Anasayfa » Genel (Sayfa 101)

Genel

Allah’a inanmayan insanlara, Allah’ın varlığını nasıl izah edebiliriz?

Her insanın durumuna göre irşâdın yapılması gerekir. Bu bakımdan tebliğ ederken belli kalıplarla sınırlı kalınmamalı, muhatabın durumuna göre tebliğimiz şekillenmelidir. 1. Muhatabın inançsızlığının nasıl bir inançsızlık olduğu; bütüne mi yoksa bazı rükûnlerr mi râcî bulunduğu hususu­nun tespiti lâzımdır ki, etrafında tahşidat yapılması lâzım ge­len meseleye, gereken ehemmiyet verilmiş olsun. Bu arada körü körüne saplantısı olan veya lâubâlî bulunan biriyle de, boşuna …

Devamını oku »:

Cenâb-ı Hakk’ın, yetmiş bin perde arkasında olması, ne anlama gelmektedir?

Yetmiş bin perde, İlâhî sıfatların ve isimlerin tecelli mertebeleri ve mahlûkat âleminin tabakaları manasına gelir. Perdenin görünmeye engel olma manası olduğu gibi, görüntü mahalli manası da vardır; evimizin perdeleri birinciye, sinema perdeleri ikinciye misaldir. Soruda geçen perde kelimesi ikinci manada kullanılmıştır. Her varlık bir perdedir, onda Allah’ın Hâlık (yaratıcı, var edici) ismi okunur. Hayatlar bir perdedir Muhyi (hayat verici) ismini gösterirler. İlâhî isim ve …

Devamını oku »:

Allah Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerinde “Ben” veya “Biz” yerine “o” ifadesini, üçüncü tekili kullanıyor. Bu ne anlama geliyor?

Cümlenin akışına göre, üçüncü tekil şahsa ait “Hu Ve” (O) zamiri, Kur’an’da sıkça kullanılmıştır. Bunun bir çok hikmetleri vardır: a. Arapça gramer açısından, daha önce geçen Allah lafaza-i celalin tekrar edilmesi yerine, ona ait zamiri kullanmak daha edebîdir. b. Allah’a ait “Hu Ve” “O”, zamiri kullanıldığı zaman, muhatabın hayalinde, mertebece kendisinden ve her şeyden çok yüksek olan bir varlık canlanır ve yaratılmışlık ve yaratıcılık ilişkilerinden başka, onunla …

Devamını oku »:

Sonsuzluk bilinebilir mi?

Bir bardağa denizin yerleşmesi mümkün olmadığı gibi, sınırlı olan insan aklının da sonsuzu kavraması mümkün değildir. Şu var ki, insan sonsuzu anlamasa bile onun varlığını bilebilir. Bilmek, inanmak başka, anlamak daha başkadır. İnsanoğlu her şeyiyle sınırlı. Hayatının bir başlangıcı var. Her başlangıç bir sondan haber verdiği için, bu hayatın da bir sonu olacaktır. İşte, başı ve sonu olan bu kısa hayat içerisinde, …

Devamını oku »:

Kalpte Allah sevgisi ve korkusunun dengesini nasıl korumalıyız?

İslâm’a göre, kul, Allah’ı hem sevmeli hem de Ondan korkmalıdır. Cenab-ı Hak, insan ruhunda korku ve sevgi denilen iki mühim his yaratmıştır. İnsan bu hisleri yaratılış gayesine uygun kullandığı takdirde dünya ve ahiret saadetine nail olur. Cenab-ı Hakk’ın cemal ve rahmeti muhabbeti icap ettiği gibi, celal ve azameti de korkuyu iktiza eder. Kul, Cenab-ı Hakk’ı sevmekle rahmetine mazhar olduğu gibi, Ondan korkmakla da azabından kurtulur. Allah’ı sevmenin ölçüsü emirlerine riayet …

Devamını oku »:

“Allah hiçbir yerde olmadığı gibi her yerdedir.” sözünü nasıl anlamalıyız? “Allah bize yakın mıdır?

