan iyi değil mi?
3- Kurban bayramında koç kesemedim, bir tavuk kestim, asla kesmemekten iyi değil mi?
4- Üç dost da, güçleri yetmediği için ortak bir koç kesmişler. Asla kesmemekten iyi değil midir?
5- Tesbihleri 33 kere değil de 3 er kere çeksek, asla tesbih çekmemekten iyi değil mi?
CEVAP
Bunlar ibadettir. İbadetleri değişiklik yapmak, asla yapmamaktan daha büyük günahtır. Bundan dolayı asla yapmamak bir ihtimal tembellikten ileri gelebilir. Fakat ibadeti değişiklik yapmak, kendi aklını beğenip Tanrı’ın emrini beğenmemekten ileri gelir. İbadet, Tanrı’ın gönderilmiş olduğu Kitaba ve Peygambere uymak anlama gelir. Bir insan, bir işi, Tanrı’ın emri olduğundan değil, kendi aklına uygun geldiği için yaparsa, Ona kulluk yapmamış, dinin emrini yerine getirmemiş olur. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Her bid’at sapıklıktır.) [Müslim]

(Bir bid’at çıkaranın namazı, orucu, haccı, cihadı, tevbesi, farzı, nafilesi ve hiçbir ibadeti kabul olmaz, yağdan kıl çıkar şeklinde, dinden çıkması kolay olur.) [İbni Mace, Deylemi]

(Dinde olmayan bir şey meydana çıkarılırsa, o şey merduddur.) [Buhari]

Bu hadis-i şerifler gösteriyor ki, dinde olmayan bir şeyi ortaya çıkarılır ve bunun yakarma olduğuna inanılırsa, ya da dinin bildirdiğinden bir fazlalık yada noksanlık yapılıp bunu yapmakta sevap beklenirse, bu değişimler, bid’at olur. İslamiyet’e uyulmamış, ona inanç edilmemiş olur. Şimdi sorularınıza maddelerine gore yanıt verelim:
1- Namazları bildirilen rekattan azca yada oldukca kılan, asla kılmamış olur, hatta emri değiştirdiği için bid’at işlemiş, büyük günaha girmiş olur.

2- Sakal, sarık şeklinde sünnet-i zevâiddir. Sünnet diye yalnız çenede sakal bırakmak sünneti değişiklik yapmak olur, bid’at ve haram olur. Oysa herhangi bir mazeretle sakal bırakmamak günah olmaz. Fakat sünnet diye, sünneti değişiklik yapmak günah olur. Bir kimse, namaz bu şekilde kılınır diyerek çeşitli jimnastik hareketleri yapsa, namaz kılmamaktan daha büyük günah işlemiş olur.

3- Dinimiz, tavuktan kurban olmaz diyor. Kurban olur demek Tanrı’ı yalanlamak olur. Dinimiz, Müslüman hanım gayrimüslim erkekle evlenemez diyor. Evlenir diyen Tanrı’ı yalanladığı için kâfir olur.

4- Dinimiz, bir koçu sadece bir şahıs kesebilir diyor. Üç şahıs de kesebilir demek dinin emrini yalanlamak olur.

5- Bir ağacın tam 33 metre uzağında gömü gömülü olsa, öteki bölgelere mayın döşense, ikimiz de, 33. metre olan yeri değil de, sözgelişi 13 yada 43. metre uzaklıktaki yeri kazarsak mayına çarparız, üstelik, hazineye de kavuşamayız. Bundan dolayı gömü 33. metrede gömülüdür. Dinin tüm emirleri böyledir. Bid’atler, haramlar mayın gibidir. Farzlar, sünnetler gömü gibidir.

Sual: Bir ibadeti noksan yada fazla yapmak bid’at deniyor. Eksiğin ziyanı olur fakat fazlanın ne ziyanı olur? Fazla mal göz mü çıkarır?
CEVAP
Emre uyulmamış olur. Doğrusu dinin emri yapılmamış olur. Bildirilen ibadetleri aynen yapmak dinin emridir, noksan fazla yapmayı istemek kendi isteğidir. Bu farkı iyi anlamalı.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/08/07/bidatler-mayin-gibidir/feed/ 0 5802