Doğru iman bilgileri>Ahiret gününe iman>Ölüm ve kabir hayatı – Cennetin Bahçesi https://www.cennetinbahcesi.com Dini Paylaşım Sitesi Wed, 01 May 2019 23:03:26 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.9 110917297 Müslüman kadının ölümü https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/02/musluman-kadinin-olumu/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/02/musluman-kadinin-olumu/#respond Wed, 01 May 2019 23:03:26 +0000 Ahiret gününe iman>Ölüm ve kabir hayatı]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5337

Sual: Müslüman kadının ölümü iyi mi olur?
CEVAP
Bir Müslüman hanım, lohusa yada hâmileyken yada bulaşıcı bir hastalıktan veya iç hastalıklardan ölmüşse veyahut yabancı erkeklere açık saçık görünmemişse ve kendisinden kocası razı olmuşsa, o hanıma, ölürken Aden melekleri gelip karşısında, saf saf durarak ona izzet ve ikramla merhaba verip şu şekilde derler: (Allahü teâlânın sevgili, şehit kulu, gel çık, ne durursun bu viranede? Senden Allahü teâlâ razı oldu ve senin bu hastalığını bahane edip, günahını bağışladı, sana Aden kayra etti, gel emanetini teslim et!)

O hanım, bu ihsanı görüp, ruhunu vermek istediğinde, etrafına bakıp, (Arkadaşlarımı da dualarla yargılasın, sonrasında ruhumu teslim edeyim) der. Melekler onun bu ricasını arz edince, Cenab-ı Hak, (İzzetim hakkı için, kulumun ricasını kabul ettim) buyurur. Melekler bu müjdeyi ona söylerler. Sonrasında, ölüm meleği, 120 rahmet meleğiyle gelir. Yüzlerinin nuru Arşa çıkmıştır. Ellerinde, Aden yemişleri, kokuları misk benzer biçimde gelmiş olarak, izzet ve ikramla merhaba verip, (Allahü teâlâ, sana merhaba söyler ve Aden verip, habibi Muhammed aleyhisselama komşu ve hazret-i Âişe’ye dost eyler) derler. Bu imanlı hanım, bu sözleri işitince, gözlerinin perdesi açılır, ehl-i inanç bayanları görür. Bunlardan, günahkâr olup, azap olunanları görünce, (Onların günahlarını da bağışla Rabbim!) diye yakarış eder. Cenab-ı izzetten, (Ey kulum! Arzularını yerine getirdim, ver emanetini, Habibimin hanımı ve kızı seni bekliyorlar) diye bir ses gelir.

Derhal bu hitabı işitince, canı titrer, ayakları atılır, terler döker ve can vermek üzereyken, iki melek gelir. Ellerinde alevden bir çomak vardır, sağ yanında biri, sol yanında biri durur.

Şeytan da koşup gelir ve (Gerçi bundan bizlere yarar yok, fakat ben gene görevimi yerine getireyim) diyerek, elinde bir cevherli çanak içinde buzlu su vardır, bu sûretle gelip, suyu gösterir. O melekler, o habisi görünce, ellerindeki çomaklarla vurarak, elindeki çanağı kırıp, kendisini kovarlar. O Müslüman hanım bunu görünce güler. Sonrasında, o huriler, ona cevherli kâseyle Kevser şarabı verirler, içer. Aden şarabının lezzetinden canı sıçrayıp kadehe yapışır ve ölüm meleği canını o kadehten alır. Melekler, (İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râci’ûn) derler. Canı alıp, gökleri seyrettirip, Cennete götürürler ve oradaki makamını gösterip, derhal gene, ölünün başucuna getirirler.

Ne süre ki, elbiselerini çıkarıp, saçını çözdüklerinde, ruhu derhal cesedinin başucuna gelip, (Ey yıkayıcı! Yavaş ol! Zira Azrail pençesinden can yarası yemiştir. Tenim de oldukça zahmet çekmiştir ve sarsılmıştır) der. Teneşire vardığında, (Suyu oldukça sıcak etme! Tenim pek zayıftır. Sav beni elinizden kurtarın ki, rahat olayım) der. Yıkayıp kefene sarılınca bir miktar durur, gene der ki:
(Bu dünyayı son görüşümdür. Hısım ve akrabalarımı göreyim, onlar da beni görsünler ve öğrenek alsınlar. Onlar da bigün benim benzer biçimde öleceklerinden, ardımdan feryat etmesinler. Beni unutmayıp, Kur’an-ı kerim okuyarak sevabını göndersinler. Her gün yapamasalar da, cuma ve bayramlarda beni hatırlayıp hayır hasenat yapsınlar. Benim mirasım için, aralarında çekişmesinler ki, kabirde azap görmeyeyim.)

Sonrasında, musalla üstüne konulduğunda ise, (Rahat kalınca, ey oğlum ve kızım, anam ve babam! Bunun benzer biçimde ayrılık günü yoktur. Görüşmemiz kıyamete kaldı. Elveda olsun sizlere, ey ardımdan gözyaşı dökenler!) der. Namazı kılınıp, omuza alındığında da (Beni yavaş yavaş götürün! Eğer kastınız sevab kazanmaksa, bana zahmet vermeyin! Sizden Allahü teâlâya hoşnutluk götüreyim!) der. Mezar kenarına konulduğunda ise şu nasihati yapar:
(Görün benim hâlimi de, öğrenek alın! Şimdi beni, karanlık yere koyup gidersiniz. Ben amelimle kalırım. Bu anları görüp vefasız, yalancı dünyanın hilesine aldanmayınız!)