Allah’ın (cc) mekandan münezzeh olduğunu biliyoruz. Diğer taraftan da bize şah damarımızdan daha yakın. Hem heryerde, hem hiçbir yerde deği,l bu nasıl oluyor? Bu konuyu bir örnekle açıklamaya çalışalım. Mesela Güneş ışığı, ısısı ve yedi rengi vasıtası ile, dünyadaki bütün parlak şeylerde bulunur; her yerde sıfatları hükmünde olan ışık, ısı ve yedi renk ile görülür ve vardır. Fakat Güneş kütlesi ve zatı …

Devamını oku »:

Cenab-ı Hak, hiçbir şeye muhtaç olmadığı hâlde, insanlara ibadeti emretmesi ve bu görevi yerine getirmeyenleri şiddetle tehdit etmesi, nedendir ve ne anlama gelmektedir?

Yer ve gökyüzü sayfalarına dikkatle bakan kimse açıkça anlar ki ,sonsuz bir kudret ve zenginlik sahibi birisi var. Kendisinin en küçük kalbî ihtiyacını görmekle beraber, güneş sistemindeki yıldızları da o ayakta tutuyor. Trilyonlarca canlının hemen her gün rızkını o, temin ediyor. Bitkilerin yağmur ihtiyacını o karşılıyor; denizin, derinliğindeki balıkları o besliyor. Aynı güç ve kudret, yüz sene önce adı bile …

Devamını oku »:

Allah’ta ruh ne demektir? Rûhî = ruhum, rûhih = ruhu, ruhuna/ruhana/ruhina = ruhumuz, Ruhullah, Ruhumuzdan üfledik, ondan bir ruh, gibi ifadeler nasıl anlaşılmalıdır?

Allah’ın insana “ruhundan üflemesi” ifadesi, kuşkusuz, ona hayat, bilinç ve duyarlık, yani bir can bahşettiğini dile getiren mecazî bir ifadedir. Diğer mahluklar gibi Allah tarafından yaratılmış olan “RUH”un Allah’a isnat/izafe edilmesiyle, Hz. Âdem (a.s.)’ın şerefli oluşuna, ana unsurunun güzelliğine, ana maddesinin temizliğine işaret edilmektedir. Bir  padişahın muhatabını şereflendirmek için “Benim kalemimle yaz; benim defterimde yaz” şeklinde kullandığı ifadeden “Kalem ile defterin” padişahın bir paçası olduğu yorumu çıkarılamayacağı …

Devamını oku »:

Esmâ-i hüsnâ, Allah’ın bütün isimleri güzeldir demektedir. Allah’ın isimleri neye dayanmaktadır?

Allah’ın bütün güzel isimleri, ilâhî sıfatlardan birine dayanır. Meselâ, Alîm ismi sıfat-ı sübutiyeden ‘İlim’ sıfatına, ‘Kadîr’ ismi ‘Kudret’ sıfatına, ‘Mütekellim’ ismi ‘Kelam’ sıfatına dayanır. Keza, Evvel ismi, sıfat-ı selbiyeden ‘Kıdem’ sıfatına, ‘Âhir’ ismi, ‘Beka’ sıfatına dayanır. Bazı İslâmî kaynaklarda ilâhî isimlerden, sıfat diye söz edildiği görülür. Meselâ, ‘Kerîm’,Allah’ın bir ismidir. Aynı zamanda Allah’ı kerem sahibi olarak vasıflandırması cihetiyle de sıfat vazifesi görür. ‘Kerîm Allah’ dediğimiz zaman Kerîm ismini sıfat makamında kullanmış oluruz. Allah’ı …

Devamını oku »:

“Allah insana kaldıramayacağı yükü yüklemez.” (Bakara, 2/286) ayeti ahireti kapsar mı?

Ayetten ahiret azabını da çıkarmanın isabetli olduğu kanaatinde değiliz. Çünkü evvela bu ayette söz konusu edilen ve bizim “yük yüklemez” diye tercüme ettiğimiz kelimenin Arapçası “la yükellifu”dur. Teklif kavramı, üstten gelen bir emir doğrultusunda kişinin yapması gereken bir görevdir. İslam’da “Efâl-i mükellefîn” denilen fiiller olarak adlandırılmaktadır. O halde ayette söz konusu olan, “tekâlif-i diniye” denilen dinî görevlerdir. Ayetin açık manası şudur: “Allah hiç kimseye gücünün üstünde bir teklif yapmaz/bir görev yüklemez.” …

Devamını oku »: