Cennetin Bahcesi – Cennetin Bahçesi https://www.cennetinbahcesi.com Dini Paylaşım Sitesi Thu, 09 Aug 2018 04:33:58 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.9 110917297 Hepimiz Din Kardeşiyiz https://www.cennetinbahcesi.com/2018/09/12/hepimiz-din-kardesiyiz-2/ https://www.cennetinbahcesi.com/2018/09/12/hepimiz-din-kardesiyiz-2/#respond Wed, 12 Sep 2018 15:00:00 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2639 https://www.cennetinbahcesi.com/2018/09/12/hepimiz-din-kardesiyiz-2/feed/ 0 2639 https://www.cennetinbahcesi.com/2018/09/07/2622/ https://www.cennetinbahcesi.com/2018/09/07/2622/#respond Fri, 07 Sep 2018 19:10:00 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2622 Islam dininin internet üzerinden ortak paylaşım aracı olarak tanımlanabilir. Dini konular üzerinden herkesin fikrini özgürce ifade edebileceğin bir nevi flash tabanlı islami sohbet odaları da diyebiliriz. Bir takım kurallar çerçevesesinde katılımcıların uğrak durağı haline gelen sitemiz yaklaşık 12 yıldır kesintisiz hizmet hayatına devam etmektedir. Bu süreçte farklı islami chat siteleri ile bir takım anlaşmazlıklar yaşanmış olsa da hepimizin kardeş olduğu bilincine sahip olgun insanlar olduğumuz için mevzuları uzatmadan tatlıya bağlamayı başardık. Hepimizin bildiği üzere islam dini kardeşlik dinidir. Buradan yola çıkarak sohbet odalarımız içerisinde kimseye ayrımcılık yada cephe oluşturacak konularda dini sohbetler edilmesine müsade etmiyoruz.

Islami sohbet siteleri diğer chat odaları yada yazılı sohbet siteleri sisteminden bir takım farklılıklar göstermektedir. Islami sohbet mobil desteğiyle girdiği odalar diğer sitelerin girişinden farklıdır. #Tasavvuf , #DiniSohbet , #IslamiSohbet , #IslamiSoru , #Sohbet gibi sadece dine yönelik paylaşımların yapıldığı odalara otomatik olarak giriş yapmaktasınız. Bunlardan bazıları sizler için gereksiz ya da önemli olabilir. Bu gibi durumlarda gereksiz bulduğunuz odaları “X” işaretine tıklayıp kapatabilir ve oradaki yapılan paylaşımları görmeyebilirsiniz. Sizlerden tarafımıza gelen olumlu ya da olumsuz tüm geri dönüşleri titizlikle takip ediyor ve imkanlarımız doğrultusunda geliştirilmeye müsait olanları hemen ar-ge ekibimize aktarıyoruz.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2018/09/07/2622/feed/ 0 2622
rrr https://www.cennetinbahcesi.com/2018/08/26/rrr/ https://www.cennetinbahcesi.com/2018/08/26/rrr/#respond Sun, 26 Aug 2018 06:00:00 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2724 https://www.cennetinbahcesi.com/2018/08/26/rrr/feed/ 0 2724 SÂLİH ALEYHİSSELÂM https://www.cennetinbahcesi.com/2018/06/02/salih-aleyhisselam/ https://www.cennetinbahcesi.com/2018/06/02/salih-aleyhisselam/#respond Sat, 02 Jun 2018 20:37:55 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2438 Semud kavmine gönderilmiştir.

Semûd kavmine gönderilen peygamber. Hazret-i Âdem’in on dokuzuncu batından torunudur. Hûd aleyhisselâmın peygamber olarak gönderildiği Ad kavmi, isyânları sebebiyle büyük bir azaba düşüp, helâk olmuştu. İmân ettikleri için bu azabtan kurtulan insanlar ise kendilerine yeni yurtlar kurmak üzere çeşitli bölgelere dağıldılar. Bu dağılan insanlardan bir kısmı Semûd denilen kimsenin evlatlarıdır. Semûd kavmi, Şam ile Hicaz arasındaki Hicr denilen bölgede yerleşmişti. Bu sebeble ”Eshâb-ül-Hicr” de denilen bu kavim, gün geçtikçe çoğalıp büyüdü. Dokuz kabileden meydana geldi. Çok çalışıp, bağlar, bahçeler yetiştirdi. Çöllerin kuru sıcağından kurtulup, dağları oyarak tepelere saraylar, ovalara köşkler kurdular. Sanatta ve servette iyice ilerlediler. Ancak, zevk ve safâya düşüp daha önce kendilerine Hûd aleyhisselâm tarafından bildirilen, hak dinden yavaş yavaş uzaklaşmaya başladılar. Kabile reislerinin de zulme ve haksızlığa başlamaları üzerine, gittikçe çözülen, Semûd kavmi, nihâyet ağaçtan ve taştan putlar yapıp tapmaya başladılar. Saptıkları kötü yolda sürüklenerek, tevhid esâsından, Allahü teâlâya imân etmekten tamâmen uzaklaştılar. Câhil ve azgın bir kavim oldular. Sâlih aleyhisselâm, bu kavim arasında herkesle iyi geçinen, fakirlere yardım eden, zayıfları koruyan ve üstün ahlâkıyla sevilen bir zâttı. Kırk yaşlarına geldiği sırada, Allahü teâlâ onu Semûd kavmine, doğru yolu göstermek üzere peygamber olarak gönderdi. Sâlih aleyhisselâm kavmini imâna dâvet edip, putlara tapmaktan, zulümden ve diğer bütün kötülüklerden uzak durmalarını ısrarla söyledi. Kavmine; ”Gerçekten ben size gönderilen güvenilir bir peygamberim. Artık Allah’tan korkun, bana itâat edin.” diyerek dâvetini açıkladı.Sâlih aleyhisselâmın bu dâveti karşısında pek az kimse imân etti. Kavmin çoğunluğu imân etmemekte direndi. Servetlerine güvenen, zevk ve safâ içinde kendinden geçip, zulme başvuran inkârcılar, Sâlih aleyhisselâma; ”Sen de bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsin!” diyorlar, onu, ”büyülenmiş, yalancı” sayıyorlardı. Sâlih aleyhisselâm ise kavmini imâna davet etmeye devam ediyor ve şöyle diyordu:

Ey Semûd kavmi! Sizin içinde bulunduğunuz bu güzel bağ ve bahçelerde, bu yemyeşil ekinler, altın başaklarla, güzel hurmalarla ve çağlayan sularla berâber ebdi olarak burada kalacağınızı mı zannediyorsunuz? Bu evleri kim yaptı. Şimdi kim oturuyor, hiç düşünüyor musunuz? Bu bağların ve bahçelerin ilk sâhibleri kimlerdi, şimdi kim oturuyor? Belki onlar da sizin kendilerini burada ebedi kalacak zannediyorlardı. Fakat hepsi ölüp gittiler. Siz de gelip geçenler gibi öleceksiniz. Bunlar size kalmayacak. Âhirette, yaptıklarınızdan birer birer hesâba çekileceksiniz. Henüz fırsat eldeyken bana tâbi olun. Şunu iyi bilin ki, bugün sizi aldatıp, Allah’a isyân ettirenler, ilâhi azâbtan kendilerini de sizi de kurtaramayacaklardır. Çünkü onlar da sizin gibi âciz insanlardır.” Allahü teâlâ, Semûd kavmine isyân ve taşkınlıktan vaz geçmeleri için, kadınlarını kısır bıraktı. Ağaçlar kuruyup meyve vermedi. Semûdluların bir kuyu hâricindeki bütün suları kurudu. Sâlih aleyhisselâma kin ve öfkeyle gelen Semûdlular: ”Ey Sâlih! Aramıza fesâd karıştırdın. Mallarımıza, çoluk-çocuğumuza, bize zarar verdin. Buradan çekil git. Yoksa seni öldürürüz.” dediler. Sâlih aleyhisselâm bir müddet onlardan ayrılıp tenhâ yerlere gitti. Bir müddet sonra tekrar dönüp Semûdluları imâna dâvet etti. Semûd kavmi, Sâlih aleyhisselâmdan mûcize göstermesini istedi. Ancak mûcizeleri gördükleri hâlde yine imân etmediler. Yine bir gün Sâlih aleyhisselâma gelip: ”Eğer doğru söylüyorsan, şu dağdaki sarp kayalardan kızıl tüylü ve doğurmak üzere olan bir dişi deve çıksın. O zaman sana imân ederiz.” dediler. Bunu istemekten maksatları akıllara durgunluk verecek, insanları şaşırtacak bir iş isteyip, yapmamasını ve mahcup olmasını düşündüler. Sâlih aleyhisselâm; ”Allahü teâlâ her şeye kâdirdir, böyle bir mûcize görürseniz, dağdan akan pınar suyunun bir gün deveye, bir gün size âit olmasına râzı mısınız?” dedi. Semûd kavmi böyle bir şey olamayacağını düşünerek: ”Bu şartı da kabul ediyoruz.” dediler.

Sâlih aleyhisselâmın bu şarttan maksâdı; dağdan gelen pınar suyunun az olması ve zagın insanların sâhiplenmesi sebebiyle zor durumda kalan kimselere yardımcı olup, devenin hissesi olan suyu fakir ve zayıflara vermekti. Sâlih aleyhisselâm onlara; ”Benimle sözleştiğinizi unutmayın, şâyet deve çıkınca ona bir zarar verirseniz ve verdiğiniz sözlerde durmazsanız acı bir azâba uğrarsınız.” dedi. Semûd kavmi; ”Sen deveyi çıkar, her istediğini kabul edeceğiz. Aksine bir iş yaparsak azâbı da kabul ediyoruz.” dediler. Nihâyet devenin çıkmasını istedikleri dağın kayalıkları önünde toplanıp, beklemeye başladılar. Sâlih aleyhisselâm böyle bir mûcize vermesi için Allahü teâlâya duâ etti ve duâsı kabul oldu. Kaya yarılıp, arasından istedikleri gibi bir deve çıktı. Deve, iki yana dizilip hayret ve şaşkınlıktan donakalan Semûd kavmi arasından salına salına yürümeye başladı. Sonra da bir yavru doğurdu. Bu mûcizeyi görenlerden bir kısmı imân etti. Diğer bir kısmı ise menfaatlerinin ve zulümlerinin ortadan kalkacağını görerek bir türlü imân etmediler. Sâlih aleyhisselâm onlara sözlerinde durmalarını, aksi takdirde ağır bir azâba düşeceklerini söyledi. Fakat inad ve inkârdan vazgeçmediler. Suyun taksimi işi de kendilerine ağır gelip kendilerine göre çâreler aramaya başladılar. Mûcize olarak kayadan çıkan deve, yavrusuyla birlikte her tarafı dolaşıyor, su içme nöbeti olduğu gün de suyun başına gelip suyu tamâmen içiyordu. Su içmesi de ayrı bir mûcize olup tonlarca su içiyor, su vücûdunda kayboluyordu. Suyu içip bitirince, su çıkan yerde oturuyordu. İmân edenler, ondan bir kabiliye yetecek kadar bol süt sağıyorlar, sütten içeyor ve yiyecekler yapıyorlardı. Böylece inananların imânı kuvvetlenir, inkârcıların kinleri artardı. Bu mûcize karşısında âciz kalan Semûd kavmi deveyi öldürmeyi plânlıyordu. Nitekim, Sâlih aleyhisselâmın nasihat edip, imân etmeye çağırdığı bir sırada, onlar, su içmekte olan deveyi göstererek; ”Güyâ şu deveyi öldürsek biz helâk olacakmışız! Onu öldürelim de gör!” dediler. Nihâyet çeşitli plânlar kurarak deveyi öldürdüler. Sonra da Sâlih aleyhisselâma; ”İşte deveyi öldürdük. Eğer sözledişin gibi bir peygambersen sözlediğin azâbı getir.” dediler. Sâlih aleyhisselâm bu azgın kavme şefkat ve merhâmetle nasihat edip; ”Ey kavmim! Nedir bu yaptığınız? Sizin için bir imtihan vesilesi olan deveyi de öldürdünüz. İnkârda ve günâhkarlıkta ısrar ettiniz. Buna rağmen tövbe kapısı açıktır. Neden azâbın gelmesini istiyorsunuz, tövbe ediniz!” dedi. Bu son dâvete de sert cevaplar veren Semûd kavmi, Sâlih aleyhisselâmı, âilesini ve imân edenleride öldürmeyi plânlamaya başladılar.

Sâlih aleyhisselâm bu azgın kavme şöyle dedi: ”Yurdunuzda üç gün daha kalın, birinci gün yüzünüz sararacak, ikici gün kızaracak, üçüncü gün siyahlaşacak, dördüncü gün ise üzerinize azâb gelerek sizi helâk edecektir!” Sâlih aleyhisselâmın söylediği bu günler gelip çattı. Bu sırada Semûd kavmi Sâlih aleyhisselâmı ve inananları öldürme teşebbüsüne giriştiler. Onlar harekete geçmeden, Cebrâil aleyhisselâm gelip, durumu Sâlih aleyhisselâma bildirdi. Sâlih aleyhisselâm da imân edenlerle birlikte oradan uzaklaşıp gitti. Birinci günde bâzı hâller zuhûr etti. Devenin bastığı yerlerde kanfışkırdığı, ağaçların yapraklarının kızardığı, kuyu suyunun kan renginde ve insanların yüzlerinin sapsarı olduğu görüldü.İkinci gün de Semûdluların yüzleri kana boyanmış gibi kıpkırmızı oldu. Bu belirtileri gören Semûdlular azâbın geleceğini kanâat getirip feryât ettiler. Yüzlerinin siyahlaştığı üçüncü gün, evini sarıp hücum ettikleri Sâlih aleyhisselâmın, şehirden çıkıp gittiğini anladılar. O gün, gece yarısından sonra, sabaha karşı şiddetli bir sarsıntı ve dağlardan fışkıran ateş ile Semûd kavminin yurdu altüst oldu. Sayhanın (sarsıntının) şiddetinden hepsinin ödleri patladı. Hepsi helâk olup gittiler. Bundan sonra da yurtları hiç mâmur edilmedi. Sanki hiç insan yaşamamış bir yer hâlini aldı. Semûd kavmi helâk edildikten sonra Sâlih aleyhisselâm, imân edenlerle birlikte gelip, yerle bir edilen şehre ibretle bakarak; ”Ey kavmim! Sizden hiçbir ücret istemeden, sizi sâdece Allahü teâlâ imân etmeye dâvet ettim ve bunu size nice nasihatlar yaptım. Fakat siz dinlemediniz. Sonra bu azâba uğradınız!” dedi.Sâlih aleyhisselâm, kavminin helâkinden sonra kendisine imân edenlerle birlikte Mekke’ye veya Şam taraflarına gitti. Remle kasabasına yerleşti. Hadramût tarafına gittiğine dâir rivâyetler de vardır. Kur’ân-ı kerimin değişik âyet-i kerimelerinde Sâlih aleyhisselâmdan ve kavminden bahsedilmekte olup, Semûd kavminin helâk edilişi meâlen şöyle bildirilmektedir. Semûd kavmine gelince: Biz onlara doğru yolu gösterdik de onlar, körlüğü (câhillik ve sapıklığı) hidâyete tercih ettiler. Bunun üzerine onları, kazandıkları (işledikleri) günâh yüzünden şiddetli azap yıldırımı yakalayıverdi. İmân edip de azâbımızdan korkanları ise kurtardık. (Fussilet sûresi: 17- 18)

MÛCİZELERİ:

1- Kayadan deve çıkartması. 2- Sâlih aleyhisselâmın kavminin bulundukları yerde hamt denilen meyvesiz ağaçlardan başka ağaç yoktu. ”Hak peygambersen, bu ağaçlar meyve versin!” diye kendisine mûcize teklifinde bulundular. Sâlih aleyhisselâm duâ edince, bu ağaçların hepsi çeşit çeşit meyveler verdi. 3- Sâlih aleyhisselâmın duâsı bereketiyle büyük taştan su çıkmıştır. 4- Sâlih aleyhisselâmın çadırına ateş tesir etmemiştir. Şöyle ki, kavmi koyuncu idi. Senenin bâzı aylarını sahralarda, yaylalarda çadır kurarak geçirirlerdi. İmân etmeyenlerden biri, gizlice Sâlih aleyhisselâmın çadırını ateşe verince, çadır yanmağa başladı. Bunun üzerine kavminden kâfir olanlar; ”Hak peygamber isen, çadırındaki yangını söndür!” diye alay etmeye, eğlenmeye başladılar. Hazret-i Sâlih, yangının sönmesi için duâ edince, kendi çadırı kurtulup, ateş kâfirlerin çadırlarına geçti ve hiçbir çadır kalmayıp, içindeki eşyâlarla berâber, yanıp kül oldu.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2018/06/02/salih-aleyhisselam/feed/ 0 2438
HÛD ALEYHİSSELÂM https://www.cennetinbahcesi.com/2018/06/02/hud-aleyhisselam/ https://www.cennetinbahcesi.com/2018/06/02/hud-aleyhisselam/#respond Sat, 02 Jun 2018 20:37:52 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2436 Yemen’de Âd kavmine gönderildi

Yemen’de bulunan Âd kavmine gönderilen peygamber. Nûh aleyhisselâmın oğlu Sâm’ın neslindendirç Bir ismi de Âbir olup, lakabı Nebiyyullahtır. Kur’ân-ı kerimde ismi bildirilen peygamberlerdendir. Yemen’de Aden ile Umman arasında bulunan Ahkâf diyârında doğup yetişti. Çocukluğundan itibaren Allahü teâlâya ibâdet etmekle meşgul oldu. Ara sıra ticâretle de uğraşan hûd aleyhisselâm, gayet şefkâtli ve çok cömertti. Nûh tûfânında sonra torunlarından biri olan Âd, Yemen’de Hadramut civârında Ahkâf denilen yerde yerleşti. Âd’ın neslinden gelen insanlar çoğalarak büyük bir kavim oldular. Bunlara Âd kavmi denildi. Bulunduları belde bereketli bir yerdi. Bağlar, bahçeler her tarafı sarmış ve İrem bağları diye meşhur olmuştu. Oğulları, malları, davarları ve muhteşem sarayları vardı. Güçleri, kuvvetleri, boyları ve cüsseleri ile meşhur olan bu insanlar, servetlerinin ve maddi güçlerinin çokluğuna bakarak azdılarve doğru yoldan, dinlerinden ayrıldılar. Yeryüzünde büyüklük tasladılar. Allahü teâlâyı unuttular ve çeşitli putlara tapmaya başladılar. Ellerindeki maddi imkânlarla etrâfa dehşet salıyorlar, fakirleri ve diğer kabileleri zulümleri altınta inletiyorlardı. Onları köle gibi çalıştırıyorlar, çeşitli işkencelerle öldürüyorlardı. Allahü teâlâ, Âd kavmine doğru yola kavuşturmak için Hûd aleyhisselâmı onlara peygamber gönderdi. bu hususta Kur’ân-ı kerimde meÂlen buyruldu ki:

Âd kavmine kardeşleri Hûd’u peygamber olarak gönderdik. Hûd (aleyhisselâm) onlara; ”Ey kavmim! Allahü teâlâya ibâdet edin. İbâdet edilecek o’ndan başkası yoktur. Hâlâ o’nun azâbından korkmayacak mısınız?” dedi. (A’râf sûresi:65) Hûd aleyhisselâm kavmini doğru yola kavuşturmak için tebliğ vazifesine başladı. Onları putlara tapmaktan, zulüm ve günahlardan tövbe ederek vazgeçmeye ve Allahü teâlâya şükür ve ibâdete çağırdı. Fakat Âd kavminin insanları, Hud aleyhisselâmı dinlemeyip, ona karşı kaba ve inkârcı davrandılar. Hûd aleyhisselâm kavminin bu tutumu üzerine; ”Eğer doğru yola gelmezseniz, haberiniz olsun, ben size tebliğ vazifemi yapıyorum; Rabbim size acı bir azap gönderir de helâk olursunuz?” buyurdu. Azgın Âd kavmi, Hûd aleyhisselâma; ”Mûcize getirmeden putlarımızı terk etmeyiz.” dediler. Hûd aleyhisselâm onlara; ”İstediğiniz mûcize nedir?” diye sordu. Onlar da ”Rüzgârı istediğin tarafa çevir!” dediler. Hûd aleyhisselâm duâ etti. Allahü teâlâ; ”Ne tarafa istersen elinle işâret et!”^buyurdu. O da eliyle işâret edince, rüzgâr istediği istikâmette esmeye başladı. Büyük kayaların toprak olmasını istediler. Hûd aleyhisselâmın duâsı ile bu da oldu. Bu mûcizeleri gördükleri hâlde inanmayıp hırçınlaşarak koyunların yünlerinin de ipek olmasını istediler. Hûd aleyhisselâm duâ etti. koyunların yünü ipek hâline geldi. Âd kavmi, gösterilen mûcizelere rağmen inanmadılar. ”Sen bizi putlarımızdan ayırmak için mi geldin? Doğru söylüyorsan, haydi bizi tehdit azâbı getir de görelim!” dediler. Hûd aleyhisselâm kavmini imâna dâvete devâm etti. Pek az kimse imân etti. Kavmi ise hakâret edip kendinden geçinceye kadar dövdü. Kavminin ıslâh olmayacağını anlayan hûd aleyhisselâm: ”Yâ Rabbi! Sen herşeyi biliyorsun. Ben onlara peygamberliğimi bildirdim. Ey Rabbim! Onlara, ders almalarına vesile olacak bir musibet ver?” diue bedduâda bulundu. hûd aleyhisselâmın bedduâsını kabul buyuran Allahü teâlâ, Âd kavmine önce kuraklık, kıtlık musibetini verdi. Üç sene müddetle akan pınarlar kurudu. Yeşillikler sarardı, soldu. Meşhûr İrem Bağları yok oldu. İnsanlar bir yudum suya, bir parça ekmeğe muhtaç hâle geldiler. Hayvanlar susuzluktan telef oldular. Devamlı olarak bunaltıcı kuru bir rüzgâr esiyordu. İnsanlar ağızlarını güçlükle açıyor, zor nefes alıyordu. tozdan göz gözü göremiyordu. bu arada Hûd aleyhisselâm kavmini imâna, tövbe ve istiğfâra dâvete devâm ediyordu. Hûd aleyhisselâmın kavmine meâlen şöyle dediği bildirilmektedir:

”Ey kavmim! Rabbinizden mağfiret dileyin. Sonra o’na tövbe edin ki, gökten üzerinize bol bol bereket (ekinleri yetiştirecek yağmur) indirsin ve kuvvetinize kuvvet katarak sizi çoğaltsın. Günahlarınıza ısrar ederek imândan yüz çevirmeyin.” (Hûd sûresi: 52) Hûd aleyhisselâmın bu son dâveti de onların aklını başlarına getirmeye yetmedi. Hûd aleyhisselâma işkenceye ve onu öldürmeye kalkıştılar. Artık onlara azâbın gelmekte olduğu Hûd aleyhisselâma bildirildi. Bir sabah Hûd aleyhisselâm imân edenleri biraraya topladı. Gün ağarırken ufukta siyah bir bulut belirdi. Bunu gören Âd kavmi, işte bize yağmur geliyor, dediler. Hûd aleyhisselâm ”Hayır, o can yakıcı azâb veren bir rüzgârdır. Her şeyi yok eder.” dedi. Rüzgâr korkunç bir ses çıkararak vâdiyi kapladı. Son derece hızlı ve soğuk olup, her şeyi saman çöpü gibi savuruyordu. Fussilet sûresi 16. âyet-i kerimesinde, bu rüzgâr ”sarsar” (kavurucu rüzgâr); azâb günleride ”eyyâm-ı nahisât” olarak geçmektedir. Âd kavmi kasırgadan kurtulmak için tutundukları ağaç ve taşlarla birlikte havaya fırlayarak paramparça oldular. Hepsi ölüp yere serildiler. Daha sonra rüzgâr bunları sürükleyip denize attı. Mal ve mülklerinden hiçbir eser kalmadı, helâk olup gittiler. Âd kavminin helâk oluşu Kur’ân-ı kerimde meâlen şöyle bildirilmektedir:

”Nihâyet Hûd’u ve berâberindeki imân edenleri, rahmetimizle kurtardık ve âyetlerimizi tekzib ederek, yalanlayarak imân etmemiş olanların kökünü kestik.” (A’râf sûresi: 72) Hûd aleyhisselâm ve ona imân edenler bu şiddetli kasırgada Allahü teâlâ tarafından muhâfaza edildiler. Kâfirleri helâk eden şiddetli fırtına, onlara serinletici ve rahatlatıcı hafif bir rüzgâr gibi esiyordu. Hûd aleyhisselâm, Âd kavmi helâk olduktan sonra, kendine inananlarla birlikte Mekke-i mükerremeye gitti. Kâbe-i muazzamanın bulunduğu yerde ibâdet ve taatla meşgul oldu ve orada vefât etti. Kabrinin Harem-i şerif( Kâbe-i muazzamanın etrâfındaki mescit) te Hicr denilen yerde bulunduğu rivâyet edilmektedir.

Hûd aleyhisselâm ve peygamber olarak gönderildiği Âd kavmiyle ilgili olarak Kur2ân-ı kerimin A’râf, Hûd, Mü’minin, Fussilet, Ahkâf, Zâriyât, Kamer, Hâkka, Şuarâ ve Fecr sûrelerinde bilgi verilmektedir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2018/06/02/hud-aleyhisselam/feed/ 0 2436
Şaban Ayı https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/08/saban-ayi/ https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/08/saban-ayi/#respond Thu, 08 Mar 2018 04:02:55 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2719 Mübarek üç aylar içerisinde yer alan Şaban ayı Müslümanlar’ın büyük bir heyecanla beklediği aylar arasında yer almaktadır. Mübarek üç ayların ikincisi olarak bilinen Şaban ayı üç ayları müjdeleyen Recep ayından sonra gelmektedir. Üç ayları bu yıl 19 Mart 2018 tarihinde başlayacak. Her yıl olduğu gibi bu yılda Müslüman alemi Şaban ayını merakla bekliyor. Bol bol duaların edileceği bu dönemde günahların affı için Allah’tan günahların affı istenecek. Şaban ayında hayır kapıları açılarak, günahlar silinmektedir. Ayrıca son Pazartesi günü mutlaka oruç tutulmalıdır. Eğer oruç tutulursa günahların affedileceği hadis-i şerif ile Müslüman alemine müjdelenmiştir.  Şaban ayının tam ortasında Berat gecesi bulunmaktadır.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/08/saban-ayi/feed/ 0 2719
Recep Ayı https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/08/recep-ayi/ https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/08/recep-ayi/#respond Thu, 08 Mar 2018 04:01:51 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2717 Recep ayı Mübarek Üç Aylar’ın başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Recep Ayı’nın faziletinin son derece büyük olması nedeniyle milyonlarca Müslüman Recep ayını beklemektedir. Müslümanlar için büyük bir heyecanla beklenen Recep ayı bu yıl 19 Mart 2018 tarihinde başlıyor. Üç aylar İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren manevi açıdan büyük bir öneme sahiptir. Recep ayı içerisinde hem Regaib hem de Miraç kandili yer almaktadır. 2018 yılında Regaib Kandili 22 Mart 2018 Perşembe gününe, Miraç Kandili ise 13 Nisan 2018 Pazar gününe denk gelmektedir. Büyük bir sabırsızlıkla beklenen Recep ayında oruçlar tutulmaya çalışılıyor, dualar ediliyor ve kötülüklerden arınarak günahların affedilmesi için Allah’tan af dileniyor.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/08/recep-ayi/feed/ 0 2717
Regaip Kandili https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/08/regaip-kandili/ https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/08/regaip-kandili/#respond Thu, 08 Mar 2018 04:00:27 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2714 Kandiller İslam dininin ibadetlerini getirmek ve işlenen günahların affedilmesi için çok önemli günlerden biridir. Regaib Kandili’nde de diğer kandillerde olduğu gibi günahların affedilmesi için Allah’tan af dilenir. Regaib Kandili bu yıl 18 Mart 2018’i 19 Mart 2018’e bağlayan gece kutlanmaktadır. Regaib Kandili’nde Müslümanlar Hz. Muhammed için salatü selamlar getirmekte ve şefaati ümit ederek ümmetinden olma bilincinin yenilenmesi sağlanır. Regaib Kandili’nde Müslümanlar Kuran’- Kerim okur ya da okuyan kişiyi dinler. Müslümanlar bu gece hem kendileri hem de Mümin kardeşleri için hayır dua etmekte ve cemaatle birlikte namaz kılınır. Kandil günü oruç tutmaya çalışır ve şükür namazı kılınarak bol bol dua edilir.

Regaip Kandili ne zaman sorunuzun yanıtı : Regaib Kandili bu yıl 18 Mart 2018’i 19 Mart 2018’e bağlayan gece kutlanmaktadır.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/08/regaip-kandili/feed/ 0 2714
Ramazan Bayramı https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/08/ramazan-bayrami/ https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/08/ramazan-bayrami/#respond Thu, 08 Mar 2018 03:58:32 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2710 Şeker bayramı olarak da bilinen Ramazan Bayramı Müslüman aleminde oruç tutma ayı olarak bilinen Ramazan’dan sonra üç gün boyunca yaşanan dini bayramdır. Bu yıl Ramazan Bayramı 17 Haziran 2018’de başlayacak. Ramazan bayramı üç gün sürecek ve 17 Haziran 2018’de son bulacak. Bahar aylarının yaklaşmasının ardında pek çok kişi Ramazan Bayramı tatilinin ne kadar olacağını merak etmeye başladı bile. Özellikle aile ziyaretlerini gerçekleştirmek ve tatile gitmek isteyen kişiler Ramazan Bayramı tatilini bekliyor.  14 Haziran 2018 Perşembe Günü Arefe günü resmi tatil başlıyor. 17 Haziran Pazar günü Ramazan Bayramı tatili son buluyor. Bu yıl Ramazan Bayramı tatili tatilcilerin yüzünü güldürecek.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/08/ramazan-bayrami/feed/ 0 2710
Üç Aylar Başlangıcı Ne Zaman https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/07/uc-aylar-baslangici-ne-zaman/ https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/07/uc-aylar-baslangici-ne-zaman/#respond Wed, 07 Mar 2018 20:07:09 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2707 Üç Aylar Başlangıcı

Mübarek aylar Recep Ayı ile başlıyor, Ramazan ayı ile son buluyor. Milyonlarca Müslüman üç ayların ne zaman başlayacağını merak ediyor. Üç aylar başlangıcı 19 Mart 2018 tarihinde başlıyor.  Üç aylar İslam alemi için manevi açıdan çok önemli bir yere sahiptir.  Recep ayının içinde hem Regaib Kandili hem de Miraç Kandili yer almaktadır. Üç aylar Recep ayıyla başlıyor, Şaban ayıyla devam ediyor, Ramazan ayının bitmesiyle son buluyor. Müslüman alemi için büyük bir öneme sahip olan üç aylar kutsal kabul edilmektedir.  Mübarek üç ayların içerisinde Kadir gecesi, berat kandili ve Mevlit kandili gibi çok özel gün ve geceler yer almaktadır.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2018/03/07/uc-aylar-baslangici-ne-zaman/feed/ 0 2707