Definden sonrasında salih bir kimse, sünnet olan telkini yapmasını bekler. Kabrine konunca can, ölünün başucuna gelir. Allahü teâlânın talimatıyla, ölü, kabirde uykudan uyanır benzer biçimde uyanır ve görür ki, bir karanlık yerdedir. Yakınlarına seslenip, ışık yakmalarını söyler, fakat ses gelmez.

Mezar yarılıp, iki sual meleği [Münker ve Nekir] görünür. Bunların ağızlarından yalın ateşler ve burunlarından, siyah dumanlar çıkmaktadır. Bu hâlde, ona (Rabbin kim, dinin ne ve Peygamberin kim?) derler. Bunlara doğru yanıt verirse, o melekler, onu Hak teâlânın rahmetiyle müjdeleyip giderler. Derhal o anda kabrin sağ tarafınca bir pencere açılır ve bir ay yüzlü şahıs çıkıp yanına gelir. Bu imanlı hanım ona bakıp sevinir. (Sen kimsin?) diye sorar. (Ben senin, dünyada, sabrından ve şükründen yaratıldım. Kıyamete kadar, sana yoldaş olurum) diye yanıt verir. (Aden Yolu İlmihali)

Müslüman olarak yaşayıp, Müslüman olarak ölmeye çalışmalıdır.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/02/musluman-kadinin-olumu/feed/ 0 5337
Kâfirlerin ölümü https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/kafirlerin-olumu/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/kafirlerin-olumu/#respond Wed, 01 May 2019 18:03:03 +0000 Ahiret gününe iman>Ölüm ve kabir hayatı]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5336

Sual: Kâfirlerin ölümü iyi mi olur?
CEVAP
Bir kâfir öleceği vakit, bakış açısından perde kaldırılır. Aden gösterilir. Melek ona, (Ey kâfir! Yanlış yoldaydın. Hak olan İslam dinini beğenmezdin. İmansız olduğun için Cennete giremezsin. Cennete sadece Muhammed aleyhisselamın Allahü teâlâdan getirmiş olduğu bilgilere inanan gidecektir) der. Cennetteki nimetleri görür. Aden hurileri de, (İman eden, Allahü teâlânın azabından kurtulur) derler. Birazcık sonrasında şeytan, bir papaz şeklinde görünür. (Ey filân oğlu filân! O gelenler yalan söylemiş oldu. O gördüğün nimetler, hep senin olacaktır) der. Sonrasında Cehennem gösterilir. Alevden dağları, katırlar şeklinde akrepleri, çıyanları vardır. Hadis-i şeriflerde bildirilen azapları görür. Cehennemdeki Zebani denilen azap melekleri, alevden çomakla vururlar. Ağızlarından alevler çıkar. Boyları minare şeklinde, dişleri öküz boynuzu gibidir. Gök gürültüsü şeklinde seslenirler. Kâfir bunların sesinden titreyip yüzünü şeytana çevirir. Şeytan, korkusundan dayanamayıp kaçar. Melekler yakalayıp şeytanı yere vururlar. Bu kâfire gelip (Ey kâfir, dünyada Resulullah’a inanmadın. Şimdi de meleklere inanmadın, melun şeytana gene aldandın) derler.

Boynuna alevden zincirler takıp, ayaklarını başından aşırıp, sağ elini sol böğrüne, sol elini sağına yerleştirip, arkadan çıkarırlar. Bağırır, dünyadaki yaltakçılarını çağırır. Zebaniler, (Ey kâfir, ey Müslümanlarla alay eden ahmak! İmdat isteme zamanı geçti. Artık inanç ve yakarma kabul olmaz. Küfrünün cezasını çekme zamanı geldi) derler. Dilini ensesinden çekerler. Gözlerini çıkarırlar. Türlü türlü fazlaca acı azaplar yaparak, habis ruhunu alır, Cehenneme atarlar. Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselamın dininde ve yüce Peygamberin dinini doğru bir halde bizlere ulaştıran Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında yazılı itikada uygun can vermemizi nasip eylesin! Âmin. (Aden Yolu İlmihali)

Sual: Ölmekte olan bir kimsenin yüzü kararmış ise, bu kimsenin imansız gittiğine mi alamettir?
Yanıt: Bir kimsenin imanlı yada imansız olarak öldüğünü söylemek zor olsa gerek. Sadece alametler hakkında İmâm-ı Gazâlî hazretleri buyuruyor ki:
“Eğer ölünün ağzından tükürüğü akmış, dudağı sarkmış, yüzü kararmış, gözü dönmüş ise, bilmiş ol ki, o şakidir. Ahiretteki şekavetini görmüştür.”

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/kafirlerin-olumu/feed/ 0 5336
Ölüm alameti https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/olum-alameti/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/olum-alameti/#respond Wed, 01 May 2019 12:59:48 +0000 Ahiret gününe iman>Ölüm ve kabir hayatı]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5335

Sual: Bir kimsenin öldüğü iyi mi anlaşılır? Ölünce, ne yapmak gerekir?
CEVAP
Sertleşme, soğuma ve kokma, ölüm alametidir. Soluğun kesilmesi, ağzına tutulan aynanın buğulanmamasıyla; kalbin durduğu, nabızla anlaşılır. Ölüm anlaşılınca, gözlerini kapamak ve çenesini bağlamak sünnettir. Çenesi, geniş bezle başı üzerine bağlanır. Gözlerini kaparken, (Bismillahi ve alâ milleti Resulullah. Allahümme yessir aleyhi emrehü ve sehhel aleyhi mâ ba’dehü ve üs’ıd’hü bilikâike, Vec’al mâ harece’yhi fanatik mimmâ harece anh) duasını okumak sünnettir.

Manası, (Tanrı’ın adıyla ve Resulullahın dini suretiyle, yâ Rabbi bunun işini kolaylaştır! Sonunu âsan eyle! Sana kavuşmakla kendisini bahtiyar kıl! Varacağı yeri, çıkmış olduğu yerden daha hayırlı eyle) anlamına gelir.

Soğumadan ilkin, el parmaklarını, dirseklerini, dizlerini açıp kapayıp, kollarını ve bacaklarını düz bırakmak sünnettir. Böylece, yıkaması ve kefene sarması kolay olur.

Soğumadan ilkin, elbisesi çıkarılıp, geniş, hafifçe bir çarşafla örtülür. Çarşafın bir ucu başının altına, öteki ucu ayakları altına sokulur. Karnı üstüne, çarşafın üzerine yada altına, bir bıçak, demir şeklinde bir ağırlık konup, şişmesi önlenir.

Sual: Ölmekte olan bir kimsede, son olarak kaybolan görmesi mi, işitmesi midir?
Yanıt: Mevzu ile ilgili olarak, İmam-ı Gazâlî hazretleri, “Dürre-tül Fâhire fî-keşf-i ulûm-il-âhıre” kitabında buyuruyor ki:
“Ölünün his duygularından son olarak kaybedeceği şey işitmesidir. Zira ruh kalpten ayrılmış olduğu zaman yalnız görmesi bozulur. Fakat işitmek, ruh kabzoluncaya kadar kaybolmaz. Bunun için Fahr-i âlem efendimiz; (Ölüm hastalığında olanlara şehâdeteyn-i kelimeteyn ki, “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah”tır. Bu kelimeyi telkin ediniz!) buyurmuştur.”

Ölüm anındaki insanoğlunun hali
Sual: İnsan ölürken ruhunu bir tek bir melek mi alır yoksa başka melekler de bulunur mu ve ölüm anında insanoğlunun hâli iyi mi olur?

Yanıt: Bu mevzu ile ilgili olarak, İmam-ı Gazâlî hazretleri, “Dürre-tül Fâhire fî-keşf-i ulûm-il-âhıre” kitabında buyuruyor ki:
“Allahü teâlâ, insanı yaşamı süresince, dünyada durdurur. Belli olan eceli gelinceye, rızkı tükeninceye ve ezelde takdir edilmiş olan amelleri bitinceye kadar, dünyada durur. Ölümü yaklaştığında dört melek gelir. Bunların biri, ruhunu sağ ayağından, biri sol ayağından, biri sağ elinden ve biri sol elinden çekerler. Oldukca kez, ruhu gargara hâline gelmeden, melekleri, yaptıkları işleri, kendi âlemlerinde durdukları hâl suretiyle görür. Eğer dili söylerse, onları haber verir. Oldukca kez da, görmüş olduğu şeyleri, şeytanın bir işi zanneder. Lisanı tutuluncaya kadar hareketsiz kalır. Bu hâlde, gene melekler ruhunu parmak uçlarından çekerler. Soluğu ise, sanki saka kırbasından su boşalır şeklinde, gırıl gırıl öter. Fâcirin ruhu da yaş keçeye takılmış olan diken çekilir şeklinde çıkarılır ki, bunu insanların en üstünü olan Peygamber efendimiz haber verdi. Bu hâlde iken o kimse, karnını diken ile dolu zanneder. Ruhunu da, sanki bir iğne deliğinden çıkıyor, gök yere bitişiyor ve kendisi içinde kalıyor zan eder. Hazret-i Ka’bül-ahbârdan, ölüm iyi mi oluyor diye sual edilince, cevaben;
‘Bir diken dalını bir kişinin içine koymuşlar. Ve güçlü bir kimse onu çekiyor. Kestiğini kesiyor. Kalan kalıyor şeklinde buldum’ buyurmuştur. Peygamber efendimiz de buyurdu ki:
(Normal olarak ölüm acılarından birinin sertliği, üçyüz kere kılıç vurmaktan daha şiddetlidir.)

İşte bu zamanda insanoğlunun cesedi terler. Gözleri hızlıca iki tarafa gider. Burnunun iki tarafı çekilir. Göğüs kemikleri kalkar, soluğu kabarır, benzi sararır.”

Ölenin ruhunu görmek
Sual: Bir kimse, vefat etmiş olduğu vakit, bu vefat eden kimsenin ruhunu, hayatta olanlardan bazı görenler oluyormuş, bu tarz bir olay olabilir mi ve bu bilgiler doğru mudur?
Yanıt:
Bu mevzuda İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin Dürret-ül fâhıre kitabında deniyor ki:
“Vefat eden kimsenin ruhu, cesede geri döndürüldüğü vakit kendi cesedini yıkanırken bulur ve başı ucunda gasli, yıkanması bitinceye kadar durur. Allahü teâlâ iyiliğini istediği kimsenin bakış açısından perdeyi kaldırır ve o kimse, ölünün ruhunu dünyadaki insan suretinde görür. Bir zat oğlunu yıkarken başı ucunda bulunduğunu görmüş oldu. Kendisine korku gelip görmüş olduğu taraftan öteki tarafa geçti. Kefenine sarılıncaya kadar bu hâli görmüş oldu. Kefene sarılınca, o şahsın şeklindeki ruh kefene geri döndü. Yıkanıp, kefenlenip tabut içine koyunca da ölenin ruhunu görenler oldu. Rebî bin Heysem hazretlerinden rivayet edildi ki; bir zat, yıkayan kimsenin elinde hareket etmiştir. Gene hazret-i Ebu Bekir zamanında bir ölünün tabut üstünde iken konuşmuş olduğu görüldü ki, hazret-i Ebu Bekir ve hazret-i Ömer’in faziletlerini zikir etti.

Ölenin bu hâllerini görenler, melekler âlemini seyreden evliya şu demek oluyor ki velilerdir. Allahü teâlâ dilediği kimsenin bakış açısından ve kulağından perdeyi kaldırır, o da bu hâli görür ve bilir.

Ölü kefene sarılmış olduğu vakit ruh hariçte, dışarıda olarak göğse yakın gelir. Bu sırada onun bağırması ve inlemesi vardır. Der ki; beni Rabbimin rahmetine acil götürünüz. Eğer bana kayra olunan nimetleri bilseydiniz, beni götürmekte acil ederdiniz.

Eğer şekâvet, Cehennem azabı ile korkutulmuş ise, der ki; aman bana azâb-ı ilâhiden bir süre mühlet, vakit verip, ağır götürünüz. Eğer bilseydiniz, elbet beni omuzunuzda taşımazdınız. Bunun için, Resûlullah efendimiz, bir cenaze görünce, derhal ayağa kalkarlar, kırk adım kadar o cenaze ile birlikte giderlerdi.”

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/olum-alameti/feed/ 0 5335
Önce ölenin suçu https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/once-olenin-sucu/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/once-olenin-sucu/#respond Wed, 01 May 2019 07:58:50 +0000 Ahiret gününe iman>Ölüm ve kabir hayatı]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5334 ]]> https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/once-olenin-sucu/feed/ 0 5334 Ölüme hazırlanmak için https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/olume-hazirlanmak-icin/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/olume-hazirlanmak-icin/#respond Wed, 01 May 2019 02:58:44 +0000 Ahiret gününe iman>Ölüm ve kabir hayatı]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5333 ]]> https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/olume-hazirlanmak-icin/feed/ 0 5333 İmanla ölmek için https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/imanla-olmek-icin/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/imanla-olmek-icin/#respond Tue, 30 Apr 2019 21:55:19 +0000 Ahiret gününe iman>Ölüm ve kabir hayatı]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5332

Sual: İmanla ölmek için neler gerekir?
CEVAP
İmanla ölmek için, doğru inanç sahibi olmaya, salih ameller yapmış olup, salih dostlar edinmeye çalışmak gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kulun Kıyamet günü ilk hesaba çekileceği ameli namazdır. Eğer o muntazam çıkarsa, öteki amelleri de muntazam olur. Eğer o bozuk çıkarsa öteki amelleri de bozuk olur.) [Taberani]

(“Sübhanallah” demek mizanın sevap kefesinin yarısını doldurur. “Elhamdülillah” demek ise tamamını doldurur. Tekbir getirmek gökle yer arasını doldurur.) [Tirmizi]

(Mizanda en ağır gelen şu beş kelimedir: “Sübhânallahi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallahü vallâhü ekber” ve kendinden evvel ölen salih evlat sebebi ile beklediği ecirdir.) [Nesai]

(Vallahi billahi ki, yer ve gök arasındakiler getirilse, mizanın bir kefesine konulsa.”Lâ ilâhe illallah” ise öteki kefeye konulsa, muhakkak onlara ağır basar.) [Taberani]

(80 yaşına gelen Müslüman, mizana getirilmez, sorguya çekilmez ve kendisine hadi Cennete gir denir) [Ebu Nuaym]

(Cebrail aleyhisselam, haber getirdi ki: “Dilediğin kadar yaşa normal olarak öleceksin. İstediğini sev nihayet ondan ayrılacaksın. İstediğini yap nihayet onun hesabını vereceksin.”) [Taberani]

(Hepimiz bir an bile biri ile arkadaşlık etse, arkadaşlığının hesabını verecektir.) [İbni Cerir]

Sual: Bir kimsenin, imanlı olarak ahirete gideceği, öncesinden belli olur mu yoksa son nefeste mi belli olur?
Yanıt: Mümin ve kâfir, son nefeste belli olur. Birçok kimse, tüm ömrünce kâfir kalıp, sonunda imana kavuşabilir. Tüm ömrü inanç ile geçip, sonunda tersine dönen, imansız giden de olur. Kıyamette, insanların son nefesteki hâline bakılır.

Sual: Bir kimsenin mutlak inanç ile öleceğini söylemek, dinen uygun mudur?
Yanıt:
Bir kimsenin mutlak inanç ile öleceğini söyleyebilmek için, o kimse hakkında âyet yada hadis olması lazımdır. Zira bir kimsenin mümin yada kâfir olarak öleceği, son nefeste belli olur. Birçok kimse, tüm ömrünce kâfir kalıp, sonunda imana kavuşur. Tüm ömrü inanç ile geçip, sonunda tersine dönen de olur.

Sual: Hayatta olan herhangi bir Müslüman için, “muhakkak Cennetliktir” denilebilir mi?
Yanıt:
Bir insanoğlunun ahirette mümin olup olmayacağı, son nefeste belli olur. Altmış senelik bir kâfir, ölümünden azca ilkin, Müslüman olsa, ahirette mümin olarak dirilir. Peygamberlerden ve Cennete gidecekleri bildirilmiş olanlardan başka, asla kimse için Cennetliktir denilemez. Bundan dolayı, son nefesin iyi mi olacağı bilinemez.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/05/01/imanla-olmek-icin/feed/ 0 5332
Kabir azabından kurtulmak için https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/30/kabir-azabindan-kurtulmak-icin/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/30/kabir-azabindan-kurtulmak-icin/#respond Tue, 30 Apr 2019 16:54:57 +0000 Ahiret gününe iman>Ölüm ve kabir hayatı]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5331

Sual: Kabir azabından kurtulmak için ne yapmak gerekir?
CEVAP
Kabir yada Cehennem azabından kurtulmak için itikadı muntazam bir Müslüman olmak ve dinimizin emirlerine riayet etmek, yasakladıklarından kaçmak şarttır.

Kabir azabı en oldukça, üzerine idrar sıçratan ve Müslümanlar içinde söz taşıyana olur. Cuma günü yada gecesi ölenler, her gece Tebareke [ve secde] suresini okuyanlar ve ölüm hastalığında İhlâs suresi okuyanlara mezar suali olmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz kılmayanın kabri ateşle dolar. Gece-gündüz onu yakar. Bir tinnin, her namaz vaktinde onu sokar.) [Kurretül-uyun]

(Tebareke suresini okumak mezar azabından korur.) [İbni Mürdeveyh]

(Cuma günü yada gecesi ölen mümine mezar azabı olmaz.) [Tirmizi, Ebu Nuaym]

(Sadaka, mezar azabından korur.) [Beyheki]

(Kovuculuk, mezar azabına sebep olur.) [Beyheki]

(Kabir azabının bir çok, üstüne idrar sıçratmaktan olacaktır.) [İ.Mace, Nesai, Hakim, Dare Kutni]

(Cuma gecesi “Fâtiha” ve 15 kere “İzâ zülzilet” okuyarak iki rekât namaz kılan mezar azabından güvenli olur.) [Deylemi]

(Fisebilillah gözcü olarak vefat eden mezar azabı görmez.) [İ. Ahmed]

(Recebin ilk Cuma gecesini ihya eden [saygı gösteren], mezar azabından kurtulur.) [S. Ebediyye]

(Kabir, ahiret konaklarından ilkidir. Bundan kurtulan için ötesi kolaydır. Kurtulamayana ise ötesi oldukça zor olsa gerek.) [Tirmizi]

(Bir müminin kabrini ziyaret ederken, Allahümme inni eselüke-bi-hurmet-i Muhammed aleyhisselam en la tüazzibe hazelmeyyit derse, o ölünün azabı kıyamete kadar kaldırılır.) [Etfal-ül müslimin]

Hazret-i Ali’den gelen bir rivayette, mezar azabından kurtulmak için, şunlar tavsiye edilmiştir:
1- Âyet-el-kürsiyi oldukça okumak.
2- Cuma günleri iki rekât namaz kılmak. [Kaza namazı borcu olan nafile namaz kılamaz. Birinci rekatte Fatiha ile Tebareke, 2. rekatte Fatiha ile İhlâs okunur.]3– Her gün yüz İhlâs okumak. (Zühre-tür-Riyaz)

Kabir azabından kurtulmak için
Sual: Kabirde azab var mıdır eğer kabirde var ise bu azabtan korunmak, kurtulmak için ne yada neler yapmalıdır?
Yanıt:
İslâm alimlerinin büyüklerinden olan İmâm-ı Rabbânî hazretleri, mevzu ile ilgili olarak buyuruyor ki:
“Kabirde azab yapılacağı sahih ve meşhur hadislerle, hatta Kur’ân-ı kerimdeki âyetlerle bildirilmiştir. Ölülerin hâli, dünyadaki dirilerin yaşamı benzer biçimde değildir. Dünyanın nizamı için, buradaki hayatta hem his, hem de istekle, irade ile hareket vardır. Kabir hayatında, ölülerin azab ve acı duymaları için yalnız hissetmeleri yetişir. Kabirde ruhun bedene bağlanması, diri iken bağlanmasının yarısı kadardır. İşte bunun için ölüler, azabı duydukları hâlde, hareket etmez ve kıpırdayamazlar.

Kabir azabı, rüya benzer biçimde değildir. Kabir azabı, azabın görüntüsü değil, azabın kendisidir. Kabir azabı, ahiret azablarındandır. Dünya azabları, ahiret azabları yanında asla kalır. Eğer ahiret azablarından bir kıvılcım dünyaya gelse, her şeyi yakar, yok eder.”

Peygamber efendimiz mezar yaşamı hakkında:
(Kabir, dünya konaklarının sonu, ahiret menzillerinin ilki olup, ya Aden bahçelerinden bir bahçe, ya da Cehennem çukurlarından bir çukurdur.) buyurmuşlardır.

Kabir ehli de acı ve zahmet çekmiş olduğu için Peygamber efendimiz, ölünün kemiklerini kırmayı yasaklamıştır. Kabrin üzerine oturan bir hiç kimseye:
(Ölüye kabirlerinde eza etmeyiniz! Diriler, evlerinde, elem, zahmet duyup hissettikleri benzer biçimde, ölü de kabrinde öylece elem ve eza duyar) buyurmuşlardır.

Meyyit, kabre konulunca, ne kadar salih, iyi kimse olsa da mezar onu sıkar. Sa’d bin Muâz hazretleri, eshâb-ı kiramdan, sayısız erdem ve kerametler sahibi bir zat idi. Hatta vefat edince Arş-ı rahman onun için titremişti. Buna karşın kabre konulduğunda toprak onu sıktı. Peygamber efendimiz;
(Toprak Sa’d bin Muâz’ı öyleki sıktı ki, iki tarafındaki kemikler birbirine geçti.) buyurarak haber verdi.

Kabir, Eshab-ı kirama bu şekilde olursa, acaba bizlere iyi mi olur! Ya bir de imansız ölenlerin hali nice olur?

Ebülleys-i Semerkandî hazretleri buyuruyor ki:
“Kabir azabından kurtulmak isteyen, namaza devam etmeli, sadaka vermeli, Kur’ân-ı kerim okumalı, Allahü teâlâyı oldukça tesbih etmeli; hainlikten, dedikodudan ve üstüne idrar sıçratmaktan kaçmalıdır.”

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/30/kabir-azabindan-kurtulmak-icin/feed/ 0 5331
Herkesi kabir sıkar https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/30/herkesi-kabir-sikar/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/30/herkesi-kabir-sikar/#respond Tue, 30 Apr 2019 11:53:50 +0000 Ahiret gününe iman>Ölüm ve kabir hayatı]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5330

Sual: Kabir sıkması diye bir şey var mıdır?
CEVAP
Normal olarak vardır. Kabir azabı ve kabrin sıkmasına inanmayan bid’at sahibi olur. Hakkında hadis olsa da, olmasa da, kabir azabına inanmam diyen dinden çıkar.

İmam-ı a’zam hazretleri buyurdu ki:
Kabirde ruhun cesede iadesi ve kabrin sıkması ve azap edilmesi haktır. (Kavl-ül fasl)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Kabrin bedeni sıkması vardır. (3/17)

İmam-ı Gazali hazretleri de buyuruyor ki:
Kabir azabı ruha ve cesede beraber olacaktır. (İhya)

Kara ve denizde ölene de sual sorulur. (Nuhbet-ül-leâli s.116, Bidaye s.91)

Ahirette peygamberler dâhil, her insana sual sorulacağı şeklinde, kabir sıkması da her insana olacaktır. Kâfirleri ve fâsıkları oldukca şiddetli sıkacaktır. Peygamber, sahabe ve salihleri ise adeta okşar şeklinde hafifçe sıkacaktır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Kabrin sıkmasından kurtulan biri olsaydı, Sa’d bin Muaz kurtulurdu.) [İ.Ahmed]

(Zekeriya oğlu Yahya’yı kabrin sıkması, yediği bir arpa sebebi ile olmuştur.) [İ. Rafii]

(Kabrin sıkması bir müminin affedilmemiş günahlarına kefarettir.) [İ. Rafii]

(Vallahi billahi ki, 99 ejderha Kıyamete kadar, kâfire kabrinde azap eder.) [Ebu Ya’la]

(Namazı özürsüz kılmayana, Allahü teâlâ 15 sorun verir. Bunlardan altısı dünyada, üçü ölüm anında, üçü kabirde, üçü kabirden kalkarken olur. Kabirde çekeceği acılar şunlardır:
1- Kabir onu sıkar. Kemikleri birbirine geçer.
2- Kabri ateşle doldurulur. Gece, gündüz onu yakar.
3- Allahü teâlâ, kabrine oldukca büyük yılan gönderir. Dünya yılanlarına benzemez. Her gün, her namaz vaktinde onu sokar. Bir an bırakmaz.)
[Kurretül’uyun]

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İyi bir kimse, talihli bir insan, kusurları, günahları, lütuf ve kayra ile af olunan ve yüzüne vurulmayan kimsedir. Eğer günahı yüzüne vurulursa ve bunun için de, acıma olunarak, yalnız dünya sıkıntıları çektirilip günahları, böylece temizlenen kimse de, oldukca talihlidir. Bu şekilde de temizlenmeyip, geri kalan günahları için, kabir sıkması ve kabir azabı çekerek günahları biten, kıyamette, mahşer meydanına günahsız olarak götürülen de, ne kadar oldukca talihlidir. Eğer bu şekilde yapmayıp, ahirette de cezalandırılırsa, gene adalettir. Fakat o gün, günahlı olan ve utangaç ve yüzleri kara olan, ne kadar güç durumdadır. Fakat bunlardan, Müslüman olanlara gene acınacak, bunlar, sonunda gene merhamete kavuşacak, Cehennem azabında, sonsuz kalmaktan kurtulacaktır. Bu da, büyük bir nimettir. (1/266)

Ölü kabre konunca, bilinmeyen bir yaşam ile dirilecek, rahat yada azap görecektir. Münker ve Nekir adındaki iki meleğin, bilinmeyen korkulu insan şeklinde mezara gelip sual soracaklarını hadis-i şerifler açıkça bildirmektedir. Doğru yanıt verenlerin kabri genişleyecek, buraya Cennetten bir pencere açılacaktır. Sabah ve akşam, Cennetteki yerlerini görüp, melekler tarafınca iyilikler yapılacak, müjdeler verilecektir. Doğru yanıt veremezse, demir tokmaklarla o şekilde vurulacak ki, bağırmasını, insandan ve cinden başka her mahlûk işitecektir. Kabir o denli daralır ki, kemiklerini birbirine geçirecek şeklinde sıkar. Cehennemden bir pencere açılır. Sabah ve akşam Cehennemdeki yerini görüp, mezarda, mahşere kadar, acı azaplar çeker. (Her insana Lazım Olan İman)

Sual: Kabrin sıkması, Müslümanların iyilerine de azab şeklinde mi yoksa nimet şeklinde mi olur?
Yanıt:
Kabir sıkması, kafirlere azab, müminlere ise, ikram içindir. Sözgelişi bir anne kaybolan çocuğunu bulsa, luktan onu iyi mi bağrına bastırırsa, kabir de salihleri bu şekilde sıkar. Peygamber efendimiz:
(Ölü imansız ise, kabir onu o şekilde sıkar ki, kaburga kemikleri birbirine geçer. Kabirden kalkıncaya kadar azab içinde kalır.) buyurmuşlardır.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/30/herkesi-kabir-sikar/feed/ 0 5330
Kabir azabı kâbus gibi değildir https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/30/kabir-azabi-kabus-gibi-degildir/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/30/kabir-azabi-kabus-gibi-degildir/#respond Tue, 30 Apr 2019 06:49:33 +0000 Ahiret gününe iman>Ölüm ve kabir hayatı]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5329

Sual: Ölüme rüya, mezar azabına kâbus demek doğru mudur?
CEVAP
Hayır, oldukca yanlıştır. Ölüm, mümin için nimet, kâfir için musibettir. Allahü teâlâ, Azrail aleyhisselama, (Dostlarımın canını kolay al, düşmanlarımınkini de güç al) buyurdu.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin öleceği zaman, rahmet meleklerini görür, can verme acısını duymaz. Ruhu tereyağından kıl çeker gibi, kolay çıkar, nimetlere kavuşur.) [Bezzar]

Mümin bu anda oldukca sevinir. Hazret-i Azrail, bu şekilde mümine, (Korkma, Erhamürrahimine gidiyorsun, aslolan vatanına kavuşuyorsun, büyük devlete erişiyorsun) der. Bu şekilde hiç kimseye bundan daha şerefli bigün yoktur. Müminin ruhunun bedenden ayrılması, kısaca ölmesi, esirin hapisten kurtulması gibidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ölüm, mümine en kıymetli hediyedir.) [Taberani]

Ölmek, rüya değildir. Ölmek yok olmak da değildir. Varlığı bozmayan bir iştir. Ölüm, ruhun bedene olan bağlılığının sona ermesidir. Ruhun bedenden ayrılmasıdır. Ölüm, bir halden başka hale dönmesi, bir evden bir eve göçtür. Allahü teâlâya kavuşmayı isteyen mümin, ölümü fena görmez. Bundan dolayı ölüm, dostu dosta kavuşturan bir köprüdür. Cenneti seven ve ona hazırlanan ölümü sever. Bundan dolayı ölüm olmayınca Cennete girilmez.

Dünya yaşamı rüya gibidir. Ölüm uyandırıp rüya bitecek, hakiki yaşam başlayacaktır. Hadis-i şerifte, (İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar) buyuruldu. (Sefer-i Ahiret)

Kabir azabı kâbus değil, hakiki azaptır. Bu hususlar hadis-i şeriflerle açıkça bildirilmiştir. Ölünce müminin ruhu nimetlere kavuşur, kâfirinki ise azaba maruz kalır. Hadis-i şerifte, (Kabir ya Aden bahçesi yada Cehennem çukurudur) buyuruldu. (Tirmizi)

İnsanlar uykudadır
Sual:
(İnsanlar uykudadır) hadisine, peygamber de dâhil mi?
CEVAP
Enbiya ve evliya ölmeden ilkin ölmüş, öldükten sonrasında verilecek nimetlere kavuşmuş, dünyada gafletten uyanmıştır.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/30/kabir-azabi-kabus-gibi-degildir/feed/ 0 5329
Kabir sualleri https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/30/kabir-sualleri/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/30/kabir-sualleri/#respond Tue, 30 Apr 2019 01:49:15 +0000 Ahiret gününe iman>Ölüm ve kabir hayatı]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5328

Sual: Kabirde ne sorulacak, cevapları nedir?
CEVAP
Kabir sualine yanıt olmak suretiyle şunları öğrenmelidir:

Rabbin kim?
CEVAP
Allahü teâlâ.

Dinin nedir?
CEVAP

İslâm dini.

Hangi Peygamberin ümmetindensin?
CEVAP

Muhammed aleyhisselamın.

Kitabın nedir?
CEVAP

Kur’an-ı kerim.

Kıblen neresidir?
CEVAP
Kâbe-i muazzama.

İtikadda mezhebin nedir?
CEVAP

Ehl-i sünnet vel cemaat.

Amelde mezhebin nedir?
CEVAP

4 mezhepten hangisi ise, örneğin Hanefi, Maliki, Şafii ve Hanbeli’den biri söylenir.

Ek olarak aşağıdaki esasları da bilmek lazımdır:

Kimin zürriyetindensin?
CEVAP

Âdem aleyhisselamın.

Kimin milletindensin?
CEVAP

İbrahim aleyhisselamın.

İman nedir? Amentü’nün esasları nedir?
CEVAP

İman, Muhammed aleyhisselamın Allahü teâlâ tarafınca getirmiş olduğu komut ve yasaklara inanmak ve inandığını dil ile söylemek anlamına gelir.

İman, Amentü’de bildirilen altı esasa inanmak ve Allahü teâlâ tarafınca bildirilen komut ve yasakların tamamını kabul etmek ve beğenmektir.

Amentü şöyledir:
Âmentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rüsülihi vel yevmil ahiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel ba’sü ba’del mevti hakkun. Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resülühü.

[Yani, Allah’a, meleklerine, gönderdiği kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, öldükten sonra dirilmeye inanıyorum. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın da Allah’ın kulu ve son Peygamberi olduğuna şehadet ediyorum.]

İslam’ın şartları nedir?
CEVAP

Şunlardır:
1- Kelime-i şehadet getirmek
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü demek. Manası şudur:
(Ben şehadet ederim ki, [Yani görmüş gibi bilirim ve bildiririm ki] Tanrı’tan başka ilah yoktur. Ve gene şehadet ederim ki, Muhammed aleyhisselam Onun kulu ve resulüdür.)
Resulullaha inanmak demek, Onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanmak ve hepsini beğenmek anlamına gelir.
2- Namaz kılmak
3- Zekât vermek
4- Oruç tutmak
5- Hac etmek

Allahü teâlânın sıfatları nedir?
CEVAP

Allahü teâlânın Ödat-ı zatiyye’si altıdır:
1- Vücûd
2- Kıdem
3- Bekâ
4- Vahdaniyyet
5- Muhalefetün-lilhavadis
6- Kıyâm bi-nefsihi

Allahü teâlânın Ödat-ı sübûtiyye’si sekizdir:
1- Yaşam
2-
İlm
3-
Sem’
4-
Basar
5-
İrade
6-
Kudret
7-
Kelam
8-
Tekvîn

Not: Bu esaslar hakkında geniş informasyon, Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye’de var. Bu kıymetli kitap, www.hakikatkitabevi.com adresinden okunabilir ve temin edilebilir. Ek olarak, sitemizde Doğru İman Detayları maddesinde de bu mevzularda geniş informasyon var.

Sual: Her insana ve ufak yaşta ölen ufaklıklara da mezar suali var mıdır?
Yanıt: Bu mevzuda Sirâc kitabında deniyor ki:
“Tüm insanlara mezar suali olacağını, Ehl-i sünnet âlimleri söz birliği ile bildirmektedir. Sabî iken ölene de cenâb-ı Hak, yanıt vermesini esin edecektir.” İbni Abdül-Berr ve İmâm-ı Süyûtî hazretleri de;
“Mümin ve münafık olan ehl-i kıbleye sual vardır” buyurmuştur. Hazret-i Ömer’e mezar suali olduğu ve verdiği cevabı bildiren haberler, kitaplarda mevcuttur.

Ölü kabre konulduğu vakit
Sual: Herhangi bir kimse ölüp kabre konulduğunda, kendisini neler beklemekte ve orada karşılaşmış olduğu ilk şey nedir, ne ile karşılaşmaktadır?

Yanıt: İmam-ı Gazâlî hazretleri Dürre-tül Fâhire fî-keşf-i ulûm-il-âhıre kitabında, mevzu ile ilgili olarak buyuruyor ki:
“Ölü kabre konulduğu vakit, üstüne toprak örtülünce, mezar meyyite şu şekilde söyler ki, benim üzerimde iken ferah idin. Şimdi altımda mahzun olursun. Benim üzerimde yemekler yerdin. Şimdi de seni benim altımda kurtlar yer. Kabir dolup, toprakla üstü örtülünceye kadar bu şekilde oldukça acı sözler söyler. Eshâb-ı kiramdan İbni Mes’ûd hazretleri anlatır. Bigün kendisi Peygamber efendimize;
-Ya Resulallah, ölü kabre konduğu zaman, ilk karşılaşmış olduğu şey nedir diye sual edince, Peygamber efendimiz buyurdu ki:
-Ya İbni Mes’ûd, bunu bana senden başka kimse sormadı. Ölü kabre konulduğu zaman, ilkin bir melek seslenir. O meleğin adı Rûmândır. Kabirlerin arasına girer. Der ki, Ya Abdellah, amelini yaz! O kimse der ki, benim burada ne kâğıdım, ne kalemim var, ne yazayım? O melek der ki; bu sözün kabul edilmez. Senin kefenin kağıdındır, tükürüğün mürekkebindir, parmakların kalemindir. Melek kefeninden bir parça kesip verir. O kul dünyada her ne kadar yazı yazmasını bilmese de, orada sevabını ve günahını, âdeta o bir günde işlemiş şeklinde yazar. Bundan sonrasında melek, o yazdığı kefen parçasını dürer, o ölünün boynuna asar. Bundan sonrasında Resulullah efendimiz;
(Her insanoğlunun yapmış olduğu işleri gösteren sayfalarını biz boynunda kıldık) mealindeki İsrâ suresinin 13. âyet-i kerimesini okudular.”

Sual: Ölü kabre konulduğunda ne ile karşılaşır?
Yanıt:
Bir hadis-i şerifte, bu hâl şu şekilde anlatılmaktadır:
(Ölü, kabre konulunca, peşinden gelenlerin ayak seslerini duyar. Mezardan başka onunla konuşan olmaz. Gömüt der ki:
-Benim iyi mi olduğumdan ve bendeki korku ve sıkıntılardan sana söylenilenler azdır, benim için ne hazırladın?
-Yazıklar olsun sana ey insanoğlu! Ben varken neye gururlandın? Benim, sıkıntılı, karanlık, yalnız ve böceklerle, kurtlarla dolu bir yer olduğumu bilmiyor muydun?
-Üzerimden geçerken, bir ayağın geride, bir ayağın ileride şaşkınca durduğun vakit, neye aldanmıştın?
Eğer o kimse salihlerden ise bir ses der ki:
-Ey gömüt, neler söylüyorsun, o doğruluk suretiyle idi? Emr-i ma’ruf, nehy-i münker yapardı. Ona normal olarak yeşil bahçeler hazırladım. Sonrasında o kimsenin bedeni nura çevrilir, ruhu göğe çıkarılır.)

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/30/kabir-sualleri/feed/ 0 5